|29|

463 31 87
                                    

Bu çifte hızlı diyorduk bir de, DİĞER ÇİFTİM 10. BÖLÜMDE BASTI NİKAHI jsnxjsmskaididqk Allah'ım gerçekten normal hızla ilerleyen bir çift yazamayacağım ben herhalde. İkisi evlendi, Alın deseniz zaten adama yürümüyor uçuyor... Belki Ahlas ve Tamara biraz normal süreçte ilerler, yani umarım 🙃

Şimdi ben az önce erkek karakterleri düşündüm. Ağır abilerimiz kesinlikle Akif ve Taha, çocuk ruhlularımız Açar ve Umeyr, İstanbul Beyefendilerimiz Karan ve Ömer. Daha kitaba tam girmese de Ahsen'in Instagram postlarında gördük kendisini.

Bir ithafımız var yinee, ilk okurlardan hatta ilk okur olan ve bir karakter de olan eboslakitaplarr'a olsun bu bölümde 🧡

Uzatmadan bölüme geçelim efenim, iyi okumalar dilerim ✨

__________________________

"Sen mi gastronomi okudun ben mi belli değil!" Sinirle elimdeki kaşığı lavaboya fırlattığımda Karan gülmemek için yanaklarının içini ısırıyordu. Ona yan bir bakış atarak, "Gül, gül," dediğimde gülümseyerek elini belime atıp beni kendine çekti.

"Ama birtanem, sinirlendiğin için yapamıyorsun. Yoksa en iyi senin yaptığını biliyorum." İkna edici sesi ile kaşlarımı çatarken tezgahta Allah'ından bulmuş bir halde yamuk yumuk duran vişneli turta baktım. Bir de hemen yanında onun yaptığı mükemmel güzellikteki kruvasanlara. "Öyle mi dersin?" Beni ikna edebilmenin memnuniyeti ile başını salladı. "Kesinlikle."

"Ama Karan," diye başladım yine bir hiddetle cümleme. "Yapmadıkça sinirleniyorum, sinirlenince de yapamıyorum." Bu sefer kendini tutamayarak güldüğünde belimde olan kolları ile sıkıca sarılıp yanağıma sert bir öpücük bırakmıştı. "Niye bu kadar sinirlisin sen bugün?" Omuz silktim. Bazı sabahlar gereksiz bir agresiflikle uyanırdım ve biri dokunsa bile sinirlenirdim. Nedensizce.

"Arada oluyor bana böyle, dedim sana normal değilim yol yakınken vazgeç diye," dedim alayla gülerek. Hayır bunu ona ciddi bir şekilde söylememiştim, ki vazgeçseydi bile yine oturturdum o nikah masasına.

Kendini geri çekip yüzüme baktı. "Seni sen yapan her bir zerrene, huyuna meftun olmuşken asla vazgeçemem bence." Ben nasıl her an bu kadar romantik olabildiğini sorgulayıp hayranlıkla ağzım açık yüzüne bakarken güldü. "Ki bu hallerin bana çok tatlı geliyor."

Gülümseyip yüzümün hizasında olan boynunu öptüm ve geri çekildim. "Zaten bıraksan bile bulur getirdim yine seni." Kısıkça güldüğünde bende güldüm. Turtayı elimden geldiğince düzeltip fırına attım ve beraber mutfağı toplayıp salona geçtik. Karan koltuğa oturunca başımı dizlerine koyup uzandım. Elleri hemen saçlarımı bulurken gülümsedim. "Küçükken de hep saçlarımla oynardın," dediğimde güldü. "Oyuncak gibi geliyordu çünkü, kıvırcık kömür karası saçlar." Elleri saçlarımı okşarken kulaklarıma dolan mayıştırıcı sesi gözlerimin kapanmasına neden oldu. Birkaç saniye sonra gözlerimi açıp yüzüne baktım. "Film izleyelim mi?" Başını sallayarak onayladığında yerimden kalktım. "Ama koltukları birleştirmeliyiz." Anlamayarak kaşlarını çattığında yerdeki ince lacivert halıyı toplayıp köşeye koydum. Fırından gelen sesle o turtayı ve kruvasanları çıkartmak için giderken bende kollarımı sıvadım. Büyük, ağır koltuğu çekiştirip ortaya getirerek yan çevirdim. Diğerine de sırtımı dayayıp geri geri iterken duyduğum sesle durdum. "Kamer ne yapıyorsun sen?" Karan hızlı adımlarla yanıma gelerek omuzlarımdan tutup nazikçe köşeye çekti beni ve koltuğu itip diğeriyle birleştirdi. "Belin ağrıyacak sonra güzelim, niye söylemiyorsun bana?" Omuz silktim. "Alt tarafı bir koltuk, n'olacak ki?"

Not Defteri |Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin