Selamm... Bir iki bölüm ince haftada iki bölüm atacağına dair söz vermiştim ama ne yazık ki bunu gerçekleştiremiyorum . Sınav senesi gerçekten de yorucu bı sene o yüzden wattpade ne okumak ne de yazmak için girmem pek mümkün olmuyor. Lakin bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.Cumhuriyetimizin 100. yılı hepimize kutlu olsun. Unutmayın ki cumhuriyeti Atatürk kurdu, onu yükseltecek ve yaşatacak olan bizleriz. Bunun bilinci ile hepinize tekrardan iyi bayramlar diliyorum.
Ayrıca iyi okumalar <3
Kahvaltıda gördükleri her şeyi yediler. İçilebilecek her şeyi içtiler ama zaman asla geçmiyordu. O kadar erken gelmişlerdi ki, normalde son dakika atıştırmak için uğrayan ekip şu an kahvaltı masasında sıkıntıdan patlıyordu.
Kızlar masadan kalkıp derslerine ayrıldılar. Remus farklı yöne, diğer üç oğlan da farklı yöne gitti.
Bugünün ilk iki dersi seçmeli dersti. Sonraki iki ise Slytherin ile ortak dersti. Bir de bu ders iksir dersiydi. Hiç çekilmeyeceğine kanaat getirmişti bile kızlar.
"Severus'un yanına otursak tuhaf mı olur?" Eylül büyük bir umut sordu. Hiç iksir yapma modunda değildi.
Arkadaşının da ondan pek bı farkı yoktu. "Tuhaf olabilir ya. Bizimkilere mi desek acaba?"
"Aaa çok mantıklı hem benim de Sirius ile flört etmek için fırsatım olur." Eylül ellerini birbirine çırptı. Flört etmek onun için inanılmaz eğlenceli bı aktiviteydi. Alakasız iltifatlar söyleyip karşı taraftan da bunları duymak zevk veriyordu. Ayrıca flört döneminin tatlılığı da tartışılmaz bir zamandı ki bazen uzun ilişkide bile insanlar 'keşke flört döneminin heyecanı olsa' diyordu.
Zeynep, James ile oturacaktı. Flört etmeyi değil, konuşmayı becerebileceğinden emin değildi. Hoşlandığı çocuklarda genelde kitleniyordu.
"Sen de konuşacaksın James ile, değil mi?" Eylül sorunun cevabını bilse bile bunu sordu.
"Off! Ben yapmıyorum beraber mi otursak acaba? James ile aramızda tuhaf bı sessizlik olmasını istemem."
Zeynep de Eylül de biliyordu ki aralarında tuhaf bir sessizlik olmayacaktı. Bu sadece Zeynep'in kendi paranoyasıydı.
"Kanka daha da abart istersen. Çocuk zaten hiç susmuyor ki aranızda sessizlik olsun." Bu fazlasıyla doğruydu. James bazenleri o kadar çok konuşuyordu ki belli bir süre sonra siz başka bir şey düşünmeye başlıyordunuz.
Konuşarak ilk sınıflarına gittiler. Dersleri akıp bitmişti. Bu dersi ikisi de çok seviyordu.
Şimdi sıra iksir dersindeydi. Kızlar adeta koşarak heyecanla Sulughorn'un sınıfına gittiler. Hogwarts o kadar büyüktü ki ne kadar hızlı gitmeye çalışsalar da sınıfa geldiklerinde tenefüsleri bitmişti bile.
Çapulcular ise ikişer ikişer arkadaki masalara oturmuşlardı. Klasik olarak Remus ile Peter, James ile de Sirius beraberdi.
Kızlar geldikleri gibi biraz çocuklarla konuştular. Onlarla oturmak için binbir bahane ürettiler. Bir ara Remus kızlara ana hedeflerinden önce acıdı ve biriyle oturmayı talep etti.
Kısa süre sonra kızlar istediğine ulaşmıştı. Eylül James'i bilmiyordu ama Sirius niyeti gayet de iyi anlamıştı.
Kendi kendine sırıtması, Eylül'e uzun uzun bakmasından belli oluyordu. Sirius belli ediyordu. Ama belli etmekte bir sıkıntı yoktu çünkü her şeyden önce Eylül de neden oturmak istediğini belli etmişti. İster istemez.
"Ee... Şimdi ne yapıyoruz?"
