Won'un elini bırakıp onun yanına ilerlemeye başladım. İlerledikçe elinin kan içerisinde kaldığını görünce şakasız yanına koştum ve elini tuttum.
"İyi mi el-"
"O kim?"
"Kim kim?"
"Elini sıktığın kişi kim?"
"Jay'in sevgilisi. Yeni tanıştık diye sıktım."
"İyi elim." dedi ve elini elimden çekti. "Nasıl iyi olabilir Heeseung görmüyor musun?"
"İyi dedim."
"Of Heeseung. Kalk." dedim ve diğer elini tutup tuvalete sürükledim. Tuvalete girdiğimizde musluğu açtım ve elini suyun altına soktum.
"Nasıl becerdin bu kadar elini kanatabilmeyi?"
"Bardak kırıldı."
"Yine de elinde kırılmadı ya-"
"Elimde kırıldı."
"Nasıl başardın?" derken bir yandan elini yıkıyor bir yandan üflüyordum.
"Kendim yaptım."
"Neyi?"
"Bardağı elimde patlatan bendim."
"Ha niye?"
"İşim iptal olunca seni arayacaktım buraya gelmen için ama sen zaten gelip birileriyle tanışıyordun çünkü."
Kıskandı beni. "Beni mi kıskandın?"
"Senden başka birini kıskanıcak hâlim yok Jaeyun."
"Kıskandığın için bunu yapmana gerek var mıydı Heeseung?"
"Bilmem. Var mıydı?"
"Yoktu hayır."
"Anlık bir sinirle oldu."
"Yapma."
Kanlı elini sudan çekip yanağıma koydu. "Güzelliğin karşında dayanabilmek çok zor. Bu yüzden bazen dikkat etmelisin."
Elini tuttum. "Dikkat edeceğim bir şey yok. Sadece yakın arkadaşımın sevgilisiyle tanıştım."
"Seni herkesten kıskanabilirim." Elini okşamaya başladım. "Beni kıskandığın için bunu yapmana da gerek yok ama." dedim ve elindeki yarasını öptüm.
Elini, elimi bırakmadan yanağımda kaldırdı ve elimi dudaklarına götürdü. "Ellerim için herhangi bir ilaca ya da kreme ihtiyacım kalmadı desene." dediğinde hafif güldüm.
"Kalmadı ihtiyacın."
"Ben de öyle düşünmüştüm." dedi ve elime küçük bir öpücük bıraktı.
"Tanıştığımız bu barda bu geceyi tekrar benimle geçirmek ister misin?"
"Çok isterim."
"Yine de çıkmadan önce yanağındaki kanı temizleyelim." dedi ve elimi bırakmadan kenardan bir peçete aldı. Aynaya baktığımda cidden yanağımda kan vardı.
Peçeteyi ıslattı ve yanağımı sildi. Elindeki peçeteyi aldım ve yaralı elini çevirip yaralarını sildim. "Canın yanıyor mu hâlâ?"
"Çok değil."
"Bir daha böyle bir şey yapma."
"Denerim."
"Deneme Heeseung. Yapma."