*4.Bölüm*
Her şey başlamadan bitmiş gibi hissediyordum. Başta olmasını istediğim şeyin bu olduğuna inandırmıştım kendimi ancak farklı düşünmeye başlamam fazla uzun sürmemişti. İstediğim şeyin Jamie'den kurtulmak olmadığını o anda anlamıştım. O kapıdan çıktığı an bütün vücudumu bir korkunun kapladığını hissettim. Bu defa onu temelli kaybettiğime dair bir korku. Onu bir daha bulamayacağıma dair.
Bir anda kendimi kapının önünde buldum. Jamie arabasına binmek üzereyken yetişmiştim. Ona az önce söylediklerimden gitmesini istediğim anlaşılıyordu ancak gerçek bu değildi ve ben henüz gerçeği Jamie'ye anlatmak için kendimi hazır hissetmiyordum.
O gittiğinde neler hissettiğimi bilmesini ve aynı şeyleri onun da hissetmesini istiyordum ama o şeyleri Jamie'ye hissettirecek cesaretim yoktu. Ona, onun bana yaptığı şeyi yapmak istemiyordum.
Vücudum, beynimden bağımsız hareket ediyor gibiydi. Mantığım her ne kadar gitmesine izin vermem gerektiğini söylese de bacaklarım kalbimin sesini dineyip arabaya doğru yol alıyordu.
Arabanın kapısını tedirgince açtım ve Jamie'nin yanındaki yerimi aldım. Boş bakışları kendimi rahatsız etmeme sebep oluyordu. Sonunda konuştu: "Gitmemi istediğini sanıyordum."
"Sana olan öfkemi kelimelerle anlatamam." dedim. Kendini affettirmek için yeni bir hamle yapmasını bekliyordum ama düşündüğüm gibi olmadı.
"Öfkeni yatıştırmak için kendini başka bir erkeğin kollarına atman şart mıydı?"Şaşkınlığımın yüzüme yansıdığından adım gibi emindim. Söyleyecek hiçbir şey bulamıyordum. Beni terkedip gidişinin ardından hayatıma devam ettiğim için beni suçluyordu.
"Beni terkedip giden sendin." dedim. Sesim yüksek çıkmıştı. Bu Jamie'ye haksız olduğunu anlamasında yardımcı olmuştu. "Biliyorum." dedi. "Seni suçlamıyorum. Hayatımın en büyük hatasını yaptım ve çok pişmanım. Sana kızmaya hakkım yok. Biliyorum, sadece bunu beklemiyordum. Buraya gelirken ne tepkiyle karşılaşacağımı tahmin ediyordum ama yine de ümidim vardı. Hayatında başka birisi olduğunu öğrenmeyi beklemiyordum.""Seni unutmam gerekiyordu." dedim. Kendimi savunmayı bırakmıştım. Gerçekten neler hissettiğimi bilmesini istiyordum. Öbür taraftan bilmesini istediğim şey Scott'ın bir engel olmadığıydı. Scott'ı Jamie'ye tercih etmezdim. Bunu ne kadar istesem de yapamazdım. Eğer beni tekrar kazanmakta kararlıysa, Scott'ın bir engel olmadığını bilmesini istiyordum.
"Seni bir daha asla göremeyeceğimi sandım. Hayatıma devam etmem gerekiyordu. Bunu anlamam uzun sürdü ama sonunda yeni bir başlangıç yaptım." diye devam ettim.
"Haklısın." dedi. "Buraya gelip aklını karıştırmaya hakkım yoktu."
"Bu kadar mı yani?" diye sordum. Pes mi etmişti. Yenilgiyi kabullenip gidecek miydi?
"Yaptığım doğru değil. Hayatını yeterince mahvettim. Şimdi gelip düzenini altüst edemem. Hayatında başka birisi varken bunu yapamam."Gözümden akan yaşı elimle sildim. Bir kez daha gidiyordu. İçimde kopan fırtınaya rağmen "Evet." dedim. "Yapamazsın."
Elimi avuçlarının arasına aldı ve sulanmış mavi gözleriyle gözlerimin içine baktı. O da benim gibi ağlamayı reddediyordu. Yanağıma minik bir öpücük kondurdu ve "Kendine iyi bak." dedi.
Elim ayağım kilitlendi. Vücudumun kontrolünü kaybetmiştim adeta. Jamie'nin elinden kurtulup arabadan hızla indim. Birkaç saniye içinde araba uzaklaşmıştı. Arkasından bakakaldım. Dizlerimin üzerine çöktüm. Öfke ve kederimi kusmaktan başka yapapabileceğim bir şey kalmamıştı. Göz yaşlarımın akmasına izin verdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold On To What You Believe
Random• Know that somewhere out there, There's someone for you, You'll have to trust me 'cause for me it was you •