"Felix! Kalk artık, geç kalacaksın."
Felix biraz daha yatakta kıvrandı ve tek gözünü açarak annesine baktı.
"Nereye geç kalıcam anne ? Bugün haftasonu değil mi?"
Annesi kafasına çokta sert olmayacak bir şekilde vurdu.
" Nasıl unutursun bugün yeni evine taşınacaksın ya oğlum."
Felix sinirle alnına vurdu , ordanda saçlarına çıkartarak çekiştirmeye başladı.
"Kahretsin o bugün müydü?"
Annesi kafasını salladı. Felix bir anda doğrulup annesinin ellerini tuttu.
"Anne ne olursun engel ol. İlla ki farklı bir yolu vardır dimi?" Annesi felixin ellerinin üstüne ellerini koydu ve yatağa oturdu.
"Felix güzelim, bak konuştuk bunları. Lütfen alışmaya çalış. Hem niye bu kadar nefret ediyorsun ki ondan, zaman geçtikçe birbirinizi daha çok tanıyacaksınız. Hem belli mi olur belki birbirinizden hoşlanmaya bile başlarsınız ha?" Gözleri sonuna kadar açıldı felixin.
"Hayır. Asla. Onun gibi biri... off onun o lanet egosunu görsen bana hak verirsin anne. O... asla çekilecek biri değil. Değil hoşlanmak konuşulmaz bile onunla." Annesi felixin saçlarını okşadı ve devam etti.
"Felixim bence hiç öyle birine benzemiyor. Hem ben sana güveniyorum. Bunun nasıl üstesinden geleceğini bulursun. Hem bence nefretiniz o kadar uzun da sürmez. Su yüzüne bir bak. Bu yakışıklığa karşı kimse kazanamaz." Yanaklarını okşadı ve yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledi.
"Hadi kalk artık. 1 saat içinde çıkıcağız. Hızlı oll!" Dışarıya çıkıp kapıyı kapattı. Felix yastığını aldı ve yüzünü kapatıp çığlık atmaya başladı.
-Felix-
Ben Lee Felix ve yakında harika soyadımdan ayrılacağım. Hwang Felix mi? Uyumlu bile değil. 19 yaşındayım ve üniversiteye gidiyorum. Harika hayatım onunla nişanlanacığımı öğrendiğimden beri büyük bir çıkmaza girdi. Hwang Hyunjin. Hayatımın batma sebebi olur kendisi. Uzun süredir ailelerimiz arkadaş ama onunla bir kere bile normal bir sohbetimiz olmadı. Çünkü kendisi asla konuşulacak biri değil. Tam bir zorba. Zorba pisliğin teki. Ve ben bu zorbayla yakında aynı evde yaşayacağım.
Babam hwang ailesi ile daha güçlü bir bağları olması için bizi bu duruma soktular ve bunun için fikrimizi bile sormadılar.
-Yazar-
Felix istemeyerekte olsa yataktan kalktı ve yanına alacağı eşyaları topladı. Aşağıya indi ve annesinin yaptığı kahvaltıyı yedikten sonra yola çıktılar.
Evleri iki katlı büyük bir evdi. Normal büyüklükte bir bahçeleri, köşede salıncak ve bir çardak vardı. Merdivenden çıkınca 2 + 1 misafirler için olmak üzere yatak odası vardı.
Annesi felixe odasını gösterdi. Beyaz ve açık gri tonlarında fazla karışık olmayacak şekilde düzenlenmişti. Güneş odanın büyük bir kısmını aydınlatıyordu. Felix bunu sevmişti.Annesi felixe eliyle ileriyi gösterdi. Felix gördüğü şeyle gözleri büyüdü. Bir balkonu vardı. Hep istemişti bunu. Annesi odayı tam felixe göre seçmiş ve ayarlamıştı. Felix bavulunu daha sonra yerleştirmek niyetiyle dolabının önüne bıraktı.
"Beğendin mi?" Diye sordu annesi. Yatağa otururken cevapladı Felix. "Beni tanıyorsun." Annesi yanına gelip yüzünü elleri arasına aldı. "Benim biricik oğlumu tanımama gibi bir şansım var mı ki?" Felix bu dediğine güldü
ama çok uzun sürmeden yine eski halini almıştı. Annesi felixin kafasını kaldırdı. "Felix unutma her zaman senin yanındayım bunu biliyorsun. Ne olursa olsun gelip bana söyleyebilirsin elimden geldiği kadar yardım ederim. Ama babana ne dersem diyeyim değişmeyeceğini biliyorsun lütfen sadece bir arkadaşınla aynı evde kalıyormuşsun gibi hayal et. Moralini bozma istemiyorsan konuşma bile onunla ama sonuçta aynı evdesiniz ve bu biraz abartı değil mi ? İyi anlaşmaya çalışın oğlum. Sen bütün zorlukların üstesinden gelebilirsin. Her zaman yanında olacağım." Felix annesini daha fazla endiselendirmemek için çok fazla içten olmasa da gülümseyerek sarıldı. "Merak etme anne dediğin gibi üstesinden gelebilirim." Annesi saçını okşayarak konuştu. "Çok büyüdün felix." Yavaştan dolmaya başlıyan gözlerini fark etti Felix.Gülerek," ahh hadi ama anne yapma böyle." Diyerek omzunu tuttu ve odadan dışarıya doğru ilerlediler. İkiside gülerek aşağıya indiler. Felix salondaki koltukların birine attı kendisini. Annesi ise mutfağa geçti ve yanında getirdiği, en azından bir kaç günlük yeteceğini düşündüğü şeyleri yerleştirmeye başladı.
Felix telefonuyla ilgilenirken annesi de mutfakla uğraşıyordu. Uzun süren sessizliği bozan şey ise kapının çalmasıydı. "Anne kim gelicekti?" Annesi aceleyle ellerini yıkarken seslendi. " Hwanglar gelicekti Felix onlardır hadi aç kapıyı." Felix hwanglar kelimesini duyduğu anda heyecanlanmıştı. Korkuyordu da. Hyunjin de gelicek miydi ki? Diye düşünürken kapıya ilerledi hızlıca. 2. Kez zil çalınca hemn açtı kapıyı.
Sadece bayan hwangi görünce derin bir nefes verdi. Ne bekliyordu hyunjin tabii ki de gelmezdi. Rahatlamış ve az da olsa mutlu olmuştu.
-felix-
Sadece bayan hwangi görünce rahatlamıştım. Hyunjinle karşılaşmak düşüncesi bile korkutuyordu beni. Bayan hwangla tanıştığımdan beri iyi anlaşırdım. O gerçekten harika biriydi. Hatta hep sorgulamışımdır böyle kibar böyle nazik ve asıl birinden hyunjin gibi bir hayvan nasıl olabilir diye.
İçten bir gülümsemeyle "Hoşgeldiniz bayan hwang." Dedim. O da bana gülümsedi. "Hoşbulduk feliximm." Dedi ve ardından kolunu görüş alanimda olmayacak şekilde kapının kenarına uzattı.
"Hyunjin selam ver. Hemen."
Anlamayarak ona bakarken oflayarak kendisini gösteren hyunjini görmemle gözlerim sonuna kadar açılmıştı.
Bayan hwang içeri girerken ben hala yaşadığım şokla hyunjin'e takılı kalmıştım. Hyunjin de göz devirerek içeri geçerken konuştu.
"Beni gördüğün için bu kadar korkmamalısın Felix."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hwang Felix mi? - Hyunlix
RomanceHwang Felix mi? uyumlu bile değil. Harika hayatım onunla nişanlanacığımı öğrendiğimden beri büyük bir çıkmaza girdi. Zorba pisliğin teki ve ben bu zorbayla yakında aynı evde yaşayacağım.