31.

1.2K 116 63
                                    

-cuma-

Yine uzun bir haftanın son dersindeydik. Bugün chanı yolculamaya gidecektik hyunjinle. Hafta içi bir kez daha görüşmüştük farklı bir kafede.

Zil çalınca herkes aynı anda ayaklandı ve çantaları toplayıp çıkmaya başladılar. Hyunjin çoktan toplamış beni bekliyordu. Hızlıca eşyalarımı çantama koydum ve sırtıma taktım.

Hyunjin bana gülümsedi ve elimi tuttu. Beraber okuldan çıktık. Bugün yürümek istediği için arabayı getirmemişti. Benim için de güzeldi bu. Yürümeyi seviyordum.

"Bugün geliyorsun değil mi?"

Unuttuğuna emindim. Öyleydi de. Sorgular bir şekilde yüzüme bakınca açıkladım.

"Chan bugün gidiyor ya. Hani beraber görüşecektik."

Hatırladığı gibi kafasını salladı.

"O bugün müydü? Unutmuşum."

Bende evet anlamında kafamı salladım. O da gülümsedi ve tamam dedi.

"Kaçta çıkarız?"

Biraz düşündüm ve cevapladım.

"6-7 gibi çıkarız. Uçağı 8.30 kalkıyormuş."

"Tamam. Daha iki saatimiz var."

Kafamı salladım ve yürümeye devam ettik. Birbirine bu kadar yakışan ellerimizi görünce gülümsedim ve aklıma takılan bir şeyle beraber hyunjin'e döndüm.

"Hyunjin."

"Hm?"

"Biz ilişkimizi annemlere söyleyecek miyiz?"

Daha önce hiç bunu düşünmemiş gibi duruyordu.

"Tabii ki söylemeliyiz ama söylemek istemiyorsan tabii ki sana kalmış."

Annemin öğrenmesini isterdim. Sevineceğini düşünüyordum.

"Ben söylemek isterim."

Ev görüş açımıza girmişti bile. Kafasını salladı.

"Söyleyelim o zaman."

Niye soğuk duruyordu. Sesi çok umutsuz geliyordu.

Evin önüne geldiğimizde cebinden anahtarı çıkarttı ve açıp önden içeri girdi. Kapıyı benim için açık tutunca ona teşekkür ettim ve içeri geçtim.

Kapıyı kapattığı gibi çantasını yere fırlattı ve kolumdan tutarak duvara sırtımı yasladı. Beklemediğim için sarsılmıştım. Kaşlarım çatık bir şekilde ona bakarken elini çeneme götürdü ve hafif yukarı kaldırarak dudaklarıma yaklaştı.

Onun dudakları benimkine değdiği gibi bütün vücudum alev almıştı bile. Gözlerini kapattı ve uzun bir süre öptü beni. Çok sakin öpüyordu bu beni şaşırtmış olsada şuan bunu sormayacaktım.

Nefeslerimiz bitince yavaşça geri çekildi. Alnını alnıma yasladı ve dudaklarıma fısıldadı.

"Bir haftadır bunu yapmadığımızın farkındasın değil mi?"

Ne!

Cidden bir haftadır hiç yakın olmadığımızı fark ettim. Kafam Chan da kalmış olmalıydı. Tanrım... Onu çok göz ardı etmiştim.

"Özür dilerim. Ben farkında değildim."

Kafası yavaştan boynuma uzanırken tekrar konuştu.

"Kendini affetirebilirsin, biliyorsun."

Boynuma değen dudakları gözlerimi kapatmamı sağlarken ellerim saçlarına gitti. Öpücüklerinin yerini ısırıkları alınca küçük bir inleme bırakmıştım.

Hwang Felix mi? - HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin