Bölüm 12

2K 231 19
                                    

Heyooo Ben geldim.

Satır aralarını yorumlarla doldurmayı ve sol alt köşedeki yıldıza tıklayarak beni mutlu etmeyi unutmayın.

Keyifli okumalar dilerim.

~~~~~~~~~~~~~~

Arayan Bahar'dı.

Merak etmiş olmalıydı ama açmasına fırsat vermeden Ateş elindeki telefonu yere çarpmıştı. Zeynep birkaç adım geriye giderken, Ömer kapıdaki adamlara verdiği işaret ile kapıları açtırmıştı.

***

Avludaki gürültüden dolayı duyulmayan sese birde Ömer'in ağır yürüyüşündeki sessizlik katılmıştı. Ateş öfkeden dönen gözü ile Zeynep'e bakarken bir an sinirle elini kaldırmıştı. Ömer'in içi titredi o anda. Sevdiği kadın ellerini kendisine siper ederken Ateş'in öfkeli gözleri ve kaldırdığı eli içine oturmuştu.

Ateş'in elini tutarken "Ateş ağa!" diye bağırmıştı. Tuttuğu eli öyle sıkı tutmuştu ki kırılması an meselesiydi. Ömer ağa Ateş'in elini bırakmadan ceylan gözlü sevdiğine dönmüştü.

"Sen dışarıda bekle. Murat!" diye seslenirken Murat ağasını anlayarak Zeynep'e dışarı kadar eşlik etmişti. Kapılar kapanınca Ömer ağa gözlerini tekrar Ateş'e çevirdiğinde elini kırmıştı. Söylenecek onca şeyden daha iyi bir ders olabilirdi elini kırmak.

Herkes bilirdi ki Ömer ağanın asla adalet ve zalimlik karşısında susmayacağını. O her zaman mazlumun yanında güç olur dururdu. Zeynep'i sevmeseydi de korurdu. Herkes bilirdi ki Demirhanlı'lar kadınlarına ve diğer tüm kadınlara hürmet gösterirdi.

Ateş acı ile kıvranırken Ömer, Mehmet ağanın yanına oturdu. Adamlarından birine işaret vererek kafasına dayanılan silaha bakan Ateş gözlerini Ömer'e dönmüştü.

"Ben konuşacağım ve sen sessiz duracaksın. Ağzından bir ses çıkarsa adamım seni vuracak" diye gözünü korkutmuştu.

Mehmet ağa ise oğlu için endişe ederken kızını unutmuştu. Ömer'in kızı için yaptıklarını fark edince de artık içi rahattı. Şuan Ömer kızını istese gözü kapalı verirdi.

"Belli ki kulağınıza bir şeyler gelmiştir. Kimden ne duydunuz bilmem ama ben size üç beş kelam edeceğim. Mehmet ağa babasın hakkındır ama ben kimsenin namusu ile oynamam bilirsin. Kızın ile tanışmak isterim. Gerekirse gelir isterim ama Zeynep zamana ihtiyacı olduğunu söylediği için bekledim. Babası olduğun için açıklama yapıyorum ama bu ilk ve sondu!" diyerek ekledi.

"Bilirim Ömer ağa ama kızım narindir, incinir. Kızım nazlımdır, gönlüme yaramdır. Zeynep'im öksüzümdür. Gönlü yaralı kuzudur" derken ne de güzel anlattı babalığını. Peki, bunları Zeynep'te hissetmiş miydi? Bu kadar anlattığı babalığı, evlatlarına yaşatabilmiş miydi?

Ömer ağa anlamıştı ne demek istediğini. Başını sallarken baktı Mehmet ağaya ve "Gözün arkada kalmasın. Kızının istemediği bir durum olmaz. Olursa da bugün olduğu gibi onu korurum" demişti. Mehmet ağanın zaten gözü arkada değildi ama denemek istedi Ömer'i.

"Ağa burası İstanbul değildir. Elimize gelen bu resimler başkalarının eline düşerse ne olur bilir misin?" diye sordu. Aslında amacı Ömer'i denemekti. Denemekten ziyade aşkına sahip çıkar mıydı emin olmak istemişti. Çünkü Mehmet ağa aşkına sahip çıkamamıştı ve Demet ziyan olmuştu. Zeynep ziyan olsun istemiyordu.

"Ateş ağa, benim hakkımda konuşmak kimin haddine. Zeynep bugün dese bugün gelir isterim ama bekleyeceğim. Zeynep'in istediği zamanı bekleyeceğim!" dediğinde sesindeki kararlılık kendini belli ediyordu. Mehmet ağa memnundu ama bunu oğluna göstermemek için susmuştu.

Annemin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin