I

325 43 55
                                    

Banka oturduğumuzda ellerimi iki kenara koydum. Ayaklarımı sallamaya başladım. Ne diyeceğimi bilmiyordum.

Bir süre o da sessizdi. Güneş ışıklarıysa artık o kadar rahatsız edici değildi.

"Şimdi sadece seni dinliyorum RoNa. Sana ağır gelen her şeyi dök sözlerinle. Bırak kaybolsunlar ses olup. Ben seni gerekirse sabaha kadar dinlerim. Ve inan bir kerecik olsun yargılamam."

Yerdeki bakışlarımı gözlerine çıkardım. Güneşten bile sıcak olan minik gözlerinin içine baktım. Yoksa bana acıdığından mı böyle davranıyordu?

-Hayır, diye haykırdı bir tarafım. O bana şuan ailesiymiş gibi davranıyordu. Gözlerinde o bakış vardı.

Ağlamak istemiyordum sadece içimdekileri beni anlayan birine anlatmak istiyordum. Bu yüzden derin bir nefes aldım.

"Ben ilkokula giderken annem bizi bırakıp başka bir adamla evlenmiş. Açıkçası hayal mayal hatırlıyorum yüzünü de. Zaten bir daha ne aradı ne de sordu. Ona kızgın değilim hatta babam denen canavardan kurtulduğu için de mutluyum. Ama en azından daha bebek olan kardeşimi yanına alabilirdi. Böylece kardeşim annesizliğin ne demek olduğunu bilmezdi..."

Gözlerine bakarken anlatamayacağımı düşünüp bakışlarımı ağacın dibindeki minik otlara sabitledim.

"Annem gittikten sonra kafası zaten bozuk olan babam iyice delirdi. Kafası bozuktan kastım sinirlendiğinde gözü kimseyi görmeyen, bağırıp çağıran biri olması. Ne yaparsam yapayım asla yaranamam ona. Mutlaka bir açık bulur. Her zaman her yerde birinci olmamı ister. Arkadaş bile edinemedim yıllardır onun yüzünden.

Bazen de öyle anlar gelir ki... Döver hatta bağırır ,sarhoş gelip istediğini yapar. Her şeyi yıkar yanında kalbimle beraber. Sonra zaman geçer. Gelir özür diler. Ben zaten onu görmeyi dayanamazken birde yüzsüzce özür diler. Sırf vicdanı rahatlayabilsin diye..."

Güldüm zihnimde beliren pi*le.

"Hah birde minik RoNaya ellerini süren pisliğin teki bir amcam var. Liseye başladığım zamanlar bana yaptıklarını hatırlamak bile istemiyorum. Öyle iğrenç insanlarla akraba olduğum için utanıyorum..."

Başımı önüme eğip düğümlenen boğazımı daha sıktım. Kolunu sırtıma koyup saçlarımı okşadı elleriyle. Konuşabilene kadar gözlerimi kapattım. Kokusu burnuma doldukça sakinledim.

"İşte sonra girdi hapishaneye. Başka sabıkalı işleri de varmış. Bil bakalım sonra ne oldu Oppa?! Hiçbir zaman olmayan sözde hukuk sisteminden o da nasibini aldı. Çok olmadı birkaç hafta önce çıktı hapisten. Tabi babamla kardeş sonuçta değil mi? Geldi evimize hiçbir şey olmamış gibi dokundu bana. Kırılası elleri, yanası vücudu, bizimle beraberdi yeniden.

En başından beri tek dayanağım Seoktu, kardeşimdi benim. Onun için iyi bir abla ,anne olmaya çalıştım. Elimden geldiğince o bağırışlardan uzak tuttum onu. Büyüyünce onlar gibi olmamasını istiyordum sadece. Benim kardeşim büyüdüğünde herkese yardım eden insanlara iyilik yapan birisi olsun istedim. İzin vermediler ama Chan Oppa.

İnsanlar o kadar iğrenç gözüktü ki gözüme. Kendimi yapayalnız hissettim hep. Kimse beni anlamıyordu. Kimseyle konuşamıyordum. Yanıma gelenlerse hep bir yara açıp gitti. Kimse sormadı bir oyuncak ister miyim diye, kimse sormadı neden mutsuzum hiç gülmüyorum diye? Yaşıma göre hep kocamandım ben. Oyuncaklarım yerine kitaplarım, ufacık bir sevgi yerineyse bağırışlar doldu. Çocuk olmak istesem bile öyle bir şansım yoktu. Ki bunun en büyük kanıtıydı yaralarım.

Geceler en yakın arkadaşım oldu. Uykuysa en büyük düşmanım. Hep benim hatamdı her şey. Kendimi suçladım durmadan. Geçmiş beni rahatsız ettikçe tekrar savaştım aynı düşmanla ama hep ben yenildim. Her seferinde tekrar yıkıldım.

Sonra siz girdiniz hayatıma yine birkaç hafta önce. Chansroomlar , Silent cry ve diğer şarkılar... Hayatımda şimdiye kadarki bütün sevgi sözcüklerini toplasam sizden bir günde duyduğumu karşılayamazdı belki de. Aradaki kameralardan bile ulaştı sevginiz. Sonra sizinle tanışma fırsatı geçti elime. Sadece sizi görmek istedim. Her şey hazırdı ta ki bir önceki geceye kadar. Babamın beni o zamana kadar en çok dövdüğü geceydi. Tabi yine bana koyansa söylediği şeyin hiçbirini yapmamış olmamdı. O gece kafaya koydum ölmeyi. Ama yarın sizi görecektim. En azından bir kez olsun sevdiğim bir şeyi yapmak istedim.

Bundan sonra ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey varsa yaşamak istediğim. Elimden tutan Oppamın yüzünü kara çıkarmak istemiyorum. "

Gözlerim dolduğunda nefesimi tutup sildim hızla gözyaşlarımı. "Ağlamak da istemiyorum. Bıktım ağlamaktan artık."

"Sorun değil. Evet belki babanla sorunların var ama eğer benim küçük kızım olsaydın sen elimden gelen her şeyi yapardım. Seninle kaçar ve saklanırdım. Ve biliyor musun ? Hala geç değil RoNa beraber yaşayalım yaşayamadığımız çocukluğumuzu." (daddy ıssuesın sözleri ilk cümle)

Gülerek yüzüne döndüm.

Bana bakıyordu yüzünde acı bir gülümsemeyle. Sonra kollarını iki yana açtı ardından omuzlarımdan itibaren kafam dışarıda olacak şekilde sardı. Sonra kulağıma fısıldarcasına konuştu:

"Sarılmalar ben yanındayım kelimelerinin vücut bulmuş halidir. Bütün gece ayakta kalıp tek başına yaralarını sarmaya çalışmanın ne demek olduğunu biliyorum RoNa. Elbette senin hatan değildi. Hiçbir zaman da öyle olmadı.

Her şeye rağmen çok iyiydin. Ben yanındayım artık. Artık ağlama miniğim. Belki hayatına müdahale edemem ama elimden ne geliyorsa yaparım. İstersen bir baba gibi bile severim seni. Sen benim babygirl'ümsün..."

Offffff noldu yaaa

Ben yorum yapmıyorum size bıraktım çiçeklerim 🤍

✓ Daddy Issues | Bang Chan | SKZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin