Bölüm çok geç geldi farkındayım ancak tekrarlanmayacak (tekrarlandı)
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum yanlışlarım varsa özür dilerim keyifli okumalar...
Büronun önüne geldiğimizde kucağımmdaki çantamı elime aldım. Giray'a baktım. Söyleyeceğim şeyin gerginliğini yaşarken tırnaklarımı avuç içlerime batırdım.
"Seni böyle kıvrandıran şey ne?"
Ben daha konuşmadan onun söylediği şeyle afalladım. Gözlerimi ardı ardına kırpıştırıp, ona alık alık baktım. Yüz ifadem artık nasılsa Giray gülmeye başladı.
Kendimi toparlayıp "Nasıl anladın?" diye sordum. Omzunu silkti.
"Anlarım ben," dedi. "Hadi söyle ne söyleyeceksen."
Dilimle dudağımı ıslatıp koltukta ona doğru döndüm. Parmaklarım benden bağımsız bir şekilde çantanın kulpunu kıvırmaya başladı.
"Giray ben senden bir isteyeceğim ama nasıl isteyeceğimi bilmiyorum."
Arabanın anahtarını eline aldığında "Direkt iste bebeğim, benden çekinmene gerek yok, biliyorsun," dediğinde biraz olsun rahatladım.
"Ya orası öyle ama yine de yanlış anlamandan korkuyorum," diye mırıldandım. Kaşları çatıldı.
"Bak işte şimdi daha çok merak ettim bu şeyi. Söyle artık güzelim."
Daha fazla uzatmayarak pat diye çıkardım ağzımdaki baklayı.
"Aramızdaki ilişkiyi bir süre bürodakilere söylemesek."
Kaşları daha çok çatıldığında yavaşça yutkundum. Gerginliğim anbean artarken vereceği tepkiyi merakla bekledim.
"Neden?" diye sordu. Sesinden ne hissettiğini anlayamadım.
"Henüz çok yeni, her şey rayına oturunca söyleriz. Yoksa bu ilişkiyi sonsuza kadar kaçak yaşayalım demiyorum bende zaten."
Çattığı kaşları düzelttiğinde ve gülümsediğinde içime su serpildi. Beni yanlış anlamasından deli gibi korkmuştum.
"Olur güzelim sen nasılsın istersen," dediğinde kocaman gülümsedim. Dayanamayıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. Sırıtıp bana imalı bir bakış attı.
"Bu öpücüğü neye borçluyuz acaba hanımefendi?"
Kıkırdadım. "Hiç," dedim uzatarak. "Öyle bir içimden geldi."
Gözlerini kıstığında ortaya çıkan görüntüye içim giderek baktım. Çekik gözleri vardı ve onları her kısışında hareleri iyice küçülüyordu. Göz kenarlarındaki çizgiler ise daha bir belirginleşiyordu. Bu görüntü her gülüşünde de ortaya çıkıyordu. Böyle anlarda onu yememek için kendimi zor tutuyordum.
Parmaklarım benden bağımsız bir şekilde, kısılınca belirginleşen göz çizgilerine gitti, usulca okşadı. Giray bu hareketim karşısında duraksadı. Sertçe yutkunduğunda çıkan ses kulaklarımda yankılandı. Nefesimi yüzüne doğru üfledim. Giray elini çeneme koyduğunda girdiğim transtan çıktım.
"Beni çıldırtmak mı istiyorsun?" diye sordu kısık bir sesle. "Eğer amacın buysa fazlasıyla başardığını söylemek isterim."
Söylediklerini es geçerek "Gözlerini seviyorum," dedim. Kısılan gözleri şaşkınlıktan olsa gerek açıldı. "Gülünce kısılan gözlerini, ortaya serilen çizgileri ve harelerinin içindeki ışıltıları... Hepsini çok seviyorum."
"İmren," dedi boğuk bir sesle. İşaret parmağımın rotası bu sefer dudakları oldu. Bu hareketim onu susturmaya yetti.
"Bir şey söylemene gerek yok," dedim.
Anlayabiliyordum, her şey onun için çok yeniydi. Ben yıllardır bu hisle başa çıkarken o henüz birkaç haftadır bu durumdaydı. Bazı şeyler alışması gerekiyordu. "Senden hemen bir şeyler beklemiyorum, hemen itiraf bulunmanı da istemiyorum. Zamanı gelince, zamanı gelince her şeyi konuşuruz zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avukat Bey | texting (+18)
RandomAvukat Kocam Bey: Ayrıca ben bir fizik göremiyorum Siz: Fotoğraf* Siz: Hâlâ bir fizik göremiyorsan doktora gitmeni tavsiye ederim. Giray Kozcu & İmren Arsal Not: Kitap şahsıma aittir. Herhangi bir çalıntı veya kopyalanması durumda hukuki işlem baş...