YILDIZINI PARLAT

16. Bölüm

To-Do Listesindeki Aşk

Yatak iş birliği kapsamındaki reklam oldukça ses getirmişti, ajans olarak zaten bunu bekliyorlardı. Marka oldukça memnundu hatta bir iş birliği için yeniden konuşulmaya başlandı çünkü satışlar beklenilenin üstünde gerçekleşmişti. Üstelik bu satış işlemleri sürecinde de hızlı teslimatla şimdiden müşteri deneyimine memnuniyet katmıştı marka. Herkes oldukça memnundu haliyle Doğan'da memnuniyet konusunda pek keyifliydi. Bu yaz işleri inanılmaz fazlaydı, sayesinde ajansa da kazandırmıştı. Kendi açısından kuzenine kazandırıyordu çünkü Banu'yu eskisi gibi görmüyordu bunun en büyük sebebi de kuzenine yaptığıydı. Elbette ki boşanmalarıyla alakalı değildi, onun bu süreçte sergilediği oldukça çirkin tavırdı.

Aşkın bu hale dönüşmesini anlayamıyordu. Bir insan birine aşıksa onunla çıkar ilişkisine giremezdi, bu çok keskin bir duyguydu. Bir insan, birine büyük duygular beslerken onu sadece basit bir şeye dönüştürmesini kabul edebilecek biri değildi, belki bu yüzden uzun zamandır âşık olmuyordu. Çünkü hayatına giren birçok kişinin en büyük nedeni; influencer olmasındandı. Bir şekilde kendilerine bu yolda bir kapı açılsın istiyorlardı. En büyük örneği de zaten biten son ilişkisiydi.

Şu anda bunların hiçbirini düşünmeden sadece ilişkisini yaşadığı için keyfi elbette ki yerindeydi, hatta huzurluydu da... Peri iş konusunda başarıya pek odaklı, soruna tahammül edemeyen biriydi ve Doğan'ın açıkça net gördüğü kadarıyla kendini parlatmak için sürekli müdahale halindeydi. Influencerlığı iş olarak fazla benimsemişti, mesela bunu Selen ya da eski manager'i Tuğçe yapsa -ki oldukça yapardı Tuğçe'de- anlardı ama Peri'nin bunu bu kadar benimsemiş olması çoğu zaman kendisine biraz uçuk geliyordu. Zira insanlar bunun her zaman kolay yoldan para kazanma olarak nitelendirirlerdi. Peri'nin daha önce de böyle bir deneyimi olmamıştı, belki de daha önce deneyimi olmadığı için bu kadar sahipleniyordu. Elbette ki en yakın arkadaşının da bu meslekte olmasının payı vardı, onun ne denli yorulduğunu ve çalıştığını görünce o kolay yoldan para kazanma fikrinden uzaklaşmış olabilirdi.

Peri, kendisini zorluyordu, yalan yoktu. İş konusundaki mükemmeliyetçiliği ve inanılmaz titiz davranması çoğu zaman Doğan'ın başını ağrıtıyordu. Aşk konusunda da başını inanılmaz döndürdüğü için baş dönmesi sonucu başı ağrıyordu. Peri ile aralarındaki bağ giderek güçlendiğini hissediyordu, birine bu kadar hızlı kapıldığını hatırlamıyordu bile... Büyük ihtimalle sürekli yan yana olmalarının etkisi vardı, ona fena kapılıyordu Doğan ve bundan şikayetçi değildi ancak kendisini de biraz endişelendiriyordu bu hali. Yine de aşkın büyülü dokunuşlarıyla, Doğan'ın kalbindeki çatışmalar yerini derin bir huzura bırakıyordu. Peri'nin yanında, aşkın sadece bir duygu değil, aynı zamanda bir keşif ve bir uyum süreci olduğunu öğreniyordu. Onun gülüşü, Doğan'ı içsel bir sıcaklıkla doldururken, onun gözlerindeki parıltı, aşkın ne kadar güçlü bir bağ kurabildiğini anlatıyordu.

Toplantı odasında Koray'la bir takım ücret hesaplamaları yapıyorlardı. Ödemeler ve bazı büyük işler hakkında konuşuyorlardı, aslında ciddi bir ortamdı sadece Doğan bir anlık ileride yine o tatlı mimiklerini kullanarak bir şeyler anlatan sevgilisine takıldı ve o saatten sonra Doğan için ciddi hiçbir konu hayattaki varlığını süremezdi.

Bir an Koray'a dönerek "Âşık oluyorum galiba," dedi Doğan.

Koray, diyeceği cümleyi yutmak zorunda kaldı, Doğan'ın baktığı noktaya bakarak güldü. "Bu illaki olacaktı kuzen de...şu anda olması biraz tuhaf oldu," dedi.

"Fırsat bulduğum her anı onunla dolduruyorum."

"Fırsat bulduğunda mı? Oğlum! Her an düşünmen lazım!"