Medya linki👉 https://pin.it/4nLFYRS
Yui POV:
Kendimi daha iyi hissedince bana babamın aradığını söylediler. Ondan çekindikleri için yalan söylemişler. Al işte... Kabak başıma patlayacak şimdi...
Telefonumu alıp babamı aradım. Tabii bir kaç kez daha çağrı atmış ama anlaşılan bizim mallar ya duymadı ya da bilerek açmadı. Telefonu babam endişeli bir sesle açtı. Ona olanları anlattığımda çok korktu ama şimdi iyi olduğumu duyunca biraz rahatladı.
Baba- Konum at, hemen geliyoruz.
Yui- Baba ben iyiyim,buna gerek yok-
Baba- Sen iyi olsan da benim içim rahat etmez...
Fazla zorlamadan kabul ettim. Bu konuda fazla hassas olduğu biliyordum çünkü. Sonra telefonu anneme verdi ve ona da olanları anlattım. Telefonu kapatınca da dediği gibi babama konum attım.
Doktor kontrole gelince ise ne zaman çıkabileceğimi sordum. Yarın sabaha çıkabileceğimi söyledi.
Sakin bir şekilde akşam geçti, genelde bizimkilerle hafif sohbetler oldu. Gece yarısına doğru da odanın kapısı hızlıca açıldı ve içeri annem ve babam girdi.
Hızlıca yanıma gelip bana sarıldılar. Sonra durumu konuştuk ve biraz da sohbet ettik. O sırada onları da diğerleriyle tanıştırdım.
Bir süre gene arada sessizlik oldu. Etrafa bakınırken babamın Rengoku ya nasıl baktığını bir görseniz- Elinde olsa bunun hesabını da ondan soracakmış gibi görünüyor. Umarım sonra bu iş başımıza dert açmaz... Zaten uygun bir zamanda ilişkimiz olduğunu söyleyeceğim ama şu an pek de uygun bir ortam sayılmaz...
Shinobu: Çocuklar, isterseniz siz eve geri dönün. Fazla kalabalık oluyoruz hem de Yui şimdilik iyi, bir şeye ihtiyaç yok.
Mitsuri: Ben de onunla kalırım.
Tengen: Şey madem öyle diyorsun. Yui de onaylıyorsa biz gidiyoruz.
Yui: Endişelenmeniz bile yeterliydi, teşekkürler.
Diğerleri odadan çıkarken Rengoku burda kaldı.
Rengoku: Ben de kalsam sorun olur mu..?
Kafamı sallayıp onayladım. Neyse ki Rengoku babamın önünde temkinli davranıyor ve ağzından bir şey kaçırmıyor.
Uykum geldiğinde tekrar uyudum. Bu kez rüyanın tertemiz bir uyku çektim.
Sabah olunca hemşire gelip kolumdaki serumu ve elimdeki cihazı çıkarttı. Doktor da beni muayene ettikten sonra bir iki ilaç verip beni taburcu etti.
İlaçları aksatmamam şartıyla annemlerden burda kalmak için izin almayı başardım. Beni de onlarla birlikte eve götürmek istiyorlardı ama ben kendimi iyi hissediyorum. Ayrıca tatilin daha fazla zehir olmasını da istemiyorum...
Annemle babama veda ettikten sonra birlikte taksi ile dağ evinin yakınlarına kadar geldik. Oraya giden araba yolu olmadığı için belli bir yerden sonrasını yürüdük. Tabii Rengoku dakka başı nasıl olduğumu soruyordu. Aslında bu tavrı içten içe hoşuma gitse de bu düşüncemi dışa vurmadım.
Eve vardığımızda herkes kısaca "geçmiş olsun" dedikten sonra işlerine döndüler. Ben de ilacımı aldıktan sonra bahçeye çıkıp ordai koltuğa oturdum ve kitap okumaya başladım. Yeni bir seriye başlıyordum internetteki bir tavsiye üzerine. Kitap güzel başladı ve sarıyor.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım ve anca yanıma Rengoku oturunca kafamı kitaptan kaldırdım.
Rengoku: Nasıl hissediyorsun Yui?
Yui: Rengoku... İyiyim diye kaç kere söyledim, rahat ol biraz. Ben bile senin kadar stres yapmıyorum.
Rengoku: Afedersin, sadece... Sürekli kafamda sen olduğun için merak ediyorum...
Söyledikleri kalp atışımın hızlanmasına ve yüzümün ısınmasına sebep olduğu için yüzümü diğer taraf çevirdim. Ancak bu hareketim onun hafifçe kıkırdamasına sebep olmuştu.
Bir süre aramızda sessizlik oldu. Bir süre kafamdaki düşünceleri toplayıp konuşmaya hazırlandım.
Yui: Bi ara seni ailemle tanıştırmayı düşünüyordum...
Tepkisini görmek için yüzümü ona çevirdim. Parlak gülüşüyle cevap verdi.
Rengoku: Harika olur! Aileni de tanımak isterim! Ne zaman?
Yui: H-Henüz onlarla konuşmadım yani fazla heyecanlanma. Babama ilişkimizi nasıl söyleyeceğimi düşünüyorum...
Gergin bir şekilde güldüm ona bakarak. O da bana karşılık olarak gülümsedi.
Rengoku: Peki vampir olduğumu söyleyecek misin?
Yui: Bir şekilde söylemek zorundayım, yoksa sana yönelteceği sorulardan sağ çıkamazsın.
Rengoku: Hahaha ne gibi mesela?
Yui: En basitinden "kaç yaşındasın?" "Sigortalı işin var mı?" "Nerde yaşıyorsun?" falan filan işte...
Rengoku: Anlıyorum, sanırım ailen bu konularda baya ciddi.
Ciddi derken? E-Evlilikten falan mı bahsediyor? Bu ihtimal aklıma gelince yüzüm kızardı ve bunu önlemek için ona kızarak bakmaya çalıştım.
Yui: N-Ne demek istedin?!
Rengoku: Bi şey demek istemedim merak etme...
Onun da yüzü hafifçe pembeleşti ve bakışlarını kaçırdı. Fazla geçmeden de tekrar söze başladım çünkü söyleyeceklerim henüz bitmemişti.
Yui: Ayrıca, vampir olduğunu birlikte söylesek iyi olur. Yoksa beni deli falan sanabilirler haha...
Rengoku: Nasıl istersen öyle yaparız.
Bakışlarını tekrar bana çevirip güzelce gülümsedi. Cevap olarak ona gülümseyerek kafamı salladım ve tekrar kitabımı okumaya geri döndüm. Evime Geri döndüğümde de aileme bundan bahsedeceğim.
.
.
.Bölüm biraz kısa oldu ama olsun, zaten aklımda pek bi olay da yoktu.
Beğendiniz mi üzümlü keklerim ^3^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rengoku x Yui (Vampir AU)
UpířiKimetsu no yaiba vampir AU Kyojiro 1000 yıldır aradığı ruh eşini nihayet bulur ve onun güvenini kazanmaya çalışır. Bu yolda ruh eşi olan Yui ne yapacak? Onu kabul edecek mi? Bir vampirin ruh eşi olmak zannettiği kadar basit mi? Orjinal hikaye Kimets...