İksir Kitabının İçindeki Büyüler

153 9 7
                                    

"Kanka saçmalama, inanmıyorum. Güya bir de Sirius'un sana kendini açması uzun sürecekti. Daha iki gün oldu." Zeynep, Eylül'ün anlattığı şeye inanamıyordu. Ne olmuştu da b çocuk kuzu gibi olmuştu? düşünmeden edemiyordu.

İki kız aralarında muhabbet ederken, daha doğrusu Black ailesinin dedikodusunu yaparken aynı zamanda da merdivenlerle mücadele veriyorlardı. Kahvaltı için hızlı adımlarla ilerlediler.

Masaya vardıklarında Çapulcular çoktan yerlerine geçmişlerdi. Her zamanki gibi Peter, yemeğe gömülmüş James'in onu anlattıklarını dinliyordu. Lupin ise ailesinden gelen mektubu okuyup kahvesini yudumluyor, kendini adeta ortamdan soyutlamaya çalışıyordu. Sİrius'a gelecek olursak o ise normale göre fazlasıyla sessizdi. Tabağındaki şeylerle oynuyor, çok iştahlı durmuyordu.

" Günaydın." Zeynep boş yere otururken çocuklara selam verdi. James yüksek sesle "Günaydın!Bugün Slytherin'lilerle ortak iksir dersi var ne eğlenceli değil mi?" diye sarkastik bir şekilde söylendi.

Eylül, Sirius'un yanığı boş olduğundan onun yanına oturmuştu. Dünü geçmişte bırakıp bu konuyu bir daha açmamak mı yoksa nasıl olduğunu sormak mı daha mantıklı bir karardı bilmiyordu. "selam..." Kız kendinden pek de emin olmayan bir tonda iletişim kurmaya çalıştı.

"Selam." Sirius gözünü kıza dikmiş uzun süre boyunca ona bakıyordu. Dünü konuşmaya hazır değildi. Konuştuktan hemen sonra oğlan tabağı ile ilgilenmeye geri döndü.

"İksir dersini seviyor musun?" Eylül, Sirius'un rahatsız hissettiğini anlamıştı. O yüzden konuyu değiştirip onu rahat ettirmek istiyordu.

"Bir Gryffindorlu olarak iksir dersini ne kadar sevilebilirsem o kadar seviyorum. Ama senin ümitlerin fazla sanırım."

Genç kız hayal kırıklığı ile kafasını salladı. İksir dersinden gerçekten de zevk alabileceğini düşünüyordu.

" Aslında fena ders değil. Profesör her dakika Sümsükus'u övmezse daha iyi olabilirdi." Sirius'un söylediği lakaba gerçekten de üzülmüştü. Birini bu kadar aşağılamak hoş değildi. ama Eylül zaten bunu gelmeden önce de tahmin ediyordu. Her yerde Çapulcuların zorbalığı azımsanmayacak bir şekilde karşısındaydı.

"Ya öyle deme. Yazık çocuğa.."

Sirius, genç kızı önemsediği için mi yoksa kendisi kötü hissettiği için mi bilinmez konuyu daha da uzatmadı lakin Severus'un olduğu yere iğrenç bir şey varmış gibi baktı.

  Bugün kızlar iksir ortak dersinde Severus ile konuşacaklardı. Sabahleyin yaptıkları konuşmada kararları buydu. Dün gece Sirus'un bahsettiği olaydan sonra iki kız savaşın düşündüklerinden de yakın olabileceğini fark etti. Tabii bu da daha bu dünyaya geçen hafta gelmiş iki kişi için kabus niyetinde bir olaydı.

  Kimsenin bilmediği, sadece Zeynep ve Eylül'ün bildiği şey şuydu ki:  Snape'in iksir kitabında hem kendisini bulduğu büyüler hem de işlerine yarayacak bir sürü yardımcı notalar vardı. Bir şekilde o notları elde etmeliydiler. Bunun tek çaresinin de onunla arkadaş olmak olduğuna kanaat getirmişlerdi.

  Kahvaltı masasından altı kişi hep beraber kalktılar ve iksir sınıfına yürümeye başladılar. Zeynep, Potter'ın zamanında yaptığı bir şakayı anlatmasını dinliyordu. Eylül ise Remus ile Hogwarts hakkında konuşuyordu. Ne kadar favorisi Remus olmasa da, Remus aralarındaki en güvenilecek ve sözünün en doğru olduğu kişiydi.

