17.Bölüm

2.3K 68 99
                                    

👠

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

👠

Saatlerce kapıyı vurduktan sonra kapının yanında yere yatıp hayatımı haykırdım ama hiçbir yanıt alamadım. "Evet bir planım var. Ona Karan Karademir taktiğini uygulayacağım ama bu sefer daha akıllı oynayacağım. Babamın sırrımı öğrenip, onu öyle öldüreceğim." Ellerimi çırptım. Oturduğum yerden kalkıp banyoya gittim.

Zayıf olmadığımı göstermek için artık ağlamayacaktım. Bunu daha önceden tecrübe etmiştim.. Banyoya hücum ettim. Elbiselerimi ve pantolonumu çıkardım. Sarı saçlarım yüzüme savruldu, sonra duşta ıslanmasın diye onları birbirine bağladım.

Banyodan odama geçtiğim sırada adamlarından beri aynadan beni izliyordu. Banyodan çıktığımda, göğsüme sarılmış pembe havluyla yansımasının bana baktığını gördüm.

"Burada ne yapıyorsun? "Ben böyle, neredeyse çıplakken, onun odamda olması beni ürkütmüştü.. Sadece bir parmak beni tamamen çıplak yapabilirdi.

"Sana giymen için bir kıyafet getirdim. Çabuk giyin, merdivenlerde seni bekliyor" diye omuz silkti ve bana garip bir bakış attı.

Az önce onu bana tepeden tırnağa bakarken mi yakaladım? Yani beni kontrol ediyordu! "Güzel. Artık gidebilirsin." dedim titreyen, nemli dudaklarımla.

Daha sonra hiçbir şey söylemedi ve hızla odamdan çıktı. Odamdaki tuvalet masasına gittim. Oda, pansiyonumdaki hücre yeri gibi görünen odanın aksine zarif ve gösterişliydi.

Makyaj masasına gidip önündeki beyaz sandalyeye oturdum. Önüme bir vücut kremi sürdüm, hindistan cevizi aroması gibi hoş bir koku verdi. Tarifin bir parçası olarak losyonun içine Hindistan cevizi yağı eklenmiş gibi görünüyordu. Yavaşça boynuma doğru ilerlerken havlumu çıkarırken cildimi pürüzsüzleştirdi.

Sanırım cildime losyon, boynuma ve bileğime parfüm sürmek için otuz dakika harcamış olmalıydım.

Yatağın üzerindeki mavi gösterişli elbiseyi alıp aynada kontrol ettim. Giydiğimde üzerimde nasıl görüneceğini görmek için önümde tuttum.

"Hımmm bu çok dar görünüyor" ortalama bir bedene benziyor. 

Tam o sırada aşağıdan bir silah ve bağırış sesleri yankılandı. Korkuyla yerimden sıçradım.

"Neler oluyor?"

Kapıya kadar yürüdüm, elim tam kapı koluna ulaşacakken, kapı açıldı. Karşımda yine Kutay’ın adamlarından birisi vardı.

"Benimle gel. Buradan gitmemiz gerek" dedi endişeli bir tonla.

Neler olduğunu bilmiyordum ama bu çatışmadan faydalanıp, kendimi kurtarabilirdim. Tamam manasında kafamı salladım ve onu takip ettim. Merdivenleri beraber indikten sonra, çıkış kapısına sadece 5 adım vardı. Merdivenin ucunda duran biblolardan birini elime aldım ve yanımda duran adamın omuriliğine sertçe vurdum.

İhtirasın Peşinde (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin