*2.Bölüm*
Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Güneş ışığı gözlerimi kamaştırıyordu. Gece eve gitmediğim için endişelenecek ve peşime düşecek bir ailem olmadığından rahattım. Annem ve babam bir trafik kazasında hayatlarını kaybettikleri zaman kendi başının çaresine bakabilecek 20 yaşında genç bir kız olduğum için şanslıydım. Ayrıca o zamanlar karşıma Jamie çıktığı için de şanslıydım. Aksi takdirde birçok şey farklı olabilirdi.
Titreşim moduna aldığım telefonumu kontrol ettim. 8 cevapsız arama gözüküyordu. Hepsi Helen'dandı. İyi durumda olduğumu anlatan kısa bir mesaj gönderdikten sonra arabayı çalıştırdım.
Evin kapısından içeri girer girmez ilk dikkat çeken şey yerdeki patlamış mısır artıklarıydı. Jamie dün akşam evine gitmeden önce beraberdik. Bütün gün kapalı perdeler arkasında birbirimize sarılıp film izlemiştik. Onu son görüşüm olacağını kim tahmin edebilirdi ki?
Evi toplamaya niyetli değildim. Hiçbir şey yapmak, hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Salondaki kanepeye uzanıp tavanı izlemeye başladım. Kendimi yırtana kadar bağırmak geliyordu içimden. İçim dışıma çıkana kadar ağlamak... Ben Jamie'ye doyamamıştım. Gittiğini kabullenmek istemiyordum. Geri dönmesini istiyordum. Bunların hepsinin şaka olmasını istiyordum ve olmadığını farkettiğim her saniye tekrar içimde o acıyı hissediyordum.
Sehpadaki telefonum titremeye başladığında gözlerim kapalı Jamie'nin şu anda nerede olduğunu ve ne yaptığını düşünüyordum.
Arayan Helen'dı. Telefonu isteksizce açıp ses tonumdan ne kadar yorgun ve depresif olduğumu anlamaması için kendimi toparlayıp "Efendim?" dedim.
"Televizyonu açmak isteyebilirsin." dedi. Ne anlatmaya çalıştığını televizyonu açmadan anlayamayacağımın farkına varınca sehpanın üzerinde duran kumandayı alıp kırmızı tuşa bastım. Birkaç saniyelik bir beklemenin ardından televizyon çalıştı. Açılır açılmaz karşıma çıkan haber kanalında Jamie'nin fotoğrafını gördüm. Bu telaşlanmama sebep olmuştu. Televizyonun sesini yükselttim, hala kulağımda duran telefonu kapatıp habere odaklandım. Muhabir kadının sözleri beynimin içinde yankılanıyordu adeta: "Birbirinden yakışıklı ve yetenekli dört gençten oluşan müzik grubu The Darling Buds bir albüm üzerinde çalıştıklarını duyurdular. Genç müzisyenlerin müzik kariyerleri başlamadan bitecek mi yoksa herkesin hayalindeki gibi bir başarı elde edebilecekler mi göreceğiz..."...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold On To What You Believe
Random• Know that somewhere out there, There's someone for you, You'll have to trust me 'cause for me it was you •