U-4

25 10 3
                                    

       İyi okumalaaar. Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayııııınn🤪💜

          .............

  Bilge otele girdi. Kendi salonlarına geçti. Yarım saat sonra herkes burada olacaktı. Gergin bir şekilde odada turluyordu. Masanın üstünde dosya açıktı. Kartal'ın fotoğrafı açıktı. Miraç ile ilgisi olmaması için dua ediyordu. Nedenini bilmiyordu ama onun katil olabilme ihtimaline inanmak istemiyordu.

  Herkes toplanmıştı ve gözleri Bilge'nin üzerindeydi.

  "Seni çok merak ettim" Asena Bilge'ye meraklı gözlerle bakıyordu. Daha Bilge'nin konuşmasına fırsat vermeden Esat söze girdi.

  "Nasıl böyle bi aptallık yaparsın!? Sen o adamın önüne nasıl atlarsın Bilge?! Kaç yaşındasın sen, beynini kullanmak aklına gelmedi mi, sana böyle bir görev verilmedi değil mi?!"

  Bilge sinirle ayağa kalktı. "Ben olmasaydım yakalanacaktın gerizekalı! Ayr-" Sözünü İrfan kesti.

   "Lafı kesmeyi sevmem ama Bilge haklı. Başına kötü bir şey gelmedi. Senin hayatını kurtardı. Sana böyle bir şey söylendi mi de kızıyorsun Bilge'ye. Burada kuralları ben koyarım ve dün Bilge'nin yaptığı kötü bir şey olsa da işimize yaradı. Onun hakkını yiyemezsin"

  Hazal gözlerini devirdi. "Ne Bilge'ymiş arkadaş"

  Bilge derin bir nefes alıp sesli bir şekilde geri verdi. Hızla kapıya geldi ve açtı.

  Karşısında Kartal'ı beklemiyordu. Bir anda panikle dışarı çıkıp kapıyı arkasında kapattı ve Kartal'a gülümsedi.

  "Geleceğini söylememiştin"

  Kartal da gülümsedi ve "Haber verecek bir şeye sahip değilim, numaranı almadım"

  Bilge kaşlarını kaldırıp gülümsedi. Avuç içleri terlemeye başlamıştı. Onu burdan uzaklaştırması gerekiyordu.

  "Aa evet. O zaman şey yapalım"

  Kartal da aynı şekilde Bilge'ye gülümsedi. "O zaman bir kahve ısmarlarsın"

  "Tabii ki. Gel hadi yukarı çıkalım. Oranın manzarası daha güzel" hayır manzaraya dair hiçbir fikri yoktu, tek derdi Kartal'ın içeridekileri görmemesiydi.
 
  Yukarı çıktıklarında cam kenarında bir masaya oturdular. Bilge dışarı baktı ve otoparkı görmesiyse yutkundu. Manzara evet. Çok güzel manzara.

  Kartal Bilge'nin şaşkın hâline gülmeye başladı. "Bende çok severim bu manzarayı"

  Bilge Kartal'a çevirdi kafasını. "Yaa tabi. Bende baya seviyorum. Bir sürü araba, bayılırım"

  18 yaşına gelince ehliyet almaya çok özenmişti. Aylarca çalıştı ve para biriktirip ehliyet aldı. Sonra ne mi oldu?
 
  Dolapta yumurtalıkta unutulmuş yarım limon gibi bekliyor o ehliyet.

  Kartal "Gerçekten sever misin arabaları yoksa şakaya mı vuruyorsun?"

  "Yani severim ama çokta anlamam. Sürmeyi biliyorum ama bilmiyorum. Değişik bir şey işte"

  Kartal kısa bir kahkaha attı. Daha sonra çok önemli bir şey olmuş gibi ciddileşti ve oturuşuna düzeltip cebinden telefonunu çıkardı. Rehberini açıp Bilge'nin önüne bıraktı.

  Bilge önce telefona sonra Kartal'a baktı.

  "Numaranı yaz diye bıraktım. Boş boş bak diye değil"

  Bilge telefonu aldı. Hangi numarasını yazacaktı. Kendi telefonu yoktu. İrfan'ın verdiği telefonun numarasını bilmiyordu. Bir süre düşündükten sonra yanlarına garson kız geldi.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin