"Hyung."
"Efendim Jisung."
"Seninki 2 haftadır tweet atmıyor."
İç çektim.
"İlk olarak, seninki demeyi kes. Ayrıca biliyorum. Onu takibe ALDIĞINIZDAN beri bir yazı bile paylaşmamış."
"Oooo, gerçekten takiptesin yani?"
"Elbette Jisung. Sana benim için kıymetli olduğunu söylemiştim."
"Aşıksın diyorum kızıyorsun ya."
"Farklı şeyler Jisung. Haklıyım kızmakta."
"Peki yazsan olmaz mı? Öldü mü kaldı mı belli değil."
"Ağzını hayra aç piç."
"Tamam ya bir şey demedim. Ama sen yine de yaz. Mutlu olur hem."
"Gerçekten beni sinirlendiriyorsun Han."
"Ne dedim yine ya?"
"İşimizin farkında değilsin hâlâ değil mi? Biz idolüz Hanji, hayranlarımızı takibe alamayız, onlara yazamayız, onlara aşık olamayız."
"Burada bana da laf kayıyor sanırım. Ben yavaştan kalkayım."
Changbin duyduklarıyla mısır gevreğini alarak mutfaktan çıktı ve odasına gitti.
Açıkçası Changbin buna kırılıyordu. İlk defa birine karşı böyle hisler besliyordu. Evet henüz konuşmaya başlayalı 2 hafta olmuştu ama hislerinin de farkındaydı. Hayranı olması onu farklı anlamda sevmesini engelleyecek bir şey değildi. Hyungu fazla takıyordu bu şeylere.
O gün Kim Seungmin'e aşık olduğunu söylediğinde susmuştu hyungu. O susmayı bilirlerdi. Kalp kırmamak için susardı Chan, sinirlenmişti. O günden beri de aralarında bir gerginlik vardı Chan ve Changbin'in.
Bu gerginlik tamamen Chan'ın 'idol' kavramına sıkıştırdığı, insanların da benimsediği belirli kalıplar yüzündendi."Al işte, kırdın kırdın."
"Ne kırması ya? Haklıyım."
"Değilsin hyung. Asla anlamayacaksın değil mi?"
"Ne diyorsun yine?"
"İdol olmamız bizi farklı yapmaz diyorum. İnsanların hayranımız olması onları farklı yapmaz diyorum. Ne hayranlarımız robot, ne de biz robotuz diyorum. Ne biz duygusuzuz, ne de onlar duygusuz diyorum. Onlar da bizler de insanız ve aşık olamayız, arkadaş olamayız diye bir şart yok diyorum. Ömrümüzün sonuna kadar yalnızca ünlülerle iletişim içerisinde olamayız diyorum. Olay idol hayran ilişkisi değil, insan insan ilişkisi diyorum. Düşünce yapından tiksinmeye başlıyorum diyorum."
"Abartmıyor musun?"
"Ben abartmıyorum, sen abartıyorsun. Anlamak istemiyorsun. Küçüklüğünden beri stajyer olman mı sana bunları düşündürttü hiçbir fikrim yok ama her zaman haklı olamazsın bunu anla artık!"
Jisung da kalkıp odasına geçti. Hyungu onu fazlasıyla sinirlendiriyordu artık. Böyle bir insanın bu kadar dar düşünceli olmasına katlanamıyordu.
Chan ise düşünüyordu. Ne zaman Jisung'la bu tür bir tartışma içerisine girse suçlu hissediyordu. O da biliyordu robot olmadıklarını, duyguları olduğunu. Ama kabul edemiyordu. İnsanlar ne der korkusundan çok birilerine zarar gelir korkusu fazlasıyla hakimdi ona. Yaşadığı ülkenin insanları en ufak şeyden sanatçıları suçlarken, eleştirirken bu şekilde düşünüyor gibi yapmak zorunda hissediyordu kendini.
Homofobik bir ülkede resmen gayler takımı kurmuşlardı. Eşcinselliğe laf edilmiyormuş gibi Jisung bir ilişki içerisindeydi ve bu kişi koreograflarıydı. Öğrenilirse çıkabilecek bin bir türlü dedikodu onu korkutuyordu.
Dedikodular umurunda değildi, kardeşlerine zarar gelmesinden korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunshine
FanfictionFelix içindekileri çizimleriyle birlikte twitterda paylaşır. Bir gün hayranı olduğu 3Racha lideri Bang Chan onun en son paylaştığı çizimine yanıt verir. chanlix minsung seungbin hyunin 30.08.23~ 17.09.23~ chanlix #5 02.10.23~ banglix #1 30.11.23~ ch...