1. GÖZLERLE YAPILAN ANLAŞMA

3.9K 158 68
                                    





Instagram/ bermevina
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım🤍
İyi okumalar!

♪ Eyes don't lie, Isabel LaRosa

Aşk adı verilen bu kalp yanılgısı, gözümün önüne şeffaf bir perde çekerek, beni kör ve sağır bırakmıştı. Elerim, ayaklarım soğuktu. Beni ısıtan tatlı esintiden, eser yoktu. Aldanmak ister miydim, bilseydim o tatlı esintinin surlarımı yıkacağını? Üzerimde ki enkazın ağırlığı hafifler miydi biraz olsun?

Ellerim, soğuk tuşlara bastığında, kulağımı yatıştıran melodiler, odada yankılanıyordu. Zihnimdeki kirli hatıraları temizlemeye uğraşarak, gürültü ve sesleri bir kenara süpürüyordu. Piyanomu bu yüzden seviyordum. Anılardan kaçmama gerek kalmadan, onlar benden uzaklaşarak kayboluyorlardı. En azından bir süreliğine. Hataların verdiği ağırlığı, gözlerim daha fazla taşıyamayarak, yaşların dökülmesine izin verdi. Tuşlara basan ellerime, sıcak göz yaşlarım dökülerek canımı yaktı. Fiziksel olarak olmasa bile.

Odamın kapısı iki kez çalındı ve kapım açıldı. "Lalin?" Babam bana oldukça endişeli bir şekilde bakıyordu. Yaşlar dökülen yüzümü süzdü. Kapıyı kapatıp, yanıma yaklaştı. "Baba." Ellerimi piyanodan çekip, burnumu çekerek babama döndüm. "Anlatmak ister misin?" Neyi nasıl anlatacağımı bilememin kararsızlığıyla, ellerimle oynadım. "Doğruymuş." Ağzımdan çıkan tek sözcük, babamın yumruklarını sıkmasına neden oldu.

Babam sinirle bir hareket sergilememek için kendini sıkıyordu. Babam yumruklarını sıkmayı bırakıp, bir şey söylemeden, beni kendine çekerek, kafamı göğsüne bastırdı. "Gerekeni yapacağım, sıkma canını." Kafamı kaldırarak, alttan alttan yalvaran gözlerle ona baktım. "Baba, gerek yok gerçekten-" Babam başını iki yana sallayarak saçlarımı okşadı. "Merak etme kızım, konuşacağım sadece." Tek kaşımı kaldırarak ona baktığımda, dudaklarına uğrayan küçük tebessümü, zar zor yakalayabildim. Kafamı sallayarak onu onayladığımı gösterdim. "Biliyor musun? Ölmediği sürece istediğini yapabilirsin." Sesimi neşeli tutmaya çabalayarak, belli belirsiz gülümsedim.

Bana yumuşak bakışlarından gönderdi. Dudaklarımdan dökülen sözcükler, kalbimin bir yansımasıydı. "İyi ki varsın baba." Omzumu pat patlayarak, nefesini verdi. "Sen de iyi ki varsın güzelim, kalmamı ister misin?" Başımı iki yana sallayarak, göz yaşlarımı ellerimin kenarlarıyla sildim. "Hayır hayır, git sen. İyi olacağım merak etme." Başını sallayarak, gömleğinin kollarını düzeltti. "Şimdi gitmem gerekiyor ama geldiğimde, sana rahat vermeyeceğim haberin olsun." Gülümseyerek başımı salladım. Bana son bir bakış atarak, odadan çıktı.

Bu akşam arkadaşlarıyla buluşacaktı ve benim yüzümden geç kalmış olmalıydı. Fakat ben, onun her zaman önceliği olduğumu biliyordum zaten. Babam disiplinli bir adamdı, aynı zamanda da pamuktan bir kalbe sahipti bana karşı. Annemle babam ayrıldıktan sonra bile babam bana karşı hep aynı kalmıştı. Bana üzüntüsünü göstermemeye çalışır, ne zaman üzgün hissetse gelip benimle ilgilenmeye çalışırdı. Bunun için ona minnettardım ve hakkını ödeyebilmem mümkün değildi. Bunu biliyordum.

Piyanonun başından kalkarak lavaboya adımladım. Yüzüme soğuk su çarparak yüzümü iyice yıkadım. Muhtemelen son üç saattir ağladığımdan, koyu yeşil gözlerim kıp kırmızı olmuştu. Ağlarken, belime kadar gelen saçlarımı çekiştirmiş olmalıydım ki, oldukça dağınıklardı. Isırılmaktan yer yer kan olmuş zavallı dudaklarım da aynada kendilerini belli ediyorlardı. Kapı zilinin çalmasıyla, lavabodan çıkarak alt kata koşturdum. Babam bir şeyini mi unutmuştu?

MİNTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin