4.Bölüm•

335 25 8
                                    



Elinden şekeri alınmış bir çocuk gibi kaldım
Yokluğunda... Yağmur yağar, kar yağar
Günler kısalır, geceler uzar
On parmağımın üstüne on mum yaktım
Gecesefalarının gündüz yalnızlığıydım..

               Ahmet ERHAN-


Gülefşan Sardıçlı'dan,

Uzandığım yataktan kuruyan dilime, su ihtiyacımı karşılamak isteyerek sersemce, uzandığım yatağın yumuşak zeminine ellerimi yaslayarak doğruldum.

Gözlerim ilk karanlık çadırın içinde, telefonumu görebilmek umuduyla dolandı. Başımı biraz eğince yastığın üzerinden yere düşen telefonumu gördüm. Uzanarak elime aldım. Tuşuna basınca, karanlığa aşina olmuş gözlerime yansıyan parlak ışık gözlerimi kısmama neden oldu. Saatin kaç olduğuna bakıp telefonu daha da ışığa tahammülü kalmayan gözlerimle beraber yine eski yerine, yastığımın kenarına usulca bıraktım. Saat 3.19'du. Susamasaydım asla gecenin bu vaktinde kalkabileceğimi sanmıyordum.

Başımı sağ sol yaparak kasılan boynumu gevşetmeye çabaladım. Komidinin üzerinde kalan boş sürahi ile bakıştı gözlerim, su bitmişti. Huysuzca derince nefes alarak tutunduğum yataktan destek alarak ayaklandım. Uykunun verdiği sersemlikle ilk başta sendeledim. Ayağıma yakın zamanda almış olduğum kenarda duran pembe crocs terliklerimi uyuşuklukla geçirdim. Ardından yastığın kenarına bırakmış olduğum telefonu ve komidinin üzerindeki cam sürahiyi elime alarak çadırdan ayrıldım. Temiz havaya çıkmamla derin nefes alma ihtiyacıyla, güzelce sağlam bir nefes çektim içime.

Çadırın içine geceleri soğuyan havanın etkisiyle minik bir ısıtıcı almıştım, burada elektrik olmaması nedeniyle elimde bulunan jeneratörle geceleri ısınma işlemimi hallediyordum o da çadırı daha baskın bir hale getiriyordu.

Karanlıkta etrafı aydınlatan sadece bir kaç tane ahşap bank tarzı masaların üzerine bırakılmış olan, el lambalarıydı. Çok güçlü ışıkları olmasa da yeterli ihtiyacı görüyordu.

Etrafta dolandırdım gözlerimi, birkaç asker girişte nöbetleşe bekliyordu, önceden bu kadar sistemli bir güvenlik çalışması görmemiştim geceleri. Muhtemelen bugün yaşanmış olan saldırıdan kaynaklı gelişmişti.

Dikkatli adımlarla, az ötemdeki hayrat çeşmeye ulaştım. Zamanında bir hayırseverin yaptırdığı bir çeşmeydi, normalde içme suları bulunsa da bu suyun dağdan indiğini öğreneli beri içme suyu kullanmayı bırakmıştım, daha da içmesi cezbedici geliyordu bana.

Ellerimi birleştirerek çukur oluşan elime çeşmeden akan suyu doldurarak dudaklarıma yanaştırarak suyu yudumladım. İçim ferahlamıştı. Ardından avucumdaki suya düşerek ıslanan saç tutamlarımı geri ittirdim.
Açıkçası ıslanması şuan umurumda bile değildi.

Bir yandan çeşmeden akan suya sürahinin kapağını kaldırarak altında dolması için tutarken, diğer yandan esen rüzgarda yüzüme vuran saçlarımı kulağımın arkasına itelemeye çalışıyordum. Bugün gece diğer gecelere oranla daha soğuk bir gece yaşıyorduk. Dolan sürahinin kapağını kapatarak eğildiğim çeşmeden doğruldum. Adımlarıma dikkat ederek etrafı izleyerek acelesiz adımlarla çadırıma girdim.

Sürahiyi minik komidinin üzerine bıraktım. Üzerimdeki yün ceketimi iyice kavrayarak bedenime sardım. Dışarda üşümüştüm ve hasta olmak en son tercihim bile değildi.

MÜHEYYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin