"Gelsin gelsin, hyungum gelsin. Çok da bir yerlerimde. Aptal seni."
Telefonu kapatıp kendini koltuğa atan Jisung'a bakakalmıştım. Az önce Chan gelsin mi demişti o?
"Ne bakıyorsunuz öyle?"
"Jisung, ne dediğinin farkında değil misin?"
"Ne demişim k- AAAAAAAA!"
Birbirlerine panikle bakan üçlü çalan kapıyla daha da paniklemişti. Seungmin kapıyı açmaya giderken Felix odasına kaçmıştı, Jisung ise sayıklamaya başlamıştı bile.
"Bana sinirinden ne yapacağını şaşırdı bu adam iyice. Işınlanmayı bulmak nedir yahu?!"
Seungmin gelen kişiyi sakince içeriye davet ederken Felix kaçtığı odasında anında telefonuna yapışmıştı.
sunshine
chris??chanlar chalıyor
Efendim Sunshine
Ya da Felix?
Sanırım alışmam azıcık sürecek hahasunshine
soeun değil naısl hissediyorsan
öyle söylechanlar chalıyor
Biraz heyecanlı mısın?
Ya da gergin?
Hızlı yazmaya çalışıyorsun sanırımsunshine
ha
he
he şey
hayır ya
iyiyim bir şey yok
bir şey soracaktım da sanachanlar chalıyor
Pekâlâ
Biraz bekleteceğim ama
Acil çıkmam gerekiyor da
Geleceğim, bekle lütfensunshine
HAYIR
HAYIR GİTME
CHRIS HAYIR
lütfen çıkmaAğlamaklı bir şekilde telefonunu kapatıp sırtını yumuşak yatağına attığı sırada hızla açılan kapıyla irkilip kalktı. Rahatlamış ama aynı zamanda daha da paniklemiş gibi duran Seungmin'le kafası karıştı.
"Ne oldu?"
"Gel bir bak bakalım."
•••
Yazıştığı çocuğun gerginliğini anlamlandıramamış olsa da tatlılığına kıkırdayıp telefonu kapattı. Maske, şapka ve hırkasını unutmadan anahtarlarını aldı ve evden çıktı. Jeongin'den gelen birkaç arama ve onlarca mesajın arasından konumu ararken söylenmeye başladı.
"Ne yapacağım ben seninle Jisung? Hayır ne bu inat anlamıyorum ki! Bir de gelsin demiş paşam."
Derin bir nefes alarak sonunda bulduğu konumu açtı. Fazlasıyla yakın görünüyordu.
Biraz daha dikkatli incelediğinde konumun geceleri kaçtığı parkın karşı apartmanını gösterdiğini anladı. Şaşırmıştı. Jisung'un yakınlarda arkadaşı vardı ve bilmiyordu, bu onu daha çok şaşırttı. 'Kim olabilir?' diye düşünmeden edemedi.Yol ezberindeydi, düşüne düşüne gitse de ayakları ayrı hareket ediyordu sanki. Normalde huzurla yürüdüğü bu yolları şimdi biraz endişe, biraz da anlamlandıramadığı garip bir heyecanla geçiyordu. Hislere fazlasıyla inanırdı Chan. Eğer anlamlandıramadığı bir şeyler hissediyorsa bir iş olacağını biliyordu, inanıyordu içten içe.
Şimdi o anlamlandıramadığı heyecanla yürürken de düşünceleri değişmemişti; 'Bir şey olacak.' diyordu kendi kendine. Bu da onu daha çok heyecanlandırıyordu.
'Belki de o ağlayan çocuğu görürüm, kim bilir?'Gördüğüyle biraz yavaşlamış, önündeki değişmiş parka bakakalmıştı. Gelmeyeli ne kadar olmuştu? 5 gün mü? 1 hafta mı? Belki de daha fazla.
Ne kadar geçmiş olursa olsun bu parkın kısa denebilecek bir sürede bu kadar değişmesine anlam verememişti Chan. Parkı çevreleyen ağaçlar kesilmiş, yerlerine yenileri daha düzenli bir şekilde dikilmişti. Etrafına renkli çitler dizilmiş, salıncak sayısı ikiye çıkartılmıştı. Birkaç dakika daha güzelleşmiş parkı izleyip yürümeye devam etti. 'Demek heyecanın sebebi buymuş.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunshine
FanfictionFelix içindekileri çizimleriyle birlikte twitterda paylaşır. Bir gün hayranı olduğu 3Racha lideri Bang Chan onun en son paylaştığı çizimine yanıt verir. chanlix minsung seungbin hyunin 30.08.23~ 17.09.23~ chanlix #5 02.10.23~ banglix #1 30.11.23~ ch...