U-10

5 1 0
                                    

  İyi okumalarrrrrrr💜

        ----------------------

  Bilge kucağındaki kıpırdanmalardan rahatsız olup gözlerini açtı. Kafasını kıpırtı gelen yere çevirdi. Geçen gün yanlarına gelen siyah kedi yine Bilge'nin bacağına yatmış, kuyruğunu Bilge'nin karnına sürtüyordu. 

  Bilge gülümseyip bir süre kediyi sevdi. Sonra nerede olduğunu fark edip kafasını kaldırdı. Umut'un göğsünde uyumuştu. Umut çoktan uyanmış onları izliyordu. Bilge yattığı yerden kalkınca Umut da kalktı. 

  "Siyah kediye uğursuzluk diyenler utansın. Şunun tatlılığına bak" diye kediyi sevmeye devam etti. 

  Bilge bir anda ciddileşip telefonunu arayıp buldu ve ekrana baktı. "Hiiii, saat kaç olmuş. Benim acil otele gitmem lazım" 

  "Ben bırakırım seni" 

  Birlikte ortadakileri toplayıp arabaya doğru yürüdüler. "Beni eve bırakır mısın?"

  "Bırakırım"

   ----------------

  Evin önüne geldiklerinde Bilge, Umut'un yanağına öpücük bırakıp "Teşekkür ederim" dedi. 

  "Seni burada bekleyip işe de götüreceğim. Hemen hazırlan" 

  Bilge kaşlarını kaldırdı. "Yok, olmaz" 

  Umut da kaşlarını çattı ve "Neden, istemiyor musun?"

  Bilge güldü ve "Öyle değil. Burada beklemene izin veremem. Yukarı gel, ben hazırlanırken kahve içersin"

  "Haa o zaman olur" 

    -------------

  Otelde kahvaltı saati çoktan gelmişti. Restorandan Bilge sorumlu olduğu için bazı şeyler karışmış İrfan da onları toparlamaya çalışıyordu. Menü Bilge'deydi. Erkenden mutfakta düzen kuracaktı fakat gelmemişti. 

  İrfan "Gitti saçma sapan tereyağı gibi çocuğun yanına. Telefonunu açmıyor, işleri aksatıyor, en önemli misafirlerimizin olduğu gün ortada yok! Başına bir şey geldi diye mi endişeleneyim? Burayla mı ilgileneyim? Geldiğinde hangi hakla hesap sorayım? Şaşırdım kaldım valla!"

  "İrfan!" 

 İrfan arkasından bağıran Aykut'a döndü. "İrfan bu adam iyice sapıttı. Dışarıdaki güvenliklerin yanına kendi adamlarını koymuş. Bizim ofisin çevresinde adamları dolanıyor. İçeri girmeye çalışanlar olmuş. Fecai son anda fark etmiş göndermiş depo diyerek. "

  "Sakın o odaya girmesinler. Gerekirse ofisin kapısında bekleyin ama ofis olmaz!" dedikten sonra hızlı adımlarla Vedat ağanın oturduğu masaya gitti. Adar ve Roza da aynı masada oturuyordu. 

  "Vedat ağa! Adamlarını çalışanlarımdan ve girilmesi yasak olan yerlerden uzak tut. Yoksa akşamki düğün son anda yerle bir olmak zorunda kalır!" Karşı tarafın bir şey demesine izin vermeden oradan ayrıldı. Vedat ağa arkasından sinirle bakıp telefonundan birini aradı. 

  ----------------

  Asena ve Hazal otelin organizasyonuyla ilgileniyordu. Roza'nın kuaförü gelmişti. Saçı ve makyajı yapılıyor aynı zamanda yanlarında gelen kadınlarda hazırlanıyordu.

  Züleyha ve Havidan ofiste dinleme cihazlarını kontrol etmeye devam ediyorlardı. Bir anda kapının açılmasıyla ikiside kulaklıklarını çıkartıp ayağa kalktı.

  Karşılarında 3 tane adam vardı. Onların Vedat ağanın adamları olduğunu anlayınca Züleyha "Burası personel odası, dışarı çıkın!"

  "Siz devam edin işinize bizde kendi işimizi yapalım" diye sırıttı bir tanesi.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin