Seyran gün içinde yarım kalan işleriyle uğraştı. İşle ve evle uğraştı, ailesi ve Dicle ile haberleşti. Biraz dinlendi. Yalnızlığın ve sessizliğin keyfini çıkardı. Ferit'ten haber almayı da ihmal etmiyor, ilaç saatlerini hatırlatıyor ve iyi olduğuna emin oluyordu. Gülgün Hanım mutlaka akşam yemeğine davet etmişti. El mahkum bu akşam birlikte yemek yenilecekti.
Saat öğleden sonra olmuştu. Seyran hazır olduğuna emin olduğunda yalıya doğru yola çıktı. Hem Ferit'i de çok özlemişti. Yalıya gidip yemekten önce biraz vakit geçirmek istiyordu onunla.
Yalıdan içeri girdiğinde büyük bir kalabalıkla karşılaştı salonda. Ferit ortalıklarda yoktu. Etrafına bakındı. Ne yapması ve nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Görevliler servis yetiştirmekle meşguldü.
"Aaa Seyran'cığım hoşgeldin. Gelsene durma orada."
Gülgün'ün seslenmesiyle salonun ortasına doğru ilerledi. Tüm ilgi Seyran'a kaymıştı bir anda. Herkes tanımadıkları bu kızın kim olduğunu merak ediyordu.
"Hanımlar bu kızım Seyran. Ferit'in kız arkadaşı. Seyran'cığım bu hanımlar da Ferit'in arkadaşlarının aileleri. Geçmiş olsun ziyaretine gelmişler. Feritler de yukarıda. Sultan eşlik etsin sen de katıl onlara."
Seyran Ferit'in Sultan'la ilgili uyarısını anımsadı. Nedeni ne olursa olsun Ferit'i rahatsız edecek bir şey yapamazdı.
"Yok Gülgün Hanım, ben kendim çıkarım. Siz yolu tarif edin yeter."
Gülgün, annenin hanıma dönüşmesinden memnun değildi ama kalabalık içinde bir şey demedi. Seyran'a yolu tarif etti sadece. Bu kız oğluyla bir bağ kurması için şanstı ve bu şansı kaybetmek istemezdi.
Seyran üst kata çıkıp Feritlerin toplandığı yeri buldu. Tüm Rocks N' Daffodils ekibi toplanmış oturuyordu. Ferit gayet iyi görünüyordu. İyi ve mutlu. Gülüyordu, sohbet ediyordu, keyfi yerindeydi.
"Ooo yenge hoşgeldin. Bu fırlamanın hiçbir şeyi yok. Sana nazlanırsa sakın inanma."
Seyran gülerek Ferit'in yanına oturdu. Ferit'in boyunluğu artık yoktu ve rahatça öpebiliyordu Seyran'ı.
"Hoşgeldin aşkım. Sen bunlara bakma. Kolum hala ağrıyor. Biraz ilgiye ihtiyacım olabilir."
"Boynun nasıl ağrıyor mu?"
"Bilmem, hareket ederken acıyor biraz. Bir öpsene bakalım nasılmış."
"Ayıp Ferit. Birisi duyacak."
"Odamıza geçelim o zaman. Hem bak artık boyunluk da yok. Rahat rahat-
"Ferit Bey iğne saati. Gelebilir misiniz?"
Odaya giren hemşire muhabbeti böldü. Ferit'in kolu ve bacakları bazen dayanılmaz derecede ağrıyordu ve iğneye ihtiyaç duyuyordu. Herkesten müsade isteyerek odadan ayrıldı. Seyran Ferit'in arkadaşlarıyla yalnız kalmıştı. Daha önce tanışmışlardı sonuçta. Çekinmesine gerek yoktu.
"Seyran çok çok geçmiş olsun. Bakma biz Ferit'in yanında goygoya vuruyoruz ama ağır bir kaza atlattılar. Çok korktuk."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİYANİST (SeyFer)
Fanfiction"Ferit, seni bir daha görür müyüm?" Ferit'in karanlıkta parlayan gözlerine inci gibi dişleri eşlik etmişti. Bu akşamki en içten gülümsemesini bahşetti Seyran'a. Umarım beni bir daha görürsün diye geçirdi içinden. "İstediğin zaman görebilirsin. Piyan...