16

412 61 91
                                    

"Ay uzattın ama."

"Hayır canım, uzatmadım. Dalgaya vurmayı bırakırsan kapatacağım."

"Ya tamam yazacağım dedim ya hyung. Ayrıca istemesen de yazmayı planlıyordum zaten. Arkadaş edinmek eğlenceli."

"İyi. Ama bak dediğim gibi, dün söylerim yazar dedim. Yalancı şey etme beni."

"Şey etmem hyung. Şimdi izin verirsen sevgilimle vakit geçireceğim."

"İyi. Gecikme. En geç onda evdesin."

"Tamam baba, tamam."

Yüzüne kapanan telefonla gülmeden edemedi Chan. Jisung böyleydi işte, alışmıştı ona baba demesine. Elinden geldiğince hem hyungları hem arkadaşları olmaya çalıştığı bir gerçekti. Jisung'un twitterda Chan'a "daddy" diye hitap edildiğini gördüğünde bununla dalga geçmesiyle de yeni nicki ortaya çıkmıştı. Ek olarak babaları oluvermişti. Şikayetçi de sayılmazdı. Seviyordu onu böyle yakın görmelerini.

Bir süre daha telefonuyla oyalandıktan sonra işlerine kaldığı yerden devam etti.

•••

"Niye dinlemiyorsun beni? Sana adam beni karı zannediyor sanırım diyorum."

"Ya sus artık. Of. Bir şey çiz de belli et o zaman. Gördük işe yaradığını."

"Aynı şey mi?"

"Evet? Ne bekliyorsun? Homofobik çıkıp seninle konuşmayı kesmesini mi?"

"Bu da bir ihtimal sonuçta..."

"Salaklığına dayanamıyorum bazen," kısa bir iç çekti ve devam etti, "farkındaysan kardeşim dediği çocukla sevgiliyim. Erkek olduğumun farkında. Ayrıca eminim ki Minho'yla Jisung'un arasında da bir şeyler var. Tekrardan, SENCE HOMOFOBİK OLABİLİR Mİ?!"

"Pekala, olamaz haklısın. Ama ne bileyim işte of!"

"Çok konuşma da dediğimi yap. Yeni eserler seni bekler."

"Aman be!"

Sinir olmuş bir şekilde yanından ayrılıp odama girdiğim sırada aklıma gelenle tekrar kendimi Seungmin'in yatağına atmış ve telefonu elinden kapmıştım.

"Ne yapıyorsun be?!"

"Hiiiiç kaçma bu sefer, sorularıma cevap vereceksin."

"Ama şu an-"

"Sadece cevap istiyorum Minnie."

"Emin misin?"

"Evet?"

"Ama şu a-"

"Ay tamam sus. Dün Chan'la konuşuyorduk çocuklar ne yapıyor falan diye sordum Changbin alışverişe çıktı dedi. Sen de alışverişe çıkıyorum demiştin. Yani, buluştunuz mu?"

"Güzel düşünce."

"Buluşmadınız mı?" dudaklarımı sarkıtarak sordum.

"Hayır, buluştuk. Sadece güzel düşünmüşsün. İlk defa beynini kullandın sanırım. Buna daha sonra ağlayacağım. Gururlu bir ebeveynim."

"Saçmalama. Ayrıca ilk defa kullandın derken? Çizimlerimi her gördüğünde, "Oha orospu, bu nasıl bir beyin? Süpersin." diyen de bendim. Ay bir de 'Sunshine' dediğin zamanlar yok mu? O zamanlar seni boğasım geliyor!"

Konuşmamın sonunda üzerine atlayarak gıdıklamaya başladığım Seungmin'in kahkahalarını duydukça benim de neşem artıyor, keyfim yerine geliyordu. Üst üste gördüğüm birkaç rüyanın ardından böyle olmamız beni mutlu ediyordu. Rüyaları düşünmeden de edemiyordum, canımı sıkıyorlardı. Aklıma gelen sayısız görüntü gözlerimi doldururken gülümsememi silmeden geri çekildim.

SunshineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin