Can, meydandaki fotoğrafçılardan biriydi ve bu güzel parkın çiçeklerinin fotoğraflarını çekiyordu. Kendisi için bu mekan, renklerin ve doğanın mükemmel bir kombinasyonuydu. Fotoğrafçılığı seviyordu çünkü anları yakalamak ve sonsuzluğa taşımak ona büyük bir keyif veriyordu. Can, uzun boylu, sarışın ve gözlüklü bir gençti. Üzerinde rahat bir tişört ve kargo pantolonu vardı. Ekipmanını dikkatlice yerleştirmiş ve çiçeklerin arasında dolaşarak kusursuz çekimleri yakalamaya çalışıyordu. Fotoğraf makinesinin objektifini bir çiçeğe doğrulttuğunda, rengarenk çiçeklerin güzelliğini çerçevelemeye başladı. Işığın mükemmel olduğu bir anı bekliyordu. Bu anı yakaladığında, sıkıştırdı ve fotoğrafı çekti. Çiçeklerin ve doğanın güzelliği, Can'ın içini huzur ve mutlulukla dolduruyordu. Her bir çekim, onun için ölümsüzleşen bir an demekti. Bu anları yakalarken, dünya dışındaki her şeyi unuturdu. Fotoğraf çekmeye devam ederken, etraftaki insanların mutlu ve huzurlu bir şekilde dolaştığını gözlemledi. Çocuklar çimenlerde oyun oynuyor, aileler piknik yapıyor ve çiçeklerin arasında romantik anlar yaşanıyordu. Selin'in ailesinin mutlu anlarına da tanık oldu. İşte bu tür anlar, Can'ın en sevdiği şeylerden biriydi. Fotoğraf makinesi ile bu güzel anları yakalamak, ona tarifi mümkün olmayan bir lezzet veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERSPEKTİF-HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLMAYABİLİR
Bilim KurguMerhabalar. Bu hikaye ile sizlere bir olaya farklı açılardan bakabilmenin öneminden bahsedeceğim. Tabii ki bunu yaparken harika bir kurguya tanıklık edeceksiniz. Bu hikayede kendinizi bazen teknolojinin akılalmaz büyüsünde, bazen geçmişin ibretlik y...
