✥ NİKOLAİ MİLORADOV : Milyon Dolarlık Proje | PROLOG

1.6K 124 85
                                    

PROLOG

Burası Club Hydra.

Cennetten bir parça vaat eden bir araf. Kimileri içinse cehennem. Benim için ne olduğuna karar vermek için henüz erkendi. Çünkü henüz yeni ayak basıyordum bu kapıdan içeri.

Hayat beni bu bilmediğim yere, içerisi çıplaklar kampı gibi olan Hydra'ya sürüklerken ne düşünüyordu acaba? Başımdaki beladan kurtulmak için buraya sığınırken hayatımın aşkını bulacağımı sanmazdım. Ancak hayatın türlü türlü oyunları vardı, hakkınızda sizin asla bilemeyeceğiniz planları. Hydra'nın prensi Nikolai Miloradov'la tanışmam da bunlardan biriydi sanırım.

Kısa bir süre öncesine kadar huzurlu bir hayat ne demekti bilmiyordum. Huzur denen kelimenin ne anlama geldiğini de. Hayatım hep bir kargaşadan ibaret oldu. Çünkü benim hayatım, benim değildi. Benim dışımda herkesindi.

Ben Ilya Wasikovska. Burada ne aradığımı bilmiyordum ama bildiğim tek şey, kalbimin yeniden burada atmaya başlayacağıydı. Kaçtığım yere göre Hydra bile benim için cennetti. Geride bıraktığım hayat benim seçimim değildi ama buradaki hayat benim seçimim olacaktı.

Abim Aleksey'in araya soktuğu iki arkadaşı sayesinde Hydra'nın kapısından içeri girebilmiştim. Yuri ve Ravil olmasaydı buraya kadar gelemezdim. Yuri Ravil'i kapıda beklemesi için ikna ettikten sonra içeri girdik. Tam iç kapının eşiğinde beni durdurdu ve iki elleriyle omuzlarımı kavradı. "Ilya, bunu yapmak zorunda değilsin, biliyorsun. Vazgeçmek için bu son şansın." Heyecan dolu bir ısrarla devam etti. "Ben seni korurum!"

"Hayır, Yuri koruyamazsın. Kimse koruyamaz. Lütfen, bırak. Böylesi en iyisi." Bu kez onu kollarından tutan bendim. Şefkatle cansız bir tebessüm hediye ettim karşımdaki adama. "Beni merak etme, iyi olacağım. Burada beni kimse bulamaz."

İstemeyerek de olsa beni içeri sokan Yuri, Ivan adında birine teslim etti. Aralarında benim şahit olmadığım küçük bir konuşma geçtikten sonra Yuri geri dönüp benimle vedalaştı. "Artık gitmem gerek, Ilya. Aleksey'e sorun çıkmadan buraya geldiğini haber veririm. Sen sakın onunla irtibata geçme. Onun da telefonlarını dinliyor olabilirler." Arka cebinden çıkardığı eski tip bir telefonu bana uzattı. "Bana bu telefonla ulaşabilirsin."

"Tamam, Yuri. Her şey için teşekkürler."

Korktuğunu gizlemeyen bakışları yüzümde gezindi. "Kendine dikkat et, lütfen." Onaylayarak başımı salladığımda zor da olsa yanımdan ayrılan adam az önce beni içeri soktuğu kapıdan dışarı çıktı. Özgürlüğün kapısına.

Bakışlarım daha yeni tanıştığım Ivan denen adama döndüğünde yüzünde duyguya dair bir şey göremedim. Aceleci ve sabırsız görünüyordu. "Vedalaşman bittiyse beni takip et."

Beni neyin beklediğine dair en ufak bir fikrim yoktu ve hayatımda ilk defa gördüğüm bu adamı izliyordum. Dahası, ona güvenmek zorundaydım çünkü başka çarem yoktu. Ne hoş.

Beni kapsül gibi bir koridordan içeri soktu ve bir odaya girdik. Bordo renklerin hâkim olduğu, az eşyalı, sade bir odaydı. "Burada kalacaksın." dedi düz bir sesle. Odayı gösterdikten sonra ilgisiz bakışları bana döndü. "Gerekli tüm bilgiler verildi mi sana?" Tehditkâr görünümlü ifadesi biraz ürkütücü olsa da hayatımdaki diğer korkutucu şeylere göre bu naif bile sayılırdı benim için. "Sorun çıksın istemiyorum."

Uysal bir ifadeyle başımı salladım. "Evet, her şeyi bilerek geldim." Bana beklentiyle bakan adamın gözlerine bakarak vurguladım. "Ve kabul ederek."

"Güzel." Odadaki duvara yaslı masaya doğru yürüyüp bir kâğıt çıkardı. "Bu, Hydra'da gönüllü çalışmaya başlayan herkesin imzaladığı bir gizlilik ve rıza sözleşmesi. Bu sözleşmeyi imzalayarak burada olanları dışarıya sızdırmayacağını ve burada çalışırken olabilecek her şeye rızan olduğunu kabul etmiş olursun."

NİKOLAİ MİLORADOV: Milyon Dolarlık ProjeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin