FİKRET KIZILOK-GÖNÜL.
Bazı yaralar zamanla iyileşirmiş. zaman en acı yaraların dermanıymış. peki insan hissetmediği bir şeyi anlayabilir miydi?
insanlar diyor ya anlıyorum seni falan aslında anlamıyorlar. aynı acıyı mı çektin ki beni anlıyorsun. acılarımız, hüzünlerimiz yaralarımız aynı mı anlıyorsun beni.
beni benden başka kimse anlamıyordu. sizi seven insanlar bile sizi anlayamaz tahmin edilebilir ama asla kimse kimseyi anlayamaz.
kalbim içimdeki bütün acılara sanki yeni bir yara açmak istermiş gibi sızlıyordu.
peki gerçekten benim bu hayatta yapmak istediğim ya da olmak istediğim yer neresiydi.
hayatımı üç dönemle sınıflandırabilirdim herhalde.
dansı ile kendimi keşfim, anne ve babamı kaybettiğim gün, ve tam mutluluğu aşkı bulduğum zannederken yine kendimi mutsuzluğun kuyusunun en dibinde bulduğum an.
gece yarısını çoktan geçmiş içerde yatak odasında sinan uyuyordu. buradan gitmemizin bizi iyileştireceğini düşünüyor.
halbuki mekanın ne zararı var ki benim yaram onun yanında kanıyordu. elimdeki sigaradan bir duman içime çektim.
neden karşıma çıktı yine. tabi ya sinan bencil bir adamdı. beni sevdiğine aşık olduğuna inanıyordum ama ona güvenmiyordum. insan güvenmediği bir kişi ile hayatını geçirebilir miydi?
ben geçirmezdim. ona söylememe rağmen bunu anlamıyor öylece kolayca atlatabileceğimizi düşünüyordu. şayet bu bencil davranışı ikimizin hayatını da mahvedecekti.
bazı acılar ne kadar üstü kapanırsa kapansın ilk gün gibi sızlar. canı acıtırdı.
bir kez daha buna izin veremezdim. canımın acımasına bir kez daha izin veremezdim. bu onula ilgili değildi. bu bizim ile ilgiliydi.
sigaramı bitirdiğimde telefonumu elime alarak kendime bir tane uçak bileti aldım. buradan gidecektim ondan uzaklara kimsenin beni bulamayacağı bir yere gidecektim.
belki kendi yaralarımı kedim sarabilirdim. sadece kendim. sabah 6 için uçak biletimi alıp sesiz bir şekilde eşyalarımı toparladım. zaten alacağım çok fazla şey yoktu.
bavulu odadan çıkarttığımda Allahtan sinanın uykusu ağırdı. kıyafetleri eşyalarımı hepsini topladıktan sonra son kez evime baktım. yatak odasına girdiğimde yatakta yatan sinana yaklaşarak ona baktım.
"senin yanında canım acıyor "dedim "belki de bazı aşklar kavuşulmamalı "dedim ve arkamı dönüp odadan çıktım. bavullarım ile birlikte evden ayrıldığımda gelen ilk taksiye bindim.
havalimanına yarım saat sonra vardığımda taksiden inerek havalimanına girdim. saat beş buçuktu.
yarım saatim vardı. turnikelerin olduğu bekleme yerine geçip oturdum. gözlerimi dışarı çevirdiğimde istanbulun manzarası insanı özlem ile dolu yaşanmışlığa ev sahipliği yapıyordu. bu şehir bana çok güzel anılar yaşatmıştı ama bir o kadar da acı anılar. onu terk ediyordum çünkü yanında kalırsam tekrar bizden vazgeçmeyeceğine nasıl emin olurdum ki.
şayet kalırsam da peşimi bırakmayacaktı. daha çok dibe batacaktık. birbirimizi yakmadan durmayacak küle dönecektik.
buna izin veremezdim. belki beden buna dayanabilirdi ama hisler ve duygular insana en çok onalar ızdırap verirdi.
bu yüzden ondan vazgeçiyordum. bu yüzden bu ateşi söndürüyordum. beni bulamaması için gidiyordum.
Bunca yıl herkesten kaçtın
En sonunda buldun sandın
Ansızın içini açtın
"Yapma" dedim yaptın gönülGözleri senden uzaktı
Fark edilmez bir tuzaktı
Sana böylesi yasaktı
"Yapma" dedim yaptın gönülO bir yolcu sen bir hancı
Gördüğün en son yalancı
İçindeki derin sancı
"Gitmez" dedim kaldı gönül
biraz sonra verilen anos ile ayağa kalktığımda bavullarımı alıp içeri kontrolden geçtim. bazen gitmektir tek çözüm yolu gidip ve iyileşebilmek. ama biliyordum ki iyileşeceğim yaralarımın her zaman bir iz gibi kalacaktı bedenimde.
Sen istedin, ben dinledim
"Senden ayrı olmaz" dedim
En sonunda ben de sevdim
Şimdi beni kurtar gönülGözlerin bakar da görmez
Ellerin tutar da bilmez
Gece gündüz fark edilmez
Demedim mi sana gönül?Sabahın tam üçündesin
Dertlerin en gücündesin
Hala onun peşindesin
"Gitme" dedim gittin gönülBöylesi sevdiğin için
Bir kördüğüm oldu için
Ağlıyorsun için için
Demedim mi sana gönül?Sen istedin ben dinledim
"Senden ayrı olmaz" dedim
En sonunda ben de sevdim
Şimdi beni kurtar gönül
uçakta yerime geçip oturduğumda pencere kenarındaydım gözlerimi dışarıya çevirdiğimde hüzünlendim. gözümden bir damla yaş düşerken elimin tersi ile sildim.
"gitmem gerekiyor senin için kendim için "diye fısıldadım. uçak yavaş yavaş havalanırken hüzünle tebessüm ettim.
hoş çakal sinan
hoş çakal İstanbul .
SON
**********************************************************
NEDEN Mİ BÖYLE BİR SON YAZMALIYDIM. ASLINDA BÖLÜMDE SOSYAL BİR MESAJ VAR ARKADAŞLAR DİKKATLİ OKURSANIZ ANLAYACAKSINIZ.
İNSAN KENDİNİ İYİLEŞTİREMEZDEN BAŞKASINA ŞİFA OLUR MU?
KURGU VE BÖLÜM HAKKINDA YORUMLARINIZI ALAYIM ŞİMDİ SON KEZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZENNE-BXB
Teen FictionTAMAMLANDI "siz hiç kıvırtarak Dans eden bir erkek gördünüz mü"? " Ben emir karakurt Namı değer zenne emir, Kim diyor erkekler dansöz olmaz halt etmişler ben bir zenne olarak dansı bedenimde hissediyor onu içimde yaşatıyordum. Tabi her gece beni izl...