26- Ufak ve Güzel Gelişme

98 17 8
                                    

Gereksiz Bilgi: eski bölümlerimi okudukça yazım hatalarımı fark edip kafayı yiyorum o yüzden bundan sonra daha doğru yazmaya çalışacağım.

Neyse iyi okumalar.

.
.
.

Yui: Babanla mı? Yani.. Onu nasıl ikna ettin ki? Daha doğrusu edebildin mi?

Rengoku: Şey..

{Bir kaç gün önce, yer altı şehrinde}

Rengoku POV:

Yui'nin ailesi ile tanışmak beklediğimden çok daha iyi geçmişti. Fakat o günden beri aklımı kurcalayan bir şey vardı, benim de babamla bu konuyu tekrar konuşmam gerekiyordu. En son ona Yui'den bahsedince kavga etmiştik. Gerçi neredeyse her konuşmamızın sonunda kavga ediyoruz..

Ama Yui ile olan ilişkimiz ilerliyor ve onun da bunu artık kabul etmesi gerekiyor. Ben de cesaretimi toplayıp babamın yanına gittim. Her zamanki gibi saygıyla kapıyı çalıp içeri girdim.

Bu defa onunla ilgili tuhaf bir şey fark ettim, her zamanki o karanlık aurasi azalmıştı sanki.

Rengoku: Merhaba baba.

Shinjuro:...

Bu kez beni terslemedi daha önceki zamanlardaki gibi. Bu çok tuhaf ama aynı zamanda güzel hissettirdi. Bundan da cesaret alarak derin bir nefes aldım ve ana konuya girdim.

Rengoku: Baba, seninle önemli bir konuda konuşmam gerek.

Shinjuro: Ney?

Rengoku: Yakın zamanda Yui'nin ailesi ile tanıştım.

Bir süre durup herhangi bir yorumda bulunacak mı diye bekledim.

Shinjuro: Ee?? Sana haç falan mı tuttular?

Ondan böyle soğuk şakalar duymayalı çok uzun zaman olmuştu ve bu yüzden bir an duraksadım. Ardından hafifçe gülüp devam ettim.

Rengoku: Hayır hayır, aslında çok iyi insanlardı ve harika zaman geçirdik.

Yine bir süre bekledim bir şey söyleyecek mi diye. Fakat bu kez yorum yapmayınca sözüme devam ettim.

Rengoku: Bence aynı şekilde Yui'nin de benim ailemle tanışması gerekiyor. Senin de onu tanımanı isterim.

Tekrar durup tepkisini bekledim. Bir süre sonra o her zamanki soğuk tavrıyla konuştu.

Shinjuro: Gününü vesaire sen ayarlarsın, beni hiç bulaştırma. Kız ne zaman gelecek onu haber ver yeter.

Cevabı beni fazlasıyla mutlu etti. Ona veda edip odasından çıktım. Şimdi sırada Yui'ye haber vermek vardı. Umarım o da bu konuda benim kadar mutlu olur...

.

{Günümüz}

Yui POV:

Rengoku: O işi hallettim, merak etme! Bu hafta sonu müsaitsen çok sevinirim.

Yui: Müsaitim merak etme. Ya bak doğruyu söyle, baban olay çıkarmadı di mi?

Rengoku: Hahhaha.. Ne olay çıkarması, sanki birisi ona sakinleştirici vermiş gibiydi. Bağırmadı bile!

Yui: Vauv baya iyiymiş...

Rengoku: O zaman ben seni cumartesi akşam 7'de evinden alırım, tamam?

Yui: Tamamdır, sonra görüşürüz.

Rengoku: Görüşürüz canım.

Telefonu kapatırken bana "canım" demesi çok ani ama aynı zamanda güzel geldi. Her neyse, bu konudan çok asıl mevzuya daha çok kafayı taktım. Babasının olay çıkarmadan gelmemi kabuk etmesi çok güzeldi fakat yine de beni geriyordu.

Bütün hafta boyunca cumartesi günü olabilecek muhtemel senaryolar zihnimi meşgul edip duruyordu. İnanılmaz derecede panik olmasam da gergindim ve bu bana yetiyordu. Her ufak detayı düşünmeye çalışıyordum ama hep bir şey eksik gibiydi.

Cumartesi akşam saat 7'ye gelirken ben de tamamen hazırdım. Rengoku'dan geldiğine dair mesaj alınca çıkmadan önce son bir kez aynaya bakıp derin bir nefes alıp evden çıktım. Bütün detaylara dikkat etmiştim: çantamın şeklinden söyleyeceklerime kadar. Bu tavrım bana bile pek sağlıklı gelmedi ama bir defaya mahsus yapacak bir şey yoktu.

Evden çıkınca Rengoku arabasının kenarına yaslanmış beni bekliyordu. Her zamankinden bile güzel gülüşü ile beni karşıladı.

Rengoku: Hoş geldin güzellik.

Elimi tutup havaya kaldırdı ve beni kendi etrafımda döndürdü. Bu jesti beni mahcup etse de gerginliğimi azaltmaya yetmişti.

Yui: Kyojirooo! Yapma şöyle..

Bunu derken kastettiğim bunu bırakması değildi ve bunu ikimiz de çok iyi biliyorduk. Kyojiro bana gülüp arabanın ön koltuğun kapısını benim için açtı. Ben oturduktan sonra kapımı kapatıp kendisi de yerine geçti ve en yakın yeraltı şehri girişine doğru yola çıktık. Yolda ise havadan sudan fazla derin konulara girmeden sohbet ettik.

Çok uzun sürmeden girişe geldik ve yeraltı dünyasına girdik. Bu kez sokaklarda geçen gelişime nispeten daha fazla insan- pardon vampir vardı. Neyseki bu kez çok daha az kişi gözlerini dikip bana bakıyordu.

Yol boyunca Kyojiro ile el ele yürüdüğümüz için de olabilir. Burdaki halkın Rengoku ailesinden çekindiğini biliyordum.

Yui: Şey Kyojiro.. Babanla veya kardeşinle ilgili bilmen gereken bir şey var mı?

Rengoku: Ah evet! Neredeyse unutuyordum.. şey, annemin lafını açma olur mu? Hala bu konuda çok hassas, yüzyıllar ona pek yaramadı gibi...

Yui: Elbette, sözlerime dikkat ederim.

Bir müddet daha yürüsükten sonra geniş bir bahçeye sahibi büyük ve gotik tarzda olan Rengoku'ların aile malikanesine geldik.

Elimi hafifçe sıkıp bana cesaret veren bir gülüşle baktı.

Kyojiro: İşte geldik...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 23, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Rengoku x Yui (Vampir AU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin