6. GÖZLER ÜZERİMİZDEYKEN

897 94 17
                                    





Instagram/ bermevina
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım🤍
İyi okumalar!

  ♪ In my head, Ariana Grande


Hani bazen, rüya olmasını dilediğimiz şeyler gerçek, gerçek olmasını dilediğimiz şeyler rüya çıkardı. Hepimize illa ki bir kez uğradığı olmuştur bu duygunun.

İşte benim de, geçirdiğim tüm gece boyunca bu döngü kendini tekrar etmişti. Bu açıkçası sinir bozucuydu ve dün geceden beri, gözümün önüne gelmesini istemediğim görüntüler gözümün önüne gelip duruyordu.

Onu kafamda romantize ediyordum ve bu çok yanlıştı. Beni kucağına çektiği anı, aklımın herhangi bir köşesinden dahi geçirmemeye çalışıyordum ama nafileydi.

Yalnızca, beş saat uyuyabildiğimden, başımda korkunç bir ağrı vardı. Uyandığımda gün henüz yeni ağrımaya başlamıştı. Zaman gerçekten inanılmaz bir şekilde akmıştı. Bir süredir de açık olan pencerenin geniş pervazına oturmuş, dışarıyı izliyordum. Gözlerim dışarıdan geçen tek tük arabalarda, ağaçlarda dolaşıyordu fakat aklım, bin bir farklı yerdeydi.

Bazen, ne düşünmem gerektiğini kestiremiyordum. Babama sadece kısa bir mesaj çekerek durumu, olabildiğinin en üstü kapalı şeklinde anlattığımdan, mesajı gördüğü an delireceğinden emindim.

Ben düşüncelere dalıp gitmişken, kapım iki kere tıklatıldıktan sonra açıldı. İçeri girer girmez gözleri uyduğum yatağıma kaydı fakat beni orada göremeyince, bakışları odayı yavaşça taradı ve dolu dolu olan gözlerimde takıldı.

Bir şeyler düşünürken istemsizce dudaklarımı çekiştirdiğimden, dudağımda yer yer ısırık izleri olmalıydı. Kapıdan içeri girerek kapıyı kapattı. Ona baktıkça, gerçeklik algımın kaybolduğunu hissediyordum. Beni düzensiz dünyamın içinden çıkarıp, hayal kurmaya zorluyordu...

Elini ensesinde gezdirerek, oturduğum pencerenin pervazına, yanıma yaklaştı. "Telefonunu getirdim." O an elinde tuttuğu telefonumu fark ettim. Bana doğru uzattığında, alarak kucağıma koydum. Dudaklarını ıslatarak konuştu. "Hayranların sürekli arıyor, telefonun bir türlü susmadı." Gözlerimi kısarak, nefesimi verip gülerek konuştum. "Şaka yapman konusunda ne demiştim?" Başını eğerek kısık sesle güldü. Onu güldürdüğümde, zafer kazanmış gibi hissetmem normal miydi?

Telefonum çalarak uykusunu bölmüştü büyük ihtimale. Kahretsin ki sessize almayı unutmuştum. "Telefonum seni uyandırdıysa-" Yutkunarak lafımı böldü. "Önemli değil, uyumuyordum zaten." Kaşlarımı çatarak, uykusuzluktan oluşan göz altı morluklarını inceledim. "Koltuk, pek de rahat değildi sanırım." Ağız kenarıyla sırıtarak gözlerini ovuşturdu. Gözleri kanlanmıştı. Bir kaç saat önce ki haline göre daha ayık görünüyordu. "Aksine, rahat battı sanırım."

Zara ve Yaman hala uyuduğundan, kısık sesle konuşuyorduk. Pencereden esen hafif esinti, kokusunu bana doğru uçurdu. Gözlerim bir saniyeliğine kapandığında, derin bir nefes alarak gözlerimi geri açtım. Gözlerini dudaklarıma sabitlediğini gördüğümde, aralanmış olduklarını fark ettim. Dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerimi kaçırdım.

"Telefonuna bakmayacak mısın?" Kaşlarını kaldırarak, daha önce görmediğim bir bakışını bana doğrulttu. "Her kimse, çok ısrarcı olmalı." Yutkunduğunda oynayan adem elmasına baka kaldım. Neden, kim olduğunu merak ediyordu ki? Ayrıca arayanın kim olduğunu ekrandan görmemiş miydi?

Beni mi deniyordu?

"Sonra bakarım." Kafasını sallayarak bir şey dememeyi seçti. Büyük ihtimalle arayan babamdı. Ki o olmasa bile, kim olduğunu onu ilgilendirmiyordu. Babamla şimdi, telefonda konuşursam eğer, ona yapacak sağlam bir açıklamaya ihtiyacım vardı. Attığım mesaj deliye dönmesini engellemezdi. Ben ise açıklama yapmayı düşünmeyi bırakın, halen kafamı toplayamamıştım. Son bir kaç günde yaşadıklarım hiç de normal sayılmazdı. Nefes almaya benim de hakkım vardı.

MİNTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin