"Sakin durmuyorsun Jaeyun."
"Duramıyorum." dediğimde beni duvarla arasına aldı.
"Dudaklarına bu gece sahip olmama izin verir misin?"
Dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım ve "Veririm." dedim.
O an dudaklarıma yapıştı. Kollarımı boynuna doladım. O da benim belime doladı. Aramızda boşluk kalmayıncaya kadar beni kendine çekti.
Dudakları dudaklarımdan boynuma geçtiğinde tek eli de kalçama gitmişti.
Bir yandan kalçamı okşarken bir yandan boynumu emiyordu. Canım yandıkça ve yükseldikçe ağzımdan küçük iniltiler kaçıyordu.
Boynumdan tekrar dudaklarıma çıkardı dudaklarını. Bu sefer dudakları dudaklarımı çok da sert emmiyordu. Ben ona ayak uyduruyordum.
Yavaşça gitmek de hoştu nasıl olsa. Dudaklarımı emmeyi bıraktı ve bir öpücük bıraktı dudaklarıma. Aynı ellerime bıraktıkları gibi.
"Dudaklarında dayanamadığım bir likör tadı var. Dudaklarından ayrılmamı zorlaştırıyor. İki bağımlılık yapıcı şey bir araya gelmemeli."
"Dudaklarım bağımlılık yapıyorsa en mantıklısı onları bırakmamak olacak senin için."
"Şimdiden geri istiyorum dudaklarını." dediğinde tekrar birleştirdim dudaklarımızı.
Geri çekildiğimde "Dudaklarım özlediğin her zaman senin için bekliyor olacak."
"İnan bana dudaklarının tadını alabilmek için işlerimi bile siktir edip seni bulurum. Ama o zaman elimden kurtulman işte biraz zor olur."
"Elinden kurtulmak isteyen de yok zaten."
"Bu gecelik burda kesip keyfimize bakmaya ne dersin?"
"Mükemmel olur derim." dedim ve elini tuttum. Tuttuğum elimi kaldırdı ve koklayıp öptü yine. Bunu yapmasını cidden çok seviyorum.
Beraber geri içeri girdik. Kenarda kendimize bir yer bulduk. Bu sefer Heeseung'un beni çekmesini beklemedim. O oturur oturmaz kucağına yerleşen ben oldum.
Yorgun hissediyordum bu yüzden her an uyuya kalabilirmiş gibiydim. Bana döndü. Saçlarımı öptü ve "Uykun mu geldi?" diye sordu.
"Evet."
"Eve gitmek ister misin?"
"Hayır. Senin kucağın yeter."
"Jaeyun ciddiyim. Kalk evine bırakiyim de uyu."
"İstemiyorum dedim ya." dedim ve kafamı omzuna gömdüm. Gözlerim yavaş yavaş kapandılar.