Hyunjin'in ağzından
Daha önce hiç kalbimin bu kadar parçalandığını hissetmemiştim. Nefes almamıştım.
Kreşin yanında olan tenha parka doğru ilerledim ve salıncağı tekine oturdum. Daha önce Minjun'u burada sallamıştım.
Korktuğum başıma gelmişti. Ne dese haklıydı iğrenç bir insan gibi hissediyordum kendimi. Vasfi olmayan nefes almayı hak etmeyen biri keşke gitmeseydim yanına uzaktan izlemeye devam etseydim.
Kalbime saplanan hançer her iç çekişimde daha da saplanıyormuş gibiydi sevdiğiniz insandan bu kelimeleri duymak.
Bağırarak ortalığı birbirine katmak istiyordum, yıkmak, dökmek istiyordum. Hıçkırıklarımın ardı kesilmiyordu.
Sözleri git ԁiyorԁu belki ama gözleri gitme kal ԁer gibi bakıyorԁu.
Ne yapacağımı bu sefer cidden bilmiyordum acaba geri mi dönsem?
Ağlamamı durduramıyordum çünkü Felix'in söylediği sözler beynimin içinde dolaşıyor. Sesleri duymamak için ellerimle kulaklarımı kapattım.
Gözümün önüne geliyordu o ağlayan sinirden titreyen bedeni. Görmemek için sıkı sıkı kapattım gözlerimi, kulaklarıma daha çok baskı yaptım duymamak için.
"Afedersiniz," arkadan gelen ses ile kafamı geçirdim. Karşımda orta boylarda, siyah uzun ve kahküllü, güzel bir kadın vardı.
"İyi misiniz?"
"İyi gibi mi gözüküyorum?" genelde bu saatlerde kimse burada olmazdı Nerden çıkmıştı bu kadın?
Gelip yanımdaki salıncağa oturdu. Elindeki mendili bana uzattı. Uzattığı mendili aldım ve göz yaşlarını sildim.
"Anlatmak ister misin?"
Ne kaybedecektim ki anlatsam belki, başımı onaylar şekilde salladım.
"Lisa ben," dedi gülümseyerek.
"Hyunjin bende,"
"Anlat bakalım Hyunjin kim üzdü seni bu kadar,"
Baştan anlatmaya başladım. Niye gittiğimi, Felix'i, aslında oğlumun olduğunu ve son konuştuklarımızı.
"Hyunjin, biraz empati kurarsak yaşadıkları şeyler kolay değil. Tamamen Felix haklı demiyorum oda ağır şeyler söylemiş bence anlık sinirle söyledi." ardından devam etti.
"Şöyle düşün eşin seni yıllar önce terk ediyor, sonra bir anda çıkıp geliyor ne hissedersin?"
"Bilemiyorum, karmaşık duygular içinde olurdum herhalde."
"İşte! Felix de şu anda onları yaşıyor. Zamanla alışacaktır, hemen öyle vazgeçmek olur mu ya?"
"Şimdi kalk toparlan,arkadaşların ve eşine her şeyi anlat." omzumu patpatladı.
Aslında Lisa ile konuşmak gerçekten ferahlatmıştı beni iyi gelmişti. İkimiz de ayağa kalktık.
"Al bakalım bir sıkıntın olduğu zaman burada olduğumu unutma," kartviziti uzattı. Alıp cebime koydum.
"Teşekkür ederim,"
"Ne demek her zaman buradayım." kocaman gülümsedi.
.
"Chan hyung bu akşam herkesi toplayabilir misin, artık herkesin gerçeği bilmesi lazım."
"O iş bende akşam bizim evin bahçesinde herkes hazır olur."
"Sağol hyung yardımların için."
.
Yazar'ın ağzından