Jooyeon Seungmin'in odasına ilerlerken midesinin bulanmaya başladığını hissetti. Günlerdir aç duruyordu, Jiseok yokken boğazından bir şey geçmiyordu ki. Yutkunup bulantısını yatıştırmaya çalışırken girdi odaya.
Seungmin dönen sandalyesinde oturuyor, masanın üzerindeki kağıda bir şeyler yazıyordu. Jooyeon beti benzi atmış suratıyla yaklaştı ona doğru. Seungmin onun halini farkedip kalkmışttı oturduğu yerden. "İyi misin sen? Çok solgun görünüyorsun."
"İyiyim, sorun yok." Bunun yalan olduğu her halükarda anlaşılırdı, Seungmin de anlamıştı zaten ama üstelemek istemedi.
Masanın üzerindeki oturma düzeninin yazılı olduğu kağıdı alıp uzattı Jooyeon'a fakat o aniden gelen öğürme hissiyle elini ağzına kapatmıştı, kendini zor tutuyormuş gibi görünüyordu. Seungmin hemen kağıdı bıraktı, Jooyeon'un belini kavrayıp ona yön verdi. Kapıdan çıkıp yan taraftaki öğretmenler tuvaletine girdiler çabucak.
Jooyeon direkt dizlerinin üzerine çökmüş, içinde ne var ne yok çıkarmıştı. Kaç gündür aç olmasından dolayı da fazla uzun sürmemişti zaten. Seungmin de onunla birlikte eğilip uzun saçlarını yanlarından kavradı ve önüne düşmesini engelledi. Jooyeon mide içeriğini tamamen boşaltırken Seungmin onun için gerçekten üzülüyordu. Yandaki tuvalet kağıdından yeterince koparıp ona uzattı, Jooyeon ondan zorlukla aldı ve sildi dudaklarını.
Yorgun bedenini bıraktı bir anda, yanındaki duvara yaslandı. Başı dönüyordu, kan şekeri düşmüştü. Seungmin, kıyafetlerinin kirlenmesini önemsemeden dizleri üzerinde onun arkasına çöktü. Kıyafetlerini yedekleriyle değiştirebilirdi ama bir daha Jooyeon'un iyi hissetmesi için çabalayamazdı.
Önündeki bitkin bedeni omuzlarından tutup göğsüne yasladı. Belki bir süre burada onunla kalırsa daha iyi olurdu. En azından dinlenir ve kendine gelirdi. Daha sonrasını düşünmüştü bile şimdiden; tekrar odasına götürüp şekerini yükseltecek bir şeyler yedirecekti ona.
Jooyeon yaslandığı bedene bıraktı kendini. Seungmin'in varlığı ona güç veriyor gibiydi. Kustuğu için de rahatlamıştı aslında ama vücudu titrer gibi oldu bir an. Üşüyordu sanki, hasta mı olacaktı yoksa?
Seungmin kollarını açıp göğsüne yasladığı çocuğa sardı. Onu üzen her şeyden koruyabilmeyi isterdi. Bu kadar az bir zaman olmasına rağmen ona karşı hissettiği şeyler çok güçlüydü. Jooyeon'dan ciddi anlamda hoşlanıyordu ve onu bu hale getiren sevgilisini düşündükçe sinirleri boşalıyordu resmen. Kimin haklı olduğunu bilmiyordu fakat Jooyeon'a bu konuda her türlü yardım ederdi. Etmek istiyordu, nasıl olursa olsun.
Seungmin, Jooyeon'un titremesi geçmeye başlarken çenesini onun omzuna yasladı. Geçen gün aralarında geçen yakınlaşmadan sonra ilk kez onunla bu kadar yakındı. Dudakları tenine oldukça yakın bir konumdaydı, sıcak nefesi Jooyeon'un içini titretiyordu.
Fısıltıya yakın derin sesiyle konuşurken adeta hipnoz etkisi yaratıyordu. "Sadece yanında olmama izin ver. Sana yardımcı olmak istiyorum." Konuşurken dudakları bazen Jooyeon'un boynuna temas ediyor, kalp ritmini hızlandırıyordu. Bunun sebebi çok açıktı ama o kabullenmek istemedi.
Jooyeon ne onu onayladığını belirten bir hareket yaptı ne bir cevap verdi. Titrek nefesini dışarı salarken yaslandığı Seungmin'in göğsünden ayırdı sırtını. Eliyle yanındaki duvardan destek alıp ayağa kalktı. Seungmin de onunla birlikte kalkmış düşmemesi için belinden desteklemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚙𝚊𝚛𝚊𝚗𝚘𝚒𝚍 ▪︎ 𝚓𝚘𝚘𝚍𝚎
Fanfic~tamamlandı~ biyocu: kaçmayı bırakıp bir gün kendin geleceksin ayaklarıma merak etme ✔️✔️ Yeni atanan Seungmin üniversitedeki öğrencilerden birini gözüne kestirmişti fakat Jooyeon'un tek yaptığı Seungmin'i gördüğü yerde ondan kaçmaktı. Fakat hisleri...