0.0

2.3K 82 177
                                    

uyarı: kendine zarar verme konusunda bazıları için tetikleyici yerler olabilir.

Sessizce saniyeler önce parçaladığı kolunu izledi. Kesinlikle ölümcül değildi kesikler. Ölümcül değildi. İntihar etmiyordu. Yapamazdı. O kadar da güçlü değildi. O kadar da cesur değildi.

Ağlaması durmuş, hissizleşmişti geçen zamanda. Ruhsal acısını, bedenine yansıttığında durmuştu acısı. Kolundaki ufak sızılar acı değildi, sakinleştiriciydi sanki. "Senden