1.2

1.1K 39 5
                                    

İyi okumalar 🤍✨

Odama girdiğimde doktorum için ne yapacağımı düşünmeye başladım. Açıkçası hiçbir fikrim yoktu ve ne sever hiç bilmiyordum.

Telefonumu açıp internette adını arattım ve bir şey bulabilirim umuduyla gezinmeye başladım. Genel kendisi ile ilgili yazılan yazıların olduğu yere geldiğimde 20 Ekimin doğum günü olduğunu gördüm. Yani bu da yarın doğum günü olduğu anlamına geliyordu.

Her konuda sabırsız bir insan olduğum için doğum gününü kutlamak içinde yarını bekleyemezdim.

Ne yapacağımı düşünmeye başlarken içeri Lale hemşire girdi. Yatağıma doğru yaklaşıp yüzünde tebessümle nasıl olduğumu sordu.

Tam iyi olduğumu söyleyecekken telefonu çaldı cebinden telefonu aldı, bakışlarını telefona indirdi saha sonra telefonu kapatıp bana "Çok üzgünüm telefonumun kapalı olduğunu sanıyordum. Nişanlım arıyor" dedi.

Nişanlım? Nasıl yani Lale hemşire nişanlı mıydı? Pekala bunu duymak içime garip bir mutluluk vermişti.

Anının mutluluğuyla heyecanla yüzüne bakıp "Sen nişanlı mıydın hiç söylemiyorsun ya" dedim sanki yıllardır arkadaşmışız gibi.

O da saçmaladığımı fark etmiş olacak ki güldü ve bir şey demedi. Sevecen bir kızdı aslında belki bana yardım ederdi doktoruma sürpriz yapmam için.

Aklıma gelen fikirle ona döndüm "Beni dışarı çıkarır mısın bir şey alıp dönmem gerekiyor" dedim umuyordum ki bana yardım ederdi.

"Dışarı mı? Doruk hocanın haberi olmadan sizi çıkaramam maalesef" dedi.

"Öncelikle şu sizi bizi bırak canım aa arkadaş olabiliriz sonuçta" dedim gereksiz bir samimiyetle, umarım yanlış anlamazdı.

"Doruk hocaya sürpriz yapmak istiyorum yarın doğum günüymüş bir pasta bir de hediye alıp döneceğim sadece" dedim daha ne hediye alacağımı bile bilmiyordum.

"Pekala benim arabamla hemen gidip gelirsek kimse fark etmez belki" dedi ve beni çıkarmayı kabul etti.

Heyecanlanmıştım çok uzun zaman sonra birine hediye almaya çıkıyordum ayrıca pastayı da neyli sever bilmediğim için orada karar verecektim.

Yarım saat sonra

Hastaneden çıkıp yakınlarda bir pastaneye gelmiştik o kadar çok pasta çeşidi vardı ki aklım karışmıştı. Gözüm vitrindeki pastalarda oyalanırken köşede ne büyük ne küçük olan çilekli ve çikolatalı bir pasta gördüm. İşte bu diyerek o pastaya yöneldim ve almak istediğimi söyledim.

Pastayı alıp çıktığımızda bir alışveriş merkezine girmiştik ben yavaş yürüdüğüm için Lale hemşire de yanımda yavaş yürümek zorunda kalıyordu ama ses etmeden beni takip ediyordu. Lale hemşireyle sohbet etmek hoşuma gitmişti, kendisi 23 yaşındaydı ve ilk stajını yapıyordu. Geçen sene nişanlanmış ve seneye de düğünleri varmış, çok tatlı bir kızdı mutlu olmasını diledim.

Avm kocamandı hepsini gezmeyi çok isterdim fakat vakim yoktu ayrıca bu beni fazla yorardı maalesef. Bir hobi dükkanının önünde durduğumda aklıma doktorumun çizime olan yeteneği geldi. Kendisine inanmıyordu çizim konusunda yeteneksiz olduğunu söylemişti.

İçeri girdim ve bazı renkli boyalar, karakalem seti ve kağıtlar aldım. Onun hakkında hiçbir şey bilmediğim için bildiğim tek şeyi alıyordum ve umarım beğenirdi.

Her şeyi ödedikten sonra çıkıp arabaya bindik. Maalesef poşetler Lale hemşireye kalmıştı. Çünkü kendisi taşırım dememe rağmen beni sert bir şekilde reddetmiş ve Doruk hocasından yiyeceği azarı düşünerek kendisi taşımak istediğini söylemişti.

Poşetleri arabanın arkasına yerleştirdikten sonra o da sürücü koltuğuna oturmuş ve arabayı çalışmıştı. Usta bir şekilde parktan çıkıp yola girdiğinde hastaneye kısa sürede ulaştırmıştı bizi. Gerçekten iyi kullanıyordu arabayı sadece 10 dakikada ulaştırmıştı bizi hastaneye.

Lale hemşire poşetleri aldığında odama doğru yöneldik ve poşetleri dolabıma koyduk. Kimseye yakalanmadan bir saat içinde gidip geldiğimiz için tebrik ettim bizi.

Lale hemşire işi olduğunu söyleyip çıktıktı. Bense hemen hızlıca duşa girip çıktıktan sonra saçlarımı kuruladım ve elime düz yeşil bir elbise alıp üstüme geçirdim.

Kantine inip tabak, çatal ve bıçak alıp geri odama döndüm pastayı dilimlemeye başladım. Ama günün stresi ve heyecanından olsa gerek kalbim hızla çarpmaya ve başım dönmeye başladı. Yavaş adımlarla ve yatağıma tutuna tutuna çekmecemden ilaçlarımı aldım ve suyla birlikte içtim. Yatağa oturup bir süre baş dönmesinin geçmesini bekledim.

Daha iyi hissetmeye başladığımda kalkıp tekrar pastayı dilimleye başladım. Maalesef yaptığım en ufak eylemde böyle oluyordum bu yüzden de el altında sürekli bir sürü ilaç tutuyordum ki böyle anlarda ulaşabileyim. Buruk bir şekilde gülümsedim en ufak normalleşme eylemimde kalbim hemen kendini belli ediyordu maalesef.

Buna fazla takılmadan pastaları tabaklara yerleştirdim, tepsinin üzerine koydum odamdan tepsiyle birlikte çıktım.

Doktorumun odasına girdiğimde boş olduğunu gördüm muhtemelen işi vardı bu nedenle Lale hemşireyi aradım ve doktorumun nerede olduğunu sordum, numarasını yolda gelirken almıştım.

Lale hemşire doktorumu getirdiğinde kendisi gitmişti nedense, aslında onunda kalıp pastayı yemesini istiyordum ama ona daha sonra götürmeyi bir kenara yazmıştım.

"Yarınmış aslında doğum günün ama ben yarın olmasını bekleyemedim hem zaten yarın cumartesi yani yarın burada olmayacaksın o yüzden bugün kutlamak istedim. Aslında bana maçı daha konforla izlettiğin için teşekkür etmek istedim ama internette bugün doğum günün olduğu yazıyordu o yüzden de böyle teşekkür etmek istedim. Mutlu oldun mu?" Dedim tek nefeste. İyileşirsem eğer rap yapmayı düşünmeliydim bence.

Doktorum parlayan acı kahve gözleriyle bana baktı ve düşünmeden aramızdaki mesafeyi kapatıp kollarını belime sardı. Doktorum bana sarılıyor muydu bana mı öyle geldi? Doruk doktor bana sarılıyordu. Kollarımı kaldırıp sarılışına karşılık verdim. Kalbim uzun zamandır kimseyle sarılmadığımdan olsa hızlanmıştı gerçekten çok hızlı atıyordu Doruk doktorun hissetmesinden korktum.

Doktorum kollarını gevşetip benden ayrıldığında gözlerimin içine baktı "Çok mutlu oldum teşekkür ederim. Doğum günümü kutlamayalı 5 yıl oldu, yarının doğum günüm olduğunun bile farkında değildim" dedi. İyide neden, bir insan kendi doğum gününü unutur muydu?

İçtenlikle gülümsedim ve bir kez daha doğum gününü kutladım. Masaya geçip oturduğumuzda o kendi koltuğuna değil benim karşıma oturmayı tercih etmişti. Bu yaptığı yüzümde bir tebessüm oluşmasına sebep olmuştu nedensizce mutlu olmuştum.

Pastalarımızı yedikten sonra bir şey demeden kalkıp odadan çıktım ve hediyesini getirmek için dolabımı açtım. Kalemlerin yanı sıra gördüğüm bir bilekliği de almıştım. Erkekler için olan bu bileklik dışarıdan bakıldığında düz gümüş bir bileklik gibi duruyordu ama içine "Küçük hanımdan doktor bey'e" yazdırmış ve yanına bir kelebek eklemiştim. Kelebeği neden eklemiştim bilmiyorum sadece hoşuma gitmişti.

Doktorum kalemleri görünce genişçe güldü ve teşekkür edip gerçekten beğendiğini dile getirdi. Gümüş bilekliği de aynı şekilde beğenip koluna takmıştı. Doktorumun hediyelerini beğenmesi beni oldukça mutlu etmişti açıkçası.

Biraz daha sohbet edip oturduktan sonra kalkıp odama geçtim ve pastadan Lale hemşireye de götürüp geri döndüm odama. Yorulduğum için anında uyuyakalmıştım zaten.

Bir sonraki bölümde görüşürüzzzz
Oy atmayı unutmayın 🤍✨

Ah KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin