Felix Changbin'le buluşmasına götüreceği gülleri almak için başka bir çiçekçiye gidiyordu. Changbin'in dükkanı dışında etrafta çok az çiçekçi bulunuyordu. O yüzden önceden araştırmasını yapmıştı.
Buluşacakları belli bir yer yoktu fakat Changbin'in iş çıkışına doğru oraya gitmeyi düşünüyordu Felix.
Felix sonunda çiçekçiye varmıştı. Kapının üstündeki zilin çalmasıyla dükkanın sahibi ona baktı. Felix galiba bütün çiçekçilerde bu zillerden var diye düşünmüştü. Changbin'in dükkanında da vardı.
Etraftaki çiçeklere göz atınca dükkanın sahibi onun yanına geldi. "Aradığınız bir şey var mıydı?"
"Evet ben güllere bakmıştım."
Görevli adam Felix'in arkasını göstererek "Arkanızda olacaktı ama sadece buradakiler kalmış." Dedi.
Felix sarıya çalan güllere baktıktan sonra yine de gül sayılır diye düşünerek almaya karar verdi. "Olur fark etmez bana."
Aklındaki kırmızı güller gibi olmasa da bunlar da idare ederdi. Sonuçta gül güldür diye düşündü. Hemen buketi alıp Changbin'in yanına doğru yola koyuldu.
Changbin onu bankta oturmuş bekliyordu. Felix arkasına gülleri saklayıp "Beklettim mi seni bir işim vardı." Diyerek yanına tünedi.
Changbin onu görünce elindeki telefonunu kabanının cebine koydu. "Yok yeni kapatmıştım dükkanı zaten biraz yürürüm diye düşünmüştüm etrafta fakat bankı görünce vazgeçtim."
Felix'in arkasında bir şey sakladığı belli oluyordu. O yüzden daha fazla bekletmemin anlamı olmadığını düşünüp arkasında tuttuğu gülleri Changbin'e uzattı.
"Biliyorum çiçekçide çalışan biriye çiçek getirmek saçma ama yine de benden gelen bir şey olsun istedim." Dedi.
Bekletmeden ikinci cümlesini de ekledi. "Aynı zamanda anlamını da araştırdım. Ona göre aldım gülü yani."
Changbin duraksayıp "Anlamını araştırdın mı?" Diye sordu. Fakat Felix'in beklediği tepkinin aksine sanki endişe vardı cümlesinde.
"Evet araştırdım gülün anlamını. Sevgiyi aşkı temsil ediyormuş." Dedi bir çırpıda. Artık ağzından kaçıyor gibi olsa da bu cümle daha saklamanın anlamı yoktu.
Changbin bu dediğini duyunca gülümsemiş ardından gülmeye başlamıştı. Felix onla dalga geçtiğini düşünerek "Neden gülüyorsun sevemez miyim seni. Ne kadar ayıp." Diyip ayağa kalktı. Gerçekten sinirlenmişti.
"Hayır cidden ona gülmedim sadece sorun şu ki evet gül aşkı temsil etse bile sarı güller arkadaşlık anlamına geliyor."
Felix beklediği gibi bir şey kastetmediğini anlayınca yeniden yerine oturdu. Changbinse kendini açıklamaya devam etti. "Başta anlamını araştırdım da diyince sen kibar bir şekilde beni reddediyorsun sanmıştım. Rahatladım tam tersine."
Felix bu sefer çekinerek "Renklerin de bir anlama geldiğini nerden bileyim ama bu konuda fazla bilgili olmak senin suçun. Hem kırmızı kalmamıştı." Dedi.
Changbin elindeki gülleri kolunun altına sıkıştırmış Felix'in yanağından bir makas almıştı. "Benim için rengi hiç fark etmez. Sonuçta bu gülleri saklayacağım gerçeğini değiştirmeyecek."
"Changbin arkadaşlık anlamına gelen gülü saklama sonra yenisini ve kırmızısını alırım. Kırmızı doğrusu değil mi?"
"Evet kırmızı olan asıl senin alman gerekendi. Ayrıca hayır bunu da saklayacağım gelecekte alacağım gülü de." Dedi.
Changbin ayağa kalktıktan sonra kolunu açarak Felix'in koluna girdi. "Bunlar senden gelen ilk çiçekler. Bir dahakine de benden al çiçeği. Baksana yaprakların ucuna solmak üzere olanları vermiş."
"Daha fazla gömme gülümü geri ver tamam." Diyerek Felix Changbin'in tuttuğu bukete uzandı.
"Tamam sustum çok memnunum~"
°•°•°•°•°
Sembolik anlamlar da işin içine girince çiçekçi temalı ficlerde benve çok guzel oluyorr
Ayruca bolum kısa biliyorum ama yazacak cidden vakit bulamıyorumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Free Tattoo // Changlix✓
FanfictionRuh eşinizin size ilk dokunduğu yerde bir iz çıksa ve bu iz sonsuza kadar sizinle birlikte kalsa ne yapardınız? Peki bu ruh eşi izini yanlışlıkla dövme haline getirseniz? Felix abisinin ısrarı üzerine, abisinin arkadaşı olan Changbin'in istediği döv...