  Eylül her zaman Remus için özel bir sevgi beslemiş, onu kardeşi gibi görmüştü. Belki şimdilik bu kadar yakın olmasalar da yakın arkadaş denebilirdi.

Iksir sınıfında bilerek kızlar onlardan önce gelmiş olan Severus'un yan masasına oturdular. Yaptıkları bu hareketi Çapulcular çok da önemsememişti. Tabii bu kızların daha işine geliyordu.

  Profesör Slughorn sınıfa yavaş adımlarla girdi. Konuşması sakin ve dinlendiriciydi. Binasını bilmeyen biri kendisini tonton yüzünden ve babacan tavrından dolayı Hufflepuff bile sanabilirdi.

Derste öğreneceğimiz iksir 'Laugh-Inducing' iksiriydi. Dersin ilk yarısı iksir hakkında bilgileri aldıktan sonra ikinci yarısı profesör kendimiz denememiz için bizi serbest bırakmıştı.

Bir saate yakın uğraştan sonra sarı tonlarında olması gereken iksir kızların kazanında hiç de o renkte durmuyordu. Iksiri ilk tamamlayan şaşırtmadan Severus Snape oldu. Herkesin beklediği gibi en hızlı ve başarılı iksiri o yapmıştı.

"Sümsükus sümsükus olalı bı iş yaptı demek he!" James arkadan bağırdı. Onların kazanından ümit yoktu.

"Ben gidiyorum o zaman."  Zeynep onu onayladı. Eylül sanki bilerek yapmamış gibi iksirlerindeki sıkıntıyı sormak için profesör yerine Severus'un yanına gitti.

"Şey selam.."

"Ne istiyorsun?"  Severus'un bu sinir bozucu tavrı bazen gerçekten de bunları hak edip hak etmediğini sorgulatıyordu. Neden bu kadar sinirliydi ki?

"Iksir konusunda yardımcı olabilir misin? Biz pek beceremedik de." Eylül stresli bir şeklide sırıttı. Belki sempatik halı yüzünden kabul ederdi. Kabul etmişti.

Severus kısa sürede iksirdeki sıkıntıyı buldu ve kızlara yardım etti. Bu sayede artık onunla tanışmış da oldular. Daha buna sevincine varamadan arkadan büyük bir patlama sesi geldi.

Peter yaptığı iksiri nasıl olduysa patlatmayı başarmıştı. Zeynep ve Eylül sınıfta oluşan sessizlik üzerine gülmeye başladı. "Bu kadar beceriksiz olmak da beceri ister."

Zeynep, Eylül'ün dediği şeye katılıyordu. Peter ve James ikilisi kaotik ve korkutucu bır ikiliydi. Normalde Sirius de olsa çekilmez olurdu ama şükür ki Remus iksiri bir şekilde ayarlamayı başarmıştı. Iyi denemezdi ama en azından hangi iksir olduğu belliydi.

Aradan birkaç ders daha geçti ve saat onu geçiyordu. Herkes yemeğini yemiş kendi ortak salonlarına dağılmıştı bile. Eylül de aynı herkes gibi ortak salonda kendini koltuğa bırakmıştı.

Ilk haftayı tamamlamış sayılırdı. Acemilik artık sona ermiş, merdivenlerde yolunu bulabilir olmuştu.

Çapulcular olduğundan daha stresli gözüküyorlardı. Özelikle de Remus. Onları rahatsız eden bir şey olmalıydı.

Eylül aya baktı. Sıkıntı onların Küçük Tüylü Problem diye adlandırdıkları şeydi. Iki kız da Remus'un kurt adam olduğunu bildiğinden çok da düşünmeye gerek kalmamıştı.

  Bu durumu onlara bırakıp kızlar odalarına kaçtı. Yatakta kısa süreli bir muhabbet döndükten sonra oda iyice kalabalık bir hal almıştı . Hem Eylül hem Zeynep kızlarla her gece muhabbet etmeyi çok sevmişti. Onların yanında daha güvende hissediyorlardı. Ayrıca konuşma oldukça komikti.

Kızlar üst katta dinlenirken erkekler ise yanan odunları izleyip yarının nasıl geçeceğini düşünüyordu.

In Another Universe | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin