20. Bölüm = Benden Gitme

4.1K 140 9
                                    

Yeni bölümle merhaba arkadaşlar...Belki sonunda şok olacağınız,gelecek bölümde istemediğiniz şeylerle karşılaşacağınız ve tahminen bölüm sonunda bize söveceğiniz bir bölümle karşınızdayız.Bu bölümü en güzel bölüm ilan ediyorum(Sude).Hakkında cümlelerimizin tükendiği sonla bu bölüme gerçekten yorumlarınızı bekliyoruzzz.-Sude ve Pınar

"Çiçekler astım ruhuma,ölmüşlüğümü gizlesinler diye..."

Ayşemin Ağzından :

İçtiğim kahvenin soğumaya başlamasıyla fincanı yavaşca masaya bırakıp ayağa kalktım ve pencereye doğru ilerlemeye başladım.Yavaş adımlarla ulaştığım pencerenin camında Murat ve Emrenin alışılageldiğin dışındaki sakin konuşmasını izlemeye başladım.

"Ayşem mısırlar nerede?"diyen Esranın sesiyle bakışlarımı bahçeden ayırdım ve yavaşça Esraya döndüm.

"Şu dolapta olacaktı canım ya."diyip gösterdiğim dolaba ilerledim ve ulaşmakta zorlandığım en üst rafına zıplayıp mısır dolu poşeti elime alıp Esraya uzattım.Gülümseyerek elimdeki mısırları aldı ve mısırları patlatmaya başladı.Bende kapının deliğin çevrilme sesiyle Emre ve Muratın içeriye girdiğini anladım.Onlara doğru ilerlediğimde ikiside salondaki büyük koltuğa oturdular.Onlar beni fark etmemişti ama ben mutfak kapısına saklanmış ınları izliyordum.

"Bakalım televizyonda neler varmış..."diye mırıldanarak Emre kumandayı eline aldı ve televizyonu açmasıyla Muratın hızla elinden kumadayı çekmesi bir oldu.

"Ben seçeceğim ne izlenecekse."dediğinde gülümsemeden edemedim.Emre ona abisinin yaptığı bütün suçlar üstünde kalmış küçük kardeş bakışları attı.Ama yine de bir şey diyemedi ve arkasına yaslanıp durmadan Muratın kanal değiştirmesini izledi.

İşte buydu sanırım son durumlar.Esra 2 güne hastaneden çıkabilecek olmasına rağmen Emre ve Muratın yoğun korumacılığı yüzünden tam tamına 1 hafta hastanede kalmıştı.O bir hafta içerisinde Emre Esranın yanından hiç ayrılmamıştı.Cengiz kayıplara karışmıştı.Cenk Bey ve Sevim Hanım her gün hastaneye gelmiş,kızlarının başında durmuş,Emreye nutuklar çekmiş ve yine her gün bizim zorumuzla evlerine geri dönmüşlerdi.Muratla ben eve hiç uğramamış,Emre gibi hep Esranın başında beklemiştik.Ama bu süre zarfında Emre ve Murat en ufak bir atışmaya dahi girmemişlerdi.Emre Esrayı öpsede,saçıyla oynasada,ona sarılsada,onun yanında yatsada,ona yemeklerini yedirsede ve onun saçlarını tarasada Murat hiç sorun çıkarmamıştı.

Arkadaş mutlu gününde dost şse her gün yanında kalandı.Ve ben bu son 1 haftadan da anlamıştım ki Emreyle Murat sadece arkadaş değil aynı zamanda dostlardıda.Onlar ne kadar hala birbirlerini affedemeselerde hala birbirlerine değer verdiklerini biliyordum,biliyordular.Ama ikiside birbirlerini affedemiyordu ve nedeni bariz bir şekilde ortadaydı:gurur!

Esrayı dün hastaneden çıkarmıştık ve Sevim Hanımla Cenk Beyin ısrarlarına rağmen bize getirmiştik,Emre de bize gelmişti.Bu günde hep beraber evde son tatilimizi yağıyorduk çünkü yarın yorucu bir gün olacaktı.Muratla ben işe gidecektik.

"Ayşem mısırlar hazır hadi gel."diye seslenen Esrayla beraber salona ilerledim.Emre kenara kaymıştı ve Esrada yanına oturmuştu.Bende Muratın yanına oturdum ve ikimizin arasındaki kaseye ellerimi daldırıp hızla mısırları yemeye başladım.Ah,mısırı çok sevdiğimi daha önce söylemiş miydim ?!

"Bu mısırlara baktığın gibi bana bakmıyorsun be güzelim."diye yalandan dert yanıp elini kalbine koyarak iç çeken Murata gülerek baktım.

"Kusura bakma hayatım."dedim ve avcuma aldığım mısırları ağzıma tıktım.O da gülümsedi ve mısırları yemeye devam etti.

Ben kasedeki mısır tanelerini iştahla sıyırmaya devam ederken Esra koltukta uyuyakalmıştı ve Emre onu taşıyıp yukarıya çıkarınca yanımıza geri gelmemişti,bu günde beraber yatacaklardı herhalde.

Müstakbel KocamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin