"Sosisler ne tarafta biliyor musunuz?"
Gözümü kapatıp arkama döndüm. Sol tarafı işaret ettiğimde müşteri teşekkür edip yanımdan ayrıldı.
Henüz bir haftadır burada olmama rağmen tüm enerjim sömürülmüştü. Markette çalışmak sandığımdan da zordu.
"Instagram kullanıyor musun?"
Dört kişilik kız grubu etrafımda toplanırken kaşlarım havalandı. Üstümü kontrol ettim. Açıkta kalan bir yerim mi vardı?
"Oradan bakınca Biscolata reklamı yapıyor gibi mi duruyorum?" dedim ciddi bir sesle.
Kızlar kendilerinden geçer gibi güldüklerinde komik olan neydi anlamıyordum. Aralarından biri öne çıkıp işaret parmağını koluma bastırdı. "Hem yakışıklı hem de komik."
"Sevgilin var mı?"
Göz devirip geriye çekildim. Yeni gelen kahvaltılık gevrekleri yerleştirmeye devam ettiğimde kızlar yanımdan ayrılmamıştı. Fransa'da bu tarz olayları çok yaşıyordum.
"Var. Hatta önümüzdeki ay evleneceğiz."
"Hani? Yüzüğün yok."
"Yalan söylüyorsun."
"Nişanlımı rahat bırakın kızlar."
Çok yakından tanıdığım kadın sesiyle arkamı döndüm. Yosano her zamanki gibi şık giyinmiş topuklu ayakkabılarıyla ben buradayım der gibi geliyordu.
Kadının gelişiyle ayağa kalkıp kollarımı açtım. Kollarım belini bulurken o da boynuma sarıldı. Kızlar yanımızdan söylenerek ayrıldı. Yosano yanağımı öpüp geri çekildi.
"Bana borçlusun. Muhtemelen bininci kez."
"Gelmeseydin gitmezlerdi."
Yosano'nun dudakları kıvrılırken elimdeki kahvaltılık gevreği aldı. "Bu en sevdiğim marka. Üstelik indirime girmiş. Bunu bana alarak borcunu ödemeye başlayabilirsin Chuuya-kun."
Gülümseyip kafamı salladım. Yosano'nun dalga geçer gibi ifadesi bir anda solduğunda başıma geleceği anlamak zor olmadı.
"Sana şu yüzüğü çıkarma diye daha kaç kere diyeceğim?"
Omuz silkip cebimden nişan yüzüğünü çıkardım. Yosano eteğinden dolayı eğilmeyi tercih etmediği için ayağa kalkıp elini tuttum. Yüz ifadesi değiştiğinde elimi yanağına yaslayıp belli belirsiz dudaklarını öptüm. O da bana karşılık verirken kollarımı beline sarıp öpmeye devam ettim.
Gözlerimi açtığımda adam gitmişti.
Yosano kısık sesle "Yine mi izleniyorsun?" dedi. Kadın başını göğsüme yasladığında hımlamakla yetindim. Daha ne kadar bu oyuna devam edecektik bilmiyordum. Duygularımı bir oyunla gizlemek düzenbaz hayatım için zor bir şey değildi.
"Düğün tarihi yaklaşıyor. Kıyafet bakmamız lazım."
"Aklında bir şeyler var mı?"
"Bilmiyorum. Ben de ilk defa evleneceğim."
Kadının cümlesiyle tebessüm ettim. Benim bir sürü hayatım vardı ve her hayatım birbirinden bağımsızdı. Ben bunlara fazlasıyla alışkındım ancak Yosano değildi. O henüz bu işte fazlasıyla yeniydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Ordinary Life
Fiksi PenggemarChuuya Nakahara, hapishanede geçirdiği her günü sıradanlaştırmaya çalışırdı. Ancak sadece çalışmakla yetinirdi. Not: Uyarıyı okumadan başlamayın. 28.09.23