Şimşekler ve Paylaşılan Gülücükler
Uçaktan indikten sonra bavullarını alıp çıkışa doğru ilerliyorlardı ki Doğan'ı tanıyan birkaç kişi onunla fotoğraf çekildi, birkaç kişi sadece konuşmakla yetindi. Bu süreçte Peri gözlüğünü ve gür saçlarını tabir-i caizse resmen yüzüne doladı. Onun bu tuhaf hallerini Doğan uzaktan izlerken anlam vermediği gibi sormakta istemedi. Şayet Peri'nin verdiği cevaplar da en az onun kadar tuhaftı!
Doğan yeniden Peri'nin yanına geldiğinde onun çıkışa kadar neredeyse yüzüne doladığı saçlarına araca binene kadar sadece seyirci kalmayı tercih etti. Doğan kiraladığı aracı anlaştıkları yerden aldıktan sonra uzaktaki Peri'ye seslendi. Peri bavulunu çekiştirerek aracın yanına geldi. Kaldırımdan inerken uzun ve bol elbisesi yüzünden neredeyse düşüyordu ki Doğan arkadan tek koluyla omuzundan tuttu da düşmekten kurtuldu.
"Bu elbiseyi çok aradın mı?" diye sordu Doğan.
Peri damağını kaldırırken "Annemin bu ya. Şey oldu da... Kilo almışım da altıma ne giysem düğme kapanmadı," dedi en sonunda. Ömrünün sonuna kadar bunu yutacaktı!
Doğan bagaja bavulları yerleştirip kapattıktan sonra Peri'ye döndü. "Allah Allah, hiç fark edilmiyor?"
"Sen bir de çıplak gör. Nasıl fark edilmiyormuş görürsün," dedi Peri sinirle ön tarafa yürürken. Ne dediğini anca araca binip oturduğunda fark edince elinin tersiyle ağzının ortasına bir tane indirdi. Bu Peri olmak kendisine hiç iyi gelmiyordu.
Doğan onun arkadaşından haylaz sırıtarak "Olur görebilirim," diye mırıldandı kendi kendine. Bu tatilde belki de en çok istediği şey olabilirdi onu çıplak görmek. Başını iki yana sallayarak hemen arabaya geçti ve oturduktan sonra fazla beklemeden navigasyonu açarak park halindeki arabayı çalıştırdı.
Peri yan gözle az önceki cümlesini düzenlemek için konuşmak istedi ama Doğan'ın bunu pek taktığını düşünmedi. Taksaydı kesin o açardı konuyu, en azından esprisine 'olur görelim,' filan derdi. Selen kendisini fazla mı yükseltmişti acaba? Onun yüzünden birkaç seksi mayo bile almıştı, neyine güveniyorsa?!
Mekâna varana kadar sadece arabada müziğin sesi yankılandı. Özellikle Buray'ın Deli Kız şarkısında Doğan ara ara yanındaki rengârenk Peri'ye bakmadan edememişti. Bir ara çıplak görme mevzusunu şakaya vurmak istediyse de niyetini gereksiz belli edecekti ki bunu da kendisine hiç yakıştırmayacağı için sadece şarkıyı söyledi. Ah sen, deli kız, ne güzel bakıyorsun kısmını söyledikçe söyleyesi geliyordu. Neden bu kadar güzel bakıyordu?
Uçak yolcukları kadar bir süreçte yolda geçtikten sonra otele vardılar. Görevliyle gerekli bilgi akışını sağladıktan sonra hemen klasik hürmetler moduna geçiş yapıldı. Peri şahsen onlarla konuştuğu için Doğan onun arkasında onun yine bıcır bıcır konuşmalarını dinledi. Resepsiyona geldiklerinde de Peri gerekli birkaç bilgiyi ilettiğinde genç kadın onları kısa süreliğine bekletti ve kısa bir telefon görüşmesi yaparak Doğan'la ilgilenecek kişiye haber verdi.
Kalacakları yer Çıralı'da muhteşem bir bahçe içinde, süit tarzında lüks bungalovlardan oluşan cennet gibi bir tatil mekânıydı. Sahile yakındı, doğayla iç içeydi ve önemlisi sessiz sakin bir yerdi. Etrafta deli danalar gibi dönen çocuk sesi yoktu.
"Çok iyi değil mi ya?" dedi Peri heyecanla.
Doğan'da beğeniyle başını salladı. "Cidden yakından çok daha iyiymiş."
"Merhabalar hoş geldiniz," diyen genç bir kadının sesiyle ikisi de sesin geldiği noktaya bakarak ayaklandılar.
Peri hemen elini uzatarak "Selamlar ben Peri, Doğan'ın asistanıyım," diyerek kendini tanıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZINI PARLAT
RomanceMüge kariyerini yaban ellere bırakmamak için tehlikeli sulara dalarak kendini influencer olan Doğan'ın asistanını olarak buldu. Aslında bunu planlamıştı, plansız hiçbir şey yapamazdı ancak Doğan'ın hayatını düzenleyip daha çok parlatmak için girdiği...