Eylül sıkıntıyla sordu. Dersin ilk in dakikasını dinledikten sonra kopmuştu. Ara sıra Sirius'a bakıyor kalan dakikalarda da Sirius hakkında hayal kuruyordu.
Sirius ise dersi dinlemek ve kıza bakmakla meşguldü. Kız onla oturmak isterken iksir yapamadığından bahsetmişti, ki bu büyük bir yalandı çünkü çok özlü iksiri bile tek günde halledebilmişti, o yüzden Sirus da kız ona her an herhangi bir soru sorar ve o da cevaplayamaz diye okulun başından beri dinlemediği dersi dinlemeye karar vermişti.
Kızın sorduğu her soruyu cevaplayacak ve ya iksiri tek hamlede yapıp kızı başarısı ile etkilemeye çalışacaktı. Normalde böyle biri değildi, zeka ile değil de flört ederek bunu yapmayı tercih ediyordu.
"Kazanı ısıtarak başlayalım. Birkaç damla bundan eklememiz gerek."
Sirius arada sırada kızın onu görmediğini umarak onu süzüyordu. Güzelliğinde büyülenmiş bir şekilde her seferinde kendini ona bakıyorken yakalanıyordu.
"Hiçbir fikrim yok. Tamamen seninim. Ne dersen yapabiliriz.""Gel. Biraz daha bana yaklaş, sana yardım edeyim."
Sirius Eylül'e biraz yaklaştı, elini kızın elinin hemen yanına koydu. Fazlasıyla yakınlardı. Eylül'e nasıl iksirin karıştırılması gerektiğini gösteriyordu.
Yüzleri oldukça yakındı. Eylül oğlanın nefesini hissedebiliyordu. Nefes alış verişi hızlandı. Sirius hızlı bir şekilde kızın dudaklarına baktı. Aralarındaki gerilim tahmin edilemez, hesaplanamaz biçimdeydi.
Eylül'ün içinden bir sürü şey geçiyordu, aynı Sirius gibi. Sirius onu duvara yastasabir şey daha söylemez kedi gibi uyum sağlardı.
"İyi bir öğretmenmişsin." Eylül gülerek konuştu. Sırıtmaktan yanakları ağrıyacaktı.
Sirius'un dudağı kıvrıldı. "İstersen sana başka şeyler de öğretebilirim.. Tabii sen de istersen." Kulağına fısıldadı.
Bu sefer artık daha da yanındaydı Sirius. Her fırsatta daha da yakına geliyordu.
"Ne gibi?"
Sirius, Eylül'ün belinden tuttu ve kendinde doğru hafifçe çekti. Aralarındaki mesafeyi sıfıra çekmiş oldu. Büyük eli kızın ince beliyle mükemmel bir uyum sağlamıştı.
"Ne istersen."
Eylül bu yakınlaşmaya duyarsız kalmadı. Elini çocuğun ensesine yerleştirdi. Tam saçının bittiği yere koydu.
"Mmm.."
Eylül'ün koyduğu el, Sirus'un eli... aralarındaki cinsel çekim bir anda doruklara ulaşmıştı.
Sirius, gri gibi duran ama kahverengi olan gözleri ile kızın dudaklarına kitlenmişti. Eylül'ün nefes alışverişleri ağırlaşmıştı. İkisi de birbirini oracıkta öpmemek için zor duruyordu.
Dersin bitmesi ile aralarındaki çekim de anlık olarak kaybolmuş oldu. Bı anda herkes masasından kalktı. Eşyalarını toplayıp öğle arasına yemek yemeye koşuşturuyordu.
"Aç mısın?" Eylül aralarındaki tuhaf sessizliği hemen bozmaya yeltendi.
"Hem de köpek gibi."
"Hahahaha!" Eylül Sirus'un şakalarına gülerken aynı zamanda da altı kişi hatta yatakhane ekibindeki kızlar da sayılırsa ondan fazla kişiyle yemek yemek için yürüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In Another Universe | Sirius Black
Fantasía"Mükemmel bir parçasın. " diye fısıldadı Black. Elleri bacağını okşuyordu. "Sevgili olalım." Eylül herhangi bir şey söylemedi. Anın da büyüsü ile sadece devam etmek istiyordu. "Sevgili mi?" Kıza yeni dank etmişti. Aslında gayet de romantik bı andı...