|17|

691 50 45
                                    

Bu bölüm yazardan yani benden olacak, Taha'yı okuyacağız. Her karaktere baş karakterlerin önüne geçmeyecek şekilde bölüm yazmak istiyorum.

Bölüm şarkısı:Hemsaye/Atlıkarınca (bayılırım hem gruba hem şarkıya)

Geçelim bölüme o zaman, iyi okumalar efenim 🐥
____________________________________

Yazardan

Kuzenine sürpriz yapmak için en sevdiği çiçeklerden bir buket alarak Ay Bahçesi'ne gelen Taha içeri girdi gülerek. Birkaç müşteri vardı sadece. Bu saatte boş olurdu zaten pastane.

Gözleri Kamer'i ararken müşterilere gülümseyerek servis yapan kız takıldı gözüne. Onu burada ilk kez görüyordu, daha önce hiç görmemişti sık sık gelmesine rağmen.

Omuz silkerek mutfağa ilerledi. Muhtemelen kuzeni oradaydı. Ama tam kapıya gelmişken arkasında gelen ses onu durdurdu. "Beyefendi oraya giremezsiniz," dedi arkasından seslenen kız.

Ona dönerek kaşlarını çattı. Kızın yeşil gözleri ona bakma isteğini arttırsa da gözlerini kaçırarak kapıya sabitledi.

"Nedenmiş?" dedi.

"Çünkü orası mutfak, oraya girilmesi yasak," dedi tane tane kız.

Taha omuz silkerek tekrar kapıya yönelince kız sinirle soludu. Anlamıyor muydu bu adam?

"Beyefendi yasak diyorum," dedi önüne geçerek. Taha tekrardan omuz silkti, "Ama bana değil, çekilir misiniz?"

Kız kaşlarını çatarak yüzüne baksa da çok sürmeden bakışlarını çekti adamdan. "Çileden çıkarıyorsunuz sizde canım! Yasak diyorum işte!" dedi hafif yüksek bir ses tonuyla.
"Hem siz kimsiniz?" diye sordu merakla.

"Taha Uluhan, Kamer'in kuzeniyim." ded sonunda kendini tanıtarak. Genç kız utanarak geri çekildi. "Tanıtsaydınız ya başta, niye uzattınız bu kadar?"dedi sinirle. Gerçekten neden başta söylememişti ki?

"Söyledim işte hanımefendi, artık girebilir miyim?" Genç kız sinirlense de daha fazla uzatmak istemeyerek önünden çekildi. Taha kızın çekilmeyip tartışmaya devam edeceğini sandığı için bu hamlesiyle şaşırdı. Kızın susarak kenara çekilmesi ile onu kırmış olabileceği düşüncesi doldu zihnine.

Bir insanı kırmak, hele ki saçma bir nedenden kırmak asla isteyeceği birşey değildi onun.

Elindeki şakayıklara baktı, sonra da başını eğmiş tezgaha ilerleyen kıza. Neden uzatmıştı ki dediği gibi? Kızın sinirli hali saçma bir şekilde daha da sinirlendirmeye itmişti onu.

Hızlı adımlarla arkasından giderek önüne geçti. Başını kısa bir an kaldırarak konuştu. "Ben sizi kırdıysam özür dilerim, saçma bir meseleydi. Özürüm olarak kabul edin lütfen," Elindeki şakayıkları kıza uzattı.

Genç kız şaşkınlıkla bir ona birde çiçeklere bakıyordu. "Kırılmadım tabii ki, çiçekleri de kabul edemem." dedi.

Taha bunu kabul etmeyerek çiçekleri yan taraflarında duran masaya bırakarak mutfağa girdi.

"En sevdiğin kuzenin geldi!" diyerek her zaman ki neşesiyle girdi içeri. Kamer gülümseyerek karşıladı kuzenini. "Hoşgeldin!"

Sarılarak selamlaştılar.

"Yardım etmek ister misin?" dedi Kamer. Taha başını sallayarak lacivert önlüğü geçirdi başından. Beraber pastayı yaparlarken Taha merak ettiği soruyu sordu. "Daha önce hiç görmediğim bir kız var, kim o?"

Kamer gülümseyerek cevap verdi. "Ebrar, işe yeni girdi. Okuldan kalan zamanda burada çalışıyor."

Taha başını hafifçe sallayarak önüne döndü pastanın dışını süslemeye devam etti. İnsanın aşçı kuzeni olunca birşeyler öğreniyordu yani.

"Birşey mi oldu? Neden sordun?" dedi Kamer.

"Yok, merak ettim sadece." Kamer onaylayarak işine devam etti. Öyle diyorsa öyleydi.

Geçen yarım saatin ardından pasta süslemesi bitmişti. Paket yapılıp Ahmet'e verilmesi gerekiyordu. Taha güzelce ve özenle paketleyerek üstündeki önlükle mutfaktan çıktı. Kapıya hızlı adımlarla ilerleyerek dışarıda oturan Ahmet'in yanına ulaştı.

"Ya Taha abi matematiğin iyidir senin, öğretmen olacaksın sonuçta. Bakabilir misin bu soruya?" dedi kafasını kaşıyarak. Siparişin biraz daha bekleyebileceğini ve Ahmet'in eğitiminin daha önemli olduğunu düşünerek yanına oturdu ve gösterdiği soruya baktı.

Matematik öğretmenliği okuyordu, onun için hiç zor olmayan bir soruydu. "Aslında çözüm yolun farklı bir yol olmuş. Pek bilinen bir yöntem de değil." dedi.

"Ebrar abla gösterdi onu, daha kolay oluyor öyle ama bunu çözemedim ben ya." dedi Ahmet. Kaşları çatıldı Taha'nın. Daha ne kadar duyacaktı bu kızın adını? Nasıl herkes bu kadar seviyordu onu?

"Doğru, kolay bir yol. Ama bazen işe yarayamayabiliyor. Bak şöyle yapacaksın," diyerek kalemi eline aldı ve aklındaki düşünceleri silmeye çalışarak soruyu anlattı Ahmet'e. Birkaç soru daha çözdüler öyle.

"Neyse, ben siparişi götüreyim. Neresiydi?" dedi ayağa kalkan Ahmet.

"Neriman teyzenin evine. Kızı istemiş," dedi paketi uzatarak.

Ahmet gidince o da içeri girdi. Mutfağa ilerlerken gözüne çarpan kızla adımları duraksadı. Gülümseyerek şakayıkları seven kıza baktı öylece. Fazla baktığını fark ederek kafasını iki yana salladı ve sert adımlarla mutfağa girdi. Ne oluyordu ona böyle? Saçma sapan hareketler yapıyordu bugün.

"Abla ben çıkıyorum, dersim var öğleden sonra," diyerek önlüğü çıkarıp yerine astı.

"Tamam ablacığım, iyi dersler sana. Yardımın içinde çok teşekkür ederim," dedi Kamer gülümseyerek. "Ama beklerim ben seni, alıştırdın bu aralar."

Taha güldü. "Gelirim ben, seviyorum zaten mutfağı."

Askılıktan deri montunu alıp giyerek kuzenine sarıldı. "Allah'a emanet ol, görüşürüz inşallah." dedi.

"Sende Allah'a emanet ol, görüşürüz."

Mutfaktan çıkıp arabasına ilerlerken hâlâ düşüncelerle doluydu kafası. Ama bunu umursamayarak arabasına bindi ve üniversiteye doğru yola çıktı.

Her ikisi de o günün aslında hayatlarının miladı olacağından habersiz bir şekilde günlerine devam ettiler.

Kız şakayıklara gözlerindeki parıltıyla bakarken, adamın aklında kızın neşeyle parıldadığını kısa bir an gördüğü gözleri vardı.
_______________________________________________

Bitti! Bu da böyle bir bölüm oldu. Taha'yı ve Ebrar'ı tanıdık.

Uykum geliyor, acilen uyumam lazım xksmsjsmwow

Umarım beğenmişsinizdir, özellikle @eboslakitaplarr

Hayırlı geceler, Allah'a emanet olun 🧡🦋

Not Defteri |Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin