23

3.1K 171 18
                                    

yaşlı amca- hep de yorgun
"hep de yorgun argın olmasa. az da bana zaman ayırsa."

parla (arslan) kayhan

bugün cumartesiydi. biz normalde bugün demir'le annemin mezarına gidecektik ama gitmemiştik. ne ben ona yazmıştım, ne de o bana. bugün 31 aralık'tı.

yeni bir yıla giriyorduk. annemsiz yeni bir yıl daha. demirsiz yeni bir yıl daha.

elimdeki hediye paketini sıkıca tutmuştum. annemin yıllar önce demir için aldığı hediyeyi ona götürüyordum. ona çok kızgındım.

kapıyı çaldım.

o kız açtı. geçen gün demir'in uğruna beni evden kovduğu kızdı. "demir evde mi?" dedim sadece.

saçları kızıldı ama bordo olan kızıl. gayet güzel bir vücudu vardı. yüzü de güzeldi.

"banyodaydı, ben yardımcı olayım?" dedi gülümseyerek. "bunu demir'e verebilir misin?" dedim sadece. kız ise "elbette." dedi. tebessüm etmeye çalışarak ordan uzaklaştım.

canım yanıyordu.

demir'in evinin hemen yanında bir park vardı. oraya gidip sakinleşecektim. o sırada birisi bana seslendi. arkamı döndüğümde demir elindeki hediye paketiyle bana koşuyordu. saçları ıslaktı. "dur, bekle!" diye seslendi. montumun önünü kapatıp onu bekledim. soluk soluğa kalmıştı.

"neden beni beklemedin?" diye sordu. alayla "duştaydın." dedim. kaşlarını çattı. "annenin mezarına gidecektik." dedi. sinirle ona döndüm. "ooo aklınıza gelebilmişiz demir bey, hayret!" dedim. "noluyor parla?" dedi.

sence noluyor gerizekalı??

derince bir nefes aldım. "neden bekle dedin?" diye sordum. o ise hediyeyi gösterip "birlikte bakacaktık." dedi.

hava gerçekten çok soğuktu ve demir'in üstünde sadece sweatshirt vardı. ben kırk yılın başı kalın giyinmiştim. bu yüzden montumu çıkartıp demir'in saçlarına yerleştirdim. şaşkınca bana bakıyordu. "üşütüp başıma kalmanı istemem." dedim sadece. tebessüm edip, "annene çok benziyorsun." dedi.

burukça gülümsedim.

"hadi, açalım." dedi. demir hediyeyi narince açtı. içinden o dönemin son çıkan kumandalı arabası, ikisinin olduğu bir fotoğraf ve bir tane not çıktı. demir'in gözleri dolmuştu. "notu okur musun?" diye sordu bana. notu elime alıp okumaya başladım. annemin yazısı ne kadar güzelmiş.

'merhaba demirciğim.
aslında bu mektupta bahsedeceğim şeyi yüzyüzeyken söylemek istedim ama mektupla açıklamam senin için daha iyi olurmuş. her neyse tatlım. bu notu ben gittikten sonra okuyacaksın. umarım hediyeni beğenmişsindir.

ha bir de demir, valizini topla. eylül ayının başından itibaren birlikte yaşayacağız tatlımmmm.

evett seni evlat ediniyorum...
çok heyecanlıyım. umarım parla ile iyi anlaşırsınız.

sen çok iyi bir çocuksun demir. her şeyin en güzeline layıksın. inan bana parla'yı ne kadar seviyorsam seni de o kadar seviyorum. seni kendi çocuğum olarak görmeye başladığımı fark ettim. seni sadece haftada bir gün görünce özlediğimi fark ettim. bu yüzden demir, artık üçümüz bir aile olacağız. yani, tabii sen de istersen.

seni çok seviyorum demirciğim.

eğer dersen 'izem abla neden şimdi evlat edineceksin?' hemen söyleyeyim bebeğim; parla'nın büyümesini bekledim. hayatım pek de yolunda değildi. daha yeni yeni düzeltmeye başladım. bu yüzden bu zamanı tercih ettim.

bana istediğin şekilde hitap edebilirsin demir. bir hafta boyunca düşün taşın. eğer bizimle yaşamak istemezsen seni asla zorlamam. bu senin kararın.

seni seviyorum vitaminim :)

-izem.

25.08'

mektubun sonlarına doğru ağlamam şiddetlenmişti. demirin de benden bi farkı yoktu. "ölmeden bir gün önce yazmış." dedim. "bana 'annelik' yapacaktı." dedi o da.

eğer annem yaşasaydı demir'e evini, kalbini açacaktı. demir bir anda bana sarıldı.

o sırada havai fişekler patlamaya başladı. yeni yıla girmiştik.

"mutlu yıllar izem abla." dedi. "mutlu yıllar anne." dedim ben de.








spoi: izem yaşasaydı parla demir'e aşık olmayacaktı.
BEĞENDİNİZ Mİİİİİ
3.9.23'

kırmızı|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin