"Günaydın." Dedim yarısı kapalı gözlerimle spor yapan (sanırım spor yapıyor) Zeynep'e.
"Günaydın. Bir ara bütün gün uyuyacaksın sandım. "
Yataktan doğruldum yavaşça. Diğer kız hâlâ uyuyordu.
"Ne yapıyorsun? " Dedim sıfır bacak açıp lastik gibi esneyen Zeynep'e.
"Isınma." Dedi kısaca.
"Kolay gelsin. "
Kalkıp bana dünden ayırdığı kıyafetleri aldım. Odanın köşesinde duvardan duvara çiviyle çakılmış battaniye vardı. Giyinme kabini. Oraya girip giyindim. Özellikle oversize istemiştim Zeynep'den. Siyah t-shirtü ve fazla bol olmasa da rahat olan gri eşofmanı giydim. Bir de siyah çoraplar. Çıktığımda bir adet pozisyon bozmamış Zeynep ile karşılaştım.
"Saat kaç?" Dedim sersemce.
"08:55 "
"Peki. Burada günleri nasıl geçiriyorsunuz? "
"Gün erken başlar. Herkes spor yapmalı. Tembellik bizim için tehlikeli. 9 da kahvaltı. Aslında bakarsan görev verilmeyen herkes serbest. Sık sık üss değiştiriyoruz. Sabit kalmayız. Zaten hep bir görev olur. Yakında sende dahil olursun. Öğlen yemeği ise-"
"Bende mi? " Dedim şaşkınca.
"Evet. Barbaros boş duranlardan haz etmez. Herkes çalışır. Biz düzen var. Burada olan herkes gördüğün gibi kurallara uymak zorunda ki buna sende dahilsin. İstersen etrafı biraz daha gezdirebilirim ama kahvaltıdan sonra. "
"Olur."
"Hadi gidelim. "
Saçlarımı tarayıp tepeden gelişigüzel bir topuz yaptım. Zeynep saçlarını çoktan ikili balık sırtı örmüştü. Yemek salonuna doğru çıktık.
Henüz herkes gelmemişti. Bazılarında uyku mahmurluğu belli oluyordu. Pek istemesem de yemeklerimizi aldıktan sonra dün akşamki yerimize oturduk. Yemekten önce 2-3 bardak çay içtim. Sonra peynirden bir parça almıştım ki üzerimde bir gölge belirdi. Hafifçe irkilerek başımı kaldırdım. Barbaros.
"Yemekten sonra S2'ye gel."
Ben daha onun ne olduğunu sormadan masasına dönmüştü.
"S2 ne? " Dedim Zeynep'e şaşkınca.
"Spor salonu iki. Yani yumruk torbalarının ve boks ringinin olduğu salon. Büyük ihtimalle seviyene bakacak. "
"Seviye? "
Bıkkınca nefes verdi.
"Yani neler yapabilirsin diye, dövüş şekline falandır herhalde."
"Ya sonra? "
"Özge, ben nereden bileyim? Ona da böyle çok soru sorarsan seni yumruk torbasına çevirir. "
Yutkundum. Neden?! Özgür hakkım değil miydi? Soru sormak?
"Kahvaltını sağlam yap. Yorulacaksın. " Diye devam etti. Başımla onaylayıp tabağımla ilgilenmeye koyuldum.
Kahvaltı bitmiş, Zeynep'e beni S2'ye götürmesini rica etmiştim. Geldiğimiz koridorda kapısız girişler vardı. Bazılarında basit spor aletleri, bazılarında bilmediğim aletler, bazılarında küçük parkurlu yerler ve daha görmediğim başka odalar vardı.
"Burası ne kadar büyük? " Dedim hayretle.
"Bazı yerlerde yer altı şehri olarak geçer ama genel olarak askerlerin ve orduların kullandığı bir yer. " Dedi Zeynep.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝔼𝕍𝕊𝕀̇ℤ (🅺🅰🅾🆂)
ActionTamamen kurgudur! ...... 𝙃𝙖𝙮𝙖𝙩ı𝙢ı𝙯ı 𝙮𝙤̈𝙣𝙚𝙩𝙢𝙚𝙠 𝙣𝙚 𝙠𝙖𝙙𝙖𝙧 𝙯𝙤𝙧 𝙤𝙡𝙖𝙗𝙞𝙡𝙞𝙧? ..... 𝙱𝚒𝚕𝚖𝚎𝚖 𝚔𝚊𝚌̧ı𝚗𝚌ı 𝚍𝚞̈𝚗𝚢𝚊 𝚜𝚊𝚟𝚊𝚜̧ı, 𝚊𝚛𝚝ı𝚔 𝚑𝚊𝚢𝚊𝚝ı 𝚢𝚊𝚜̧𝚊𝚗𝚖𝚊𝚣 𝚑𝚊̂𝚕𝚎 𝚐𝚎𝚝𝚒𝚛𝚖𝚒𝚜̧𝚝𝚒. 𝙰𝚌ı𝚢ı 𝚟...