10. DEJAVU

638 72 16
                                    





Instagram/ bermevina
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım🤍
İyi okumalar!

Friends, Chase Atlantic



Son yirmi dört saate yaşananları, kafamda çevire çevire tekrar etmekten, başımı yeterince ağrıtmıştım. Yalnızca bir kaç hafta öncesine kadar, sessiz sakin ve düzenli hayatı bozulmuş olan, aldatılmış bir kızdan, hırslı, cesur, konuşkan kıza terfi etmiştim resmen.

Daha fazla değişimi, vücudum ve zihnim kaldırabilir miydi, bilmiyordum.

Mert, pansumanı tamamlayana kadar Mahir'in kendini çok fazla sıkmasına rağmen, dudaklarından dökülen inlemelerini dinlemiştim. Bana istersem çıkabileceğimi söylemişti ama ben kalmak istemiştim.

Sebep olduğum yıkımı izlemek mi istemiştim?

Belki de öyleydi, önden giden ben olsaydım eğer, kurşun bana isabet edecekti. Kurşunu durdurup geri göndermezdim elbette ama... garip bir şekilde suçlu hissediyordum işte.

Mahir, pansuman yapıldığı süre boyunca gözlerini benden ayırmamıştı. Gözlerini yumduğu zamanlar dışında.

Bu da bana bir işkenceydi.

Bencillik etme Lalin, adam bacağından yaralandı.
Senin yüzünden ya da değil.
Ne fark eder ki?

İçimden bir ses senin yüzünden diye bağırıyordu ve ben bundan hiç hoşlanmamıştım. Daveti basan adamlarla, restoranı basan adamlar, aynı adamlar olabilirler miydi? Ya da bastıran kişi aynıydı belki de?

Mert şırınganın içine ağrı kesici olduğunu söylediği sıvıyı doldurarak, Mahir'e enjekte etti. Odadan dinlenmesini söyleyerek çıktığında, o sadece başını sallayarak, kollarını başının altına almıştı ve tavanı izliyordu.

Ben ise, yorgunluktan ölmek üzereydim ve sanırım hasta oluyordum. Beş dakika içinde altıncı kez öksürmem de bunun kanıtıydı. "Bir eve iki hasta fazla." O kadar dalgındım ki, esprisine gülemedim bile.

Gözlerim, terden sırılsıklam olmuş gömleğindeydi. "Onu çıkarmalıyız." Yaslandığım yerden doğrularak yatağın yanına adımladım. Ben yanına gelerek, tam önünde durana kadar, gözleriyle beni takip etti. "Hım?" Başımlan gömleğini işaret ettim.

Sanırım ağrı kesici etkisini gösteriyordu ki, gözleri kapanmak üzereydi. Bir şey demeyerek başını sallayarak hafifçe doğrulmaya çalıştı. Kolundan tutarak yardımcı olmaya çalıştım fakat temasım hiç bir işe yaramadığı gibi tüm vücudumun karıncalanmasına sebep olmuştu.

Biraz doğrulduğunda, kafasını hafifçe geriye yatırdı ve ben de belirginleşen adem elmasını izledim. Titreyen ellerle gömleğinin düğmesine dokunarak ilkini açtım. Soğuk tenim sıcak tenine değdiğinde ürperdim. Bir dizimi yatağa dayayarak iyice üzerine eğilmiştim ve yüzü, boynuma oldukça yakındı. Ben diğer düğmeleri çözerken, burnunu boynumda hissettiğimde nefesim kesildi. Afallayarak, ona baktım.

Gözlerini kapatmış, boynumu mu kokluyordu?

"Ne yapıyorsun?" Burnu halen boynundayken ve kafası da neredeyse omzumdayken alttan alttan bana baktı. "İzin verirsen eğer, dinleniyorum." Kaşlarımı çatarak yutkundum ve o gözlerini çekmediğinde, gözlerimi kaçırarak kalan düğmeleri de hızlıca çözdüm.

O bu kadar huzurlu görünürken nasıl geri çekilecektim ben? Tanrı beni sınıyor muydu?

"Eminim yastık, boynumdan daha rahattır." Espri yapmak istemişim fakat sesim o kadar gergin çıkmıştı ki gülemedim bile. O boynuma nefesini vererek güldüğünde, gıdıklandım. "Denendi onaylandı, değil."

MİNTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin