Yazarın ağzından
Hikayemiz doğudan başlayan bir hikaye coğrafyanın sert olduğu her daim kendine has olan bir memlekette yaşayan genç bir kızla bir genç adamın hikayesi bu.
Genç kız kendini bildi bileni fedakarlık yapmak zorunda hissediyordu kendini sabah erken kalkarak üzerini hızlı bir şekilde giyinip çantasını koluna takarak yürümeye başladı aşağı indiğinde üvey annesi hazırlandığı kahvaltıdan yemesine bile dahi izin vermeden çabuk geç kalacaksın deyip bağırmaya başladığında.
Genç kızımız hiçbir şey söylemeden hızlı bir şekilde yürümeye başlamıştı Melek kendisi çok küçüktü ama yükü çok büyüktü koca bir aileyi sırtında taşıyacak kadar üstünde yük vardı yavaş adamlarla yürüyüp işine geldiğinde.
Herkese tebessümle selam vererek işinin başına geçmişti kısa zaman içerisinde yemek molasına çıktığında eline telefonu aldığı gibi telefonu çalmaya başlamıştı.
Telefonu eline alarak kulağına götürdüğünde hiç istemediği sesi yine duymuştu üvey annesi cennetin sesiydi adı cennette ama cehennem gibiydi.
Kulağa gelen sesle Melek yerinden sıçrayarak elindeki telefonu zor tutarak direk Rıfat Bey'in odasına gidip izin istemişti babasının kötüleştiğini hastaneye kaldırdığını söyleyince izin vermek zorunda kalmıştı.
Kendini hastaneye zorla yetiştirerek vardığında üvey annesi sandalyede oturmuş bir şekilde onu bekliyordu yanına koşarak vardığında babam nasıl diye haykırarak sorduğu zaman kadın soğuk bir sesle odaya aldılar dedikten sonra tekrar elindeki telefona geri dönmüştü.
Kapıya yetiştiği anda kimse içeri almamıştı hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı yeri göğü inletecek şekilde bağırıyordu Baba kurban olayım beni bırakma. Sırtına değen elle geriye dönüp baktığında kardeşiydi canıydı ciğeriydi kız kardeşine sımsıkı sarılarak ağlamaya başladı.
Zaman geçtikçe doktorun içeriden çıktığında herkes yanına doğru koşmaya başladı Cennet hanım yerinde oturmuş bir vaziyette doktora bakıyordu.
Doktor melek'in gözlerinin içine bakarak büyük bir ameliyat gerekiyor olmazsa eğer babanız sakat kalabilir ömrünün sonuna kadar hiçbir şekilde yürüyemeyebilir veya kalp krizinden ölebilir.
Melek doktorun gözlerine bakarak lütfen ne gerekiyorsa yapın dediğinde doktor derin bir nefes vererek kızın gözlerine bakıp çok yüklü bir para gerekiyor.
Kız şaşırmış bir vaziyette doktora bakarak ne kadar gidecek dediğinde doktor çok büyük bir miktar melek tekrar doktora bakıp ne kadar diye sorduğunda doktor melek'e bakarak.
1 milyon Melek nefesini tutmuş bir şekilde doktora bakarak siz gereken işlemleri başlatın ben halletmeye çalışacağım dediğinde doktor çalışacağım.
Doktor arkasına dönerek Allah size kolaylık versin dediğinde Melek hızlı bir şekilde ayağa kalkarak nereye gideceğini düşünmeye başladı hiçbir şey gelmiyor da hızlı bir şekilde çantasını alıp üvey annesinin yanına giderek ne yapacağız dediğinde .
Doktor dışarı çıkıp gittikten sonra içeriden çıkan hemşire beyefendi zaten yoğun bakımda şu anda sizden gelecek hiçbir şeye ihtiyacı yok siz evinize gidin herhangi bir durum olursa sizi bilgilendiririz.
Üvey annesi ayağa kalkarak melek'in kolundan tutup koridorda sürükleyerek eve gitmesi için yaptığı eylem başarıyla sonuçlanmıştı eve vardıklarında daha Melek kahvaltı bile etmeden kadın kızı karşına alarak konuşmaya başladı Rıfat bey'e gideceksin durumu anlataca sesini yüksek bir şekilde konuştuğunda melek iki elini kulaklarının üzerine koyarak üvey annesine bakıp yeter.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİAŞK
General FictionÜvey annesi genç kızın kolundan tutarak dışarı atıp git Rıfat bey'den yardım iste yoksa eve baban hastanede yardım etse yine Rıfat bey yardım eder Dediğinde genç kız gözleri yaşlı bir şekilde üvey annesine bakarak adama her beni gönderdiğinde yerin...