İyice sarhoş olmaya başlamış ve kelimeler iyice dilimden çıkarken saçmalaşmışken Heeseung elini yanağıma koydu.
"Yüzün cidden çok güzel."
Güldüm ve "Teşekkür ederim." dedim.
Gözlerinin içine bakarken kolumdan biri çekti. "Gel buraya Jake."
"Nereye?"
Kolumdan çekerek beni dışarı çıkardı. "Ne var Niki?"
"Kiminle konuştuğunun farkında mısın?"
Kendimi duvara yasladım. "Evet Heeseung'la."
"Heeseung kim biliyor musun Jake?"
"Of bilmiyorum."
"Jake Heeseung tehlikeli bir insan."
"Mafya falan mı?"
"Evet."
"Off çok iyi."
"Çok iyi mi?"
"Zengin, yakışıklı."
"Katil."
"Off ne katili?"
"Annesini öldürdüğü söyleniyor."
"Zannetmiyorum."
"Nasıl zannetmiyosun Jake? Adamla tanışalı daha bir saat oldu."
"Zannetmiyorum."
"Yürü evine gidiyoruz. Bayılıcaksın nerdeyse."
"Heeseung içerde. Onu bekletiyorum." diyip içeri gidicekken kolumdan çekti. "Hiçbir yere gitmiyorsun Jake. Yürü eve."
"Ya bıraksana."
"Bırakırsam düşersin."
"Heeseung'a gitmek istiyorum."
"Sen cidden gerizekalısın. Yürü eve gidiyosun."
Arka cebimde hissettiğim bir şeyle elim arka cebime gitti. Durdum ve cebimdeki şeyi aldım.
"Aa sigara. Çakmağın var mı?" dediğimde Niki cebindeki çakmağı çıkardı ve bana uzattı.
Sigarayı dudaklarımın arasına aldım ve sigarayı yaktım. Bir kere dumanı içime çektiğimde öksürmeye başladım.
"Bu ne amk?"
"Ne oldu?"
"Bu benim sigaram değil. Fazla ağır."
"Senin sigaran değilse kimin sigarası?"
"Ne biliyim." dedim ve elimdeki sigarayı içmeye devam ettim. "Ağır kaçıyosa sana ne diye hâlâ içiyosun?"
"Boşa gitmesin." dedim ve elimdekini bitirip söndürmek için yere attım. Ayağımla bastım ve söndürdüm.
"Hadi eve gidebilirsin artık."