DELİAŞK

16 bölüm

Fırat hepsine bakarak merak etmeyin siz burada olduğunuz sürece de kesinlikle sizi burada bulamaz burası benim bir arkadaşıma ait ve o arkadaşım de kimse tanımıyor daha yeni o arkadaşım şu anda yurt dışında yaşıyor burayı bana emanet ederek bakmamı istedi ben her hafta gelip buradaki işçilerin bütün ihtiyaçlarını alarak buraya getiriyorum ve sizin burada olduğunuzu da biliyor güvenliğiniz açısından her şey burada mevcuttur dedikten sonra bizlere bakarak bence şimdi yenge bize çok güzel bir akşam yemeğini hazırlasın gerçekten acıktım dediğinde Zehra bana bakarak abla seninle mutfağa geçelim diyerek kollarını sıvıyarak bence bugün çok güzel bir yemek yapalım ablamla uzun bir zamandır görüşmüyoruz beraber kendimize bir ziyafet çekelim diyerek ikimiz mutfağa geçtiğimizde aras'la Fırat ikisi yan yana oturmuş konuşuyorlardı mutfağa geçerek yemek yapacağım sıra Zehra bana sımsıkı sarılarak abla sen gerçekten çok sıkıntılar yaşamışsın ben bilmiyordum diyerek bana sarıldı da ona bakıp sen hiçbir şeyi yaşama diye zaten seninle bir yolumu kestim ve seni uzağa gönderdim okuman için elimden geleni yaptım dediğinde Zehra bana bakarak zaten okul tatil olmak üzereydi bütün sınavlar bitmişti ben zaten geri dönecektim ama Fırat'ın arkadaşı beni oradan alıp havaalanına direkt götürüp gönderdiğinde Fırat beni havaalanında alırken senin onun telefonuna gönderdiği resimle beni tanıdı.

Ona bakarak neden Fırat abi değil de Fırat diyorsun dediğinde tebessümle gülüp el işareti ile içeriyi göstererek böyle yakışıklı bir adamı insan abi der mi abla gerçekten seni anlamıyorum diyerek  tezgaha döndüğünde ben başımı kaldırdığım anda Fırat'ın mutlak kapısında durup bize baktığını görünce hızla zehra'ya döndüğümde Zehra eğilmiş tezgahın altında tencere çıkarıyordu bana bakarak yenge Bir bardak su alabilir miyim dediğinde Zehra hızlı bir şekilde yerinde doğrularak siz ne zaman geldiğiniz dediğinde Fırat sakin bir şekilde şimdi geldim diye konuştuğunda demek ki duymamış diye içimden geçirdim bardağı doldurup Fırat'ın eline verdiğimde suyunu içtikten sonra bardağı tekrar bırakarak geri döndü Zehra bana hızlı bir şekilde dönerek ablaya duyduysa gerçekten çok ayıp olur dediğinde ona bakarak hayır duymadık galiba çünkü baksana çocuk yeni geldiğini söyledi.

Akşam yemeğini hazırlayarak güzel bir masa kurarak hep birlikte oturup akşam yemeğini yemeye başladık Aras elini omzuma koyup yine kendine doğru çekerek iyi misin derecesine gibi bana baktığında başımı evet anlamında sallayarak ne oldu neden tedirginsin dediğinde hiçbir şey söylemeden dudaklarını şakağıma bastırıp yemeği işaret ederek yemeğini ye derecesine gibi.

Yemeğimizi yedikten sonra güzel bir çay da içip keyfini çıkarmaya başlamıştık artık Aras özgürdü ve hiçbir zaman da oraya dönmesini istemiyordum arasa bakarak korkuyorum ya seni tekrar oraya götürürlerse bu sefer beni de yanına bırakmazlar dediğinde Aras bana bakarak hayır derecesine gibi başını salladı Aras bana bakarak yukarıyı işaret etti odamıza geçip yatmak istediğini işaret edince ayağa kalkıp zehra'ya sen yukarıdaki Bizim yan taraftaki odada kalacaksın güzelim şimdi biz sizden müsaade isteyerek dinlenmek istiyoruz dediğinde Fırat bana bakarak tamam yenge biz de zaten kalkıyoruz ben aşağıdaki güvenlik kamerası olan odada yatacağım malum ne olur ne olmaz ne kadar güvenli desek de insanoğlunun nereye kadar elinin uzanacağını belli değildir özellikle konu Canan hanım olunca.

Dediğinde biraz tedirgin olmuştu aras'la birlikte yukarıya çıkıp kendi odamıza geçtiğimizde Aras hızla elini belimin üzerine koyup beni kendine çakıp sımsıkı sarılarak dudaklarını boynuma gömüp beni öpmeye başladı ellerini hızlı bir şekilde elbisemin ferman'ın üzerine koyup açarak tenimin kokusunu içine çeke çeke öpmeye başladığında o beni ne kadar özlemişse en az onun kadar ben de onu özlemiştim bu karmaşanın içinde en çok özlediğim şey onunla birlikte olmakta hızlı bir şekilde gömleğinin düğmelerini açıp gömleğini üzerinde sıyırıp kenara bırakıp dudaklarımı onun dudaklarıyla buluşturup sanki dünyanın en büyük zevki buydu gibi bana geliyordu elini çıplak olan belimde dolaşarak yavaş bir şekilde belimi okşamaya başlayalım Aras hafif kendini geri çekip gözlerindeki mutluluğu gayet iyi görebiliyordu elimi iki yanağın üzerine koyup çıplak bedenimi onun çıplak bedenine bastırıp seni seviyorum seni canımdan daha çok seviyorum sensiz bir saniye bile nefes almak istemiyorum sen benim yaşama nedenimsin ve sebebimsin dediğimde hızla elini enseme koyup beni kendine doğru çekip dudaklarımızı buluşturdu belki benimle konuşamıyordu ama birçok şeyi gözlerine bakarak gayet iyi anlayabiliyordum hızlı bir şekilde davranarak beni kucağına alıp yatağın üzerine götürüp yatırdığında üzerindeki yerini hızla alarak sanki aşırı derece sabırsız gibiydi ona bakarak hamileyim bunu unutma ona göre davran.

Tebessümle başını sallayarak bildiğini bana hatırlattı üzerimde kalan iç çamaşırlarını çıkarıp kenara bıraktığında dudaklarımızı tekrar buluşturan Aras şehvet de beni öpüyordu öptüğü her zerrede yüreğimdeki yangını daha çok yükseltiyordu vücudum alev alev yanıyordu kalbim yerinde sökülecek gibi çarpıyordu bu çok büyük bir heyecandı benim için mutluluktu çünkü arası gerçekten çok seviyordum hayatım boyunca belki de en çok ilgiyi duyduğum aşık olduğum adam Arasta bedenimiz buluşunca ruhumuz buluşunca kalplerimiz buluşunca bir bütün olmuştuk sanki o an vücudumuzun ateşini birbirimize teslim olarak yok etmeye çalışıyorduk dudaklarımı onun dudaklarınla buluşturup sanki yıllar da Susuz kalmış gibi dudaklarından su içer gibi öpüyordum.

Nefes nefese kalmış bir şekilde kendini hafif geri çekip gözlerime bakalım Aras tebessümle bana bakıp tekrar dudaklarımızı buluşturdu onunla sevişmek belki dünyanın en güzel şeyi de dudaklarını tenimin her zerresine değiyordu ve bu beni gerçekten özel hissettiriyordu işini bitirdikten sonra kenara kendini bıraktığında vücudu sırılsıklam olmuştu telden hızla elini boynumdan dolayarak beni kendine doğru çekip başımı göğsüne yaslayıp sımsıkı sarılıp belki birçok şeyi anlatmak istiyordu ama anlatamadığı için hareketleriyle bunu bana hissettirmeye çalışıyordu.

Kolundan tutup beni ayağa kaldırarak banyoya doğru ilerleyip beni banyoya götürdüğünde tabureye oturtup sıcak suyu açarak saçlarımdan sıcak suyu bırakmaya başladı anladığım kadarıyla beni yıkamak istiyordu ve ben ona karşı koymayacağım çünkü bu benim hoşuma da gidiyordu sabunla önce lifi güzelcene sabunladıktan sonra vücudumun her zerresine sürüp sıcak suyu vücudumdan aşağı doğru bıraktıktan sonra saçlarımı özenle yıkayıp tarayıp yukarıdan topuz toka ile tutturup duş jeli ile tekrar lifi köpükletip boynumdan sırtıma kadar her yere sürmüştü sırtımdan sıcak suyu bıraktıktan sonra askıdaki havluyu alıp vücuduma sararak beni sıkı bir şekilde kendine bastırıp dudaklarından öpüp apıyı gösterip gidebilirsin demek istiyordu kapıdan çıkıp içeriye girdiğimde üzerimi hızlı bir şekilde giyinerek aynanın karşısına geçip saçlarımı taramaya başladım

Üzerimi giyindikten sonra masanın üstünde duran meyve tabağında kiraz alarak dudaklarıma götürdüğümde kapıdan çıkan Aras bornozuyla odaya girdiğinde beni o şekilde görür görmez yanıma doğru yaklaşarak

Beni hızla ayağa kaldırarak dudaklarıma sımsıkı yapışıp öpmeye başladı dudağıma bulaşan kiraz tadını galiba almak istiyordu o anda ona bakarak hasta olacaksın üstünü giyin dediğimde başını sallayarak hafif tüy kadar bir öpücük daha alarak kendini geri çekip üzerine giyinmeye başladığında aşağıda yüksek bir sesle kapının çalındığını görünce şaşkındım o sıra odaya hızla Dalan Fırat güvenlik kamerasından gördüm Canan Hanım'ın bütün adamları burada dediğinde Aras korku dolu gözlerle bana bakarak ne yapacağız derecesine gibiydi Fırat deli gibi o yana bu yana dönüp duruyordu şimdi ne yapacağız bunlar burayı nasıl buldu diye kendince söylenmeye başladığında fırat'a bakarak söylenmenin sırası değil bir çare bulmamız gerekiyor Aras Bir daha oraya düşerse ancak ölüsü çıkar ve buna asla izin vermem dediğinde Aras elini karnımın üzerine koyup el işareti ile sen kal ben çıkarım tercesine gibi kapıdan tam çıkacağı sıra Fırat arkasından hızlı koşmaya başladı.

Sizce Canan amacına kavuşacak mı arası tekrar yakalayıp götürecek mi yoksa bir çıkış yolu mu bulacaklardı.

İyi okumalar