3.

2.7K 279 333
                                    

Sabah gözlerimi alarmımın sesiyle açmıştım. Bugün pazar günüydü ve alışverişe gitmemiz gerekiyordu. Annem dolaba bir kaç bir şey koymuştu ama daha almamız gereken birçok şey vardı. Şuan tek düşündüğüm şey ise hyunjini nasıl ikna ediceğim. Evet bir kuralım var ama bu beni zorlayacak. Çünkü sonuçta aynı evde yaşıyoruz ve illa zorla da olsa konuşmamız gerekecektir. Yani kuralım
Zorunda olmadan hyunjin gibi varlıklarla konuşmamak yapıyorum. Bu daha iyi.

Alarmımı kapatıp yataktan kalktım. Dün ki olaydan sonra hiç konuşmamıştık. Ama vazgeçmiyeceğim, başarabilirim.

Elimi yüzümü yıkadım ve giyeceğim kıyafetleri seçtim. Odamdan çıktım ve hyunjinin odasının önünde durdum. Heyecandan ölebilirdim. Ne diyeceğimi bile kararlaştırmamıştım. Aklıma gelen fikirle kapısını çaldım.

"Ne var?" Diye bağırdı. Gözlerimi devirdim. Ama yapabilirim. "Gelebilir miyim?" Diye sordum. Ofladigini hissedebiliyordum. Ve bu komiğime gitmişti. "Gel" ciddi bir sinirle söyledi. Ama girdim tabii ki.

Yine her zamanki gibi telefonuyla oynuyordu. Şaşırmadım. Ne var dercesine baktı. "Annen markete gitmemiz için ısrar etti özellikle beni aramış. Sana güvenmiyormuş. Ve fotoğraf istiyor." Hyunjin sinirle ofladi. " Bensiz halledemez misin?" " istersen fotoğrafa shoplarim seni." Dalga geçer gibi söylediğimde hyunjin kafasini salladı. "Hazırlan çıkalım." Dedim ve odadan çıktım.

Bir süre oturduktan sonra hyunjin gelmesiyle beraber çıktık. Ben yürümek istiyordum ama hyunjin araba ile gitmek istedi ve ısrar edince arabayla gitmek zorunda kaldık. Büyük bir market bulduk. Arabayı park edip içeri girdik.

Uzun bir liste yazmıştım. Onu çıkardım. Market arabasını hyunjin'e ittim. Ne oldu der gibi bakınca "her şeyi ben yapamam arabayı al ve beni takip et." Bana doğru yaklaştı ve sinirle "çok fazla emir vermeye başladın." Dedi. Güldüm ve önden ilerledim. Böyle gözüktüğüme bakmayın. İlk defa bunu yapıyorum ve işe yarıyor gibi. Arabayi alıp peşimden geldi.

-hyunjin-

İstemeyerekte olsa alışveriş yapıyordum. Annemle uğraşmak istemiyorum. Hızlıca halledip gideriz. Felix beyin emriyle peşinden gidiyordum. Cidden onunla uğraşmak istemediğimden.

Şampuan reyonuna girdiğimizde kendi kullandığım şampuanımı aramaya başladım. Felixte elindeki eşyaları arabaya koyup önden ilerledi. Şampuanımı bulunca arabaya attım ve felixe baktım.

Gözükmüyordu. Tebrikler şimdi de bununla uğraşıcam. Çok fazla ilerlemedigini düşünerekten hızlıca ilerledim. Bir kaç reyonu geçtiğimde reyonun diğer ucunda üstten bir şey almaya çalışan felixi gördüm. Sanırım boyu yetişmiyordu. Kafamı sallayıp oraya doğru ilerlerken tanımadığım biri felixin yetişmeye çalıştığı şeyi alıp felixe verdi. Bu kim?

Tanışıyorlar mıydı?

Hemen felixin yanına gittim. Felix çocuğa teşekkür etti. Çocukta eğildi ve bir şey demeden gitti. Felix alabildiği şeyin mutluluğuyla gülümsüyordu. Nasıl böyle şeylere bile mutlu olabilirdi ki?.

"O kimdi?" Felix bana şaşırmış bir ifadeyle baktı. Elindekileri arabaya bırakırken yanıtladı. "He bilmiyorum ama yardım ettiğine göre iyi biri olmalı." Kafamı iki yana salladım. "Her yardım eden kişi iyi mi oluyor Felix?" Felix kafa salladı. "Yani genellikle öyle olmaz mı?" Bu düşüncesi çok saçmaydı ama daha fazla uzatmamak için bir şey demedim.

Uzun bir alışveriş yaptık ortaklaşa bir şekilde ödedikten sonra eşyaları arabaya yerleştirdik. Eve vardığımızda eşyaları mutfağa bıraktım. "Ben hallederim sen uğraşma." Dedi. Bende kendi aldığım şeyleri alıp odama çıktım.

Hwang Felix mi? - HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin