0.6

1.5K 67 2
                                    

İyi okumalar 🤍✨

Son zamanlarda sürekli olduğu gibi yine bir baş ağrısı ile uyanmayı beklemiştim fakat öyle olmadı. Harika bir hissizlikle uyandım, yani daha doğrusu hissizlik değil normal şekilde uyandım. Kafamı kaldırdığımda daha önce görmediğim bir yerdeydim. Yeni odam olabileceğini düşünerek etrafa bakındım.

Sağda kısa bir koridorun ardından bir kapı görünüyordu. Tam karşımda eski dolanımdan biraz daha büyük olan bir dolap vardı. Sol tarafta kocaman yan yana 3 pencere ve orta pencerenin önünde ise düz ahşap bir çalışma masası ile sandalye vardı. Yatağımın hemen sağında ikili büyük bir koltuk ve koltuğun arkasındaki duvarda da tahminimce banyo vardı. Hastanede değil de lüks bir otelde olduğumdan şüphelendim. Bütün oda lila ve gri renkleri üzerine döşenmişti ve normal bir genç kız odası havası vardı.

Bitmiş serumu kolumdan çıkarıp banyoya gitmek üzere ayaklandım. Banyo ise normal bir banyoydu bir duş, lavabo ve herhangi bir banyoda olacak klasik şeyler vardı. Kafamı kaldırıp aynaya baktığımda korkunç görünüyordum bu nedenle kısa bir duş almak üzere odama gidir dolabımdan kıyafetlerimi aldım ve adımlarımı tekrar banyoya yönelttim. Su hazır olunca kısa bir duş aldım, saçlarımı çok sevdiğim hindistan cevizli şampuanımla yıkadım ve kokunun bütün banyoda dağılmasına sebep oldum. Duştan çıkınca hızlı bir şekilde giyindim ve çıkmaya hazırlandım. Eğer yıllarınızı bir hastane odasında geçirdiyseniz uzunca duş alma gibi bir lüksünüz yoktu. Eskiden en sevdiğim şeylerden biriydi ılık suyun altında saatlerce kalıp şarkı söylemek ama artık pek mümkün değildi.

Şarkı söylemeyi severdim özellikle de duştayken sesim de güzeldi. Eskiden okulda bir müzik grubundaydım yani çok minikte olsa bir müzik kariyerim olmuştu.

Odama geri döndüğümde karşımda doktorumu gördüm. Gözlerime bakıp iyi olup olmadığımı anlamaya çalıştı bir süre, iyi olduğuma ikna olduğunda ise "Neden tek başına alıyorsun duşu üstelik bir de şarkı söyleye söyleye" dedi açmış yine bizimki huysuzluk modunu.

"Bir dahaki sefere sizi çağırırım doktor bey sırtımıda keselersiniz falan nasıl fikir" diye sordum alayla.

Doktorum acı kahve gözlerini sonuna kadar açarak "Ben onu mu dedim bir hemşire yardımcı olurdu yani o yüzden. Yoksa ben neden yardımcı olayım canım" dedi aceleyle. Komik görünüyordu ama gülersem kızacak gibi baktığı için gülmeyi sonraya not ettim.

"Yeni odam bu mu? Hastanede değil de lüks bir otelde gibi hissettim açıkçası. Hastanede böyle odalar olduğunu bilmiyordum" dedim.

"Yoktu zaten sana özel dizayn edildi, tabi bu hastane ücretinde bir değişiklik yapacaktır" dedi hastane ücretini bile bilmiyordum babamın avukatı bakıyordu o işlere. Tüm paramı alıp kaçsa ruhum duymazdı ama babamın liseden çok güvendiği bir arkadaşıydı avukatı.

"Anladım. Banu ablanın fikri miydi bu oda" diye sordum mutlulukla gülümseyerek. Elbette ki onun fikriydi başka kim nereden bilsin bir çalışma masası ile daha iyi manzara istediğimi.

"Evet, Banu hemşirenin fikriydi" dedi doktorum. "Her neyse gidiyorum şimdi işlerim var bir şey olursa hemşireler sürekli kontrole gelir onlara söyleyebilirsin ya da istersen ben yan odadayım" dedi ve cevap beklemeden çıktı.

Yeni odamdaki çalışma masama baktım ve bütün kağıt ve kalemlerimin güzel bir şekilde dizilmiş olduğunu gördüm. Düzen beni hep mutlu etmiştir, şimdi olduğu gibi.

Günün geri kalanında hemşirelerin getirdiği yemeği zorda olsa yemiş, çizim yapmış, biraz da dinlendikten sonra bahçeye çıkıp biraz yürüyüş yapmıştım. Yağmur yağıyordu. Eskiden en sevdiğim mevsimdi sonbahar, yağmur yağdığı gibi kahvemi kapar cam kenarında bi kitap okurken dinlerdim yağmuru. Özlemiştim eski hayatımı.

Şu anda iyileşip bu hastaneden kurtulsam bile hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı biliyordum. Eskiden annem vardı evin içinde yaptığı yemeklerin kokusu eksik olmazdı, çok severdi annem tatlılar börekler çörekler yapmayı.

Cam kenarındaki mavi berjerimde oturup kitap okumakta eskisi gibi olmazdı çünkü eskiden babamla oraya kim oturacak kavgası yapardık. İlk oturan saatlerce kalkmadan orada kitap okurdu.

Evin hiçbir yani eskisi gibi olamazdı annemsiz, babamsız o evin hiçbir anlamı olamazdı. Eğer bu hastaneden kurtulursam o evde yaşayamazdım ama satamazdım da, bu anılarımı satmakla eşdeğer olurdu.

Geçmişi düşünürken gelen gözyaşlarımı geri çeviremedim arka bahçede bir bankta oturup yağmuru izleyerek bıraktım gözyaşlarımı.

Dilenci değilim ama bir oyunu alırım be abla cmdmxksl

Ah KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin