Merhabalarrr, nasılsınız?
20.000 oldukk ✨️❤️🔥🤲🏻🥳💫
Bölüm düz yazı şeklinde. Ayperinin hayatını öğreneceğimiz bir bölüm.
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalarr.
🌼
Ayperi İvanov.
Bakışlarımı hiç olmayacak bir zamanda şarjı biten telefonumdan çekip şoförün açtığı kapıdan indiğimde sözde ailemin yaşadığı eve uzun uzun baktım. Yalnız yaşadığım kendi evime gitmeden buraya gelmek istemiştim. Doğrusunu söylemek gerekirse annemi özlemiştim ama bu evin bana hiçbir zaman iyi gelmediği su götürmez bir gerçekti.
Babam iğrenç bir koca, iğrenç bir babaydı. En azından ben ve anneme karşı öyleydi. Metresi ve ondan olan kızına mükemmel bir baba olduğunu çok iyi biliyordum. Daha çok kücükken acı bir şekilde öğrenmiştim bu gerçeği. Sanki gayrimeşru çocuğu ben meşru olan çocuğu diğer kızıymış gibi davranıyordu.
"Çantalarımı benim evime bırakın lütfen."
Telefonumu çantama atarken bir an önce şarja takıp Alperen'e haber vermek istiyordum. Onun beni merak ettiğini biliyordum ki bende onu fazlasıyla merak ediyorum. Burada çok fazla durmayı düşünmediğim için evime gidince haber vermemde bir sorun olmazdı sanırım.
"Tabi efendim."
Şoföre teşekkür edip eve yöneldim. İçeriye girdiğimde ev her zamanki gibi sessiz ve ruhsuzdu. Bu ev bir yuva olmaktan çok uzaktı.
Salona geçtiğimde annemin tek başına kahve içtiğini gördüm. Genelde tek başına olurdu. Son birkaç yıldır iyice sessizleşmiş, duygularından arınmış gibiydi.
Son birkaç yıla kadar babama erkek cocuk vermeye çalışıyor ama her seferinde düşük yapıyordu. Yaşı artık hamile kalmasına izin vermeyene kadar bunu denemekten vazgeçmemişti. Babama bir erkek çocuk verirse babamın o kadını ve kızını bırakıp bize geleceğine inanıyordu ancak bu yaptığı hem kendine hem bana hemde ölüp giden kardeşlerime eziyet etmekten başka bir işe yaramıyordu. Babam asla değişmezdi.
Annemden bazen nefret ediyordum. Babama hala bu kadar aşık olduğu için. Onu evliliklerinin ilk gününden beri aldatan, başkasından çocuk yapan o adamı hala taparcasına sevdiği için ondan nefret ediyordum. Ölen çocukları dahil tüm çocuklarını babamla arasını düzeltecek bir araç olarak gördüğü ve böyle bir aileye sahip olacağımı bile bile beni bu dünyaya getirdiği için ondan ölesiye nefret ediyordum.
Bazen neden ölen kardeşlerim kadar şanslı olmadığımı sorguluyordum doğrusu.
"Merhaba anne."
Sesimi duyar duymaz dudaklarına götürdüğü kahveyi tutan eli duraksadı. Bakışları hızla bana dönerken fincanı sehpanın üzerine bırakıp hızla ayağa kalktı.
"Kızım! Hoş geldin."
Gülümseyerek bana doğru gelip kolları arasına aldı beni.
Sarılışına karşılık verirken "Hoş buldum anne." dedim. Ondan bazen ölesiye nefret etsemde neticede annemdi. Babam gibi birine aşık olduğu için çok şanssızdı ve bu beni her seferinde kahrediyordu.
Böyle bir hayatı hak etmemişti. Hiç kimse böyle bir hayatı hak etmezdi.
"Nasılsın canım? Sonunda dönebildin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy Love |Texting
Teen Fiction@alperennoyanalp: Tinker Bell'e aşırı benziyorsun @alperennoyanalp: Küçükken ona aşıktm (: