Hold On To What You Believe - 14.Bölüm

40 2 3
                                    

*14.Bölüm (2.Sezon 4.Bölüm)*

"Emin misin?" diye sordu endişeyle.
"Evet eminim. Jamie'yle konuşmalıyım."
"Neden sadece aramıyorsun?"
"Çünkü cevap vermiyor. Neden böyle davrandığını bilmiyorum ama öğreneceğim." dedim kararlı bir şekilde.

Midem bulanmaya başladığında Sam'e biran önce uçak bileti alması için yalvarıyordum ancak o hala tereddütte gözüküyordu. Daha fazla dayanamadım ve hava almak için balkona çıktım. Derin nefes almanın bulantıma iyi gelmesi gerekirken daha kötü yapmasına anlam veremiyordum. Ne yaparsam yapayım stersimi üzerimden atamıyordum. Sam'in birisiyle konuştuğunu duydum. Biraz daha kendime gelene kadar bekleyip içeri girdim.

"Kiminle konuşuyordun?" diye sordum.
"Hiçkimseyle." dedi. "Yanlış duymuşsun."
Yanlış duymuş olmam, hayal görüyor olmam olasıydı. İyi değildim. Daha fazla zorlamadım.

Sam "Tamam." dedi. "Bilet alacağım. Beraber gidip Jamie'yi bulalım."
Fikrinin değişmesine neyin sebep olduğunu merak etsem de kurcalayıp vazgeçirmek istemiyordum. Bütün gün yüzüm sonunda bir kez gülmüştü. "Teşekkür ederim." dedim. "İyi ki varsın Sam."
"Hadi sen yatıp dinlen şimdi. Ben hallederim. Muhtemelen yarın gideriz." dedi elini sırtımda güven verici bir şekilde gezdirirken.

Bütün geceyi kabuslarla geçirmiştim. Uykuya daldığım her an yeni bir kabus görüp yerimden sıçradım. Sonunda sabah olduğuna şükrediyordum. Sam'i bulmak için alt kata indim. Evin her köşesini didik didik ettim ancak yoktu. Tam telefonumu almış numarasını çevirecekken elinde bir çantayla kapıdan içeri girdi.
"Neredeydin?" diye sordum. Hiç düşünmeden cevap verdi: "Yolculuk için bir kaç şey aldım."
"Ne zaman gidiyoruz?"
Düşünerek biraz zaman kaybettikten sonra "Bugün." dedi.
"Saat kaçta?"
"Gece 11'de."
Konuşurken hiç göz teması kurmamıştı. Beni tedirgin ediyordu. Bir sorun varsa eninde sonunda bana anlatacağını düşünerek odama çıktım.

~Akşam 9.30~

Bavul hazırlamayacaktım ama birkaç parça kıyafet sığdırabileceğim bir çanta çıkardım. Kıyafetleri içerisine aceleyle sokuşturuyordum. Uçak saati yaklaştıkça heyecanlanıyordum. Kendi hazırlığım bittikten sonra Sam'in ne durumda olduğuna bakmak için aşağı indim.

Kapının önünde ceketini giyiyordu. Bir yere gitmeye hazırlanır gibiydi. "Nereye gidiyorsun?" diye sordum. "Hazır mısın?"
"Küçük bir işim var hemen dönerim." dedi.
Yanına gidip "Nereye gidiyorsun Sam?" diye tekrar sordum.
"Söyledim ya. Küçük bir işim var. Yarım saate kadar dönerim. Uçağa yetişeceğiz söz veriyorum." dedi sabah getirdiği çantayla kapıdan çıkarken. Bana söyleyecek bir şey bırakmamıştı. Aceleyle arabasına binip gidişini izledim. Neden böyle gizemli davrandığını anlayamıyordum. Çantanın içinde ne olduğunu bilmiyordum ve fikir yürüterek kendimi daha çok telaşlandırmayı reddediyordum. Beni gerçekten korkutmaya başlamıştı.

Gitmesine izin verdiğim için pişmanlık duymaya başlamam fazla sürmedi. Telefona cevap vermesini umarak defalarca aradım ama açmadı. Zaman ilerliyordu ve ben gittikçe daha çok telaş oluyordum. Koltuğa oturdum. Başımı ellerimin arasına koydum ve derin nefes alıp vermeye başladım. Beynime oksijen gittiğinden şüpheliydim. Kendi kendimi stresten öldürmem olasıydı.

~10.30~

Sam'in yarım saate kadar dönmüş olacağını söyleyip bir saatte dönmemesi şu durumda beni şaşırtmamıştı. Gizli kapaklı işler çevirdiği belliydi ama kendimi ne olabileceğini düşünmekten alıkoyamıyordum. Uçağın kalkmasına yarım saat vardı ve ben henüz Sam'in nerede olduğunu ve ne zaman geleceğini bilmiyordum. Gerçekten kafayı yemek üzereydim. Çantamı odamdan indirip kapının yanına koydum. Ceketimi giydim ve her an evden çıkmaya hazırladım kendimi. Havaalanına kendi başıma gitmeye karar vermeden önce son bir kez Sam'i aradım. Tanrıya şükür bu defa cevap verdi.
"Hangi cehennemdesin?" diye bağırdım son sesimle. "Uçağın kalkmasına yarım saat var ve sen henüz evde bile değilsin. Daha fazla zaman kaybedemeyiz Sam. Evden çıkıyorum. Seninle hava alanında buluşuruz."
"Hayır Claire. Dur." dedi.
"Neden durayım Sam? Vaktimiz daralıyor."
"Vaktimiz daralmıyor." diye yanıtladı. "Çünkü ben bilet falan almadım."...

Hold On To What You BelieveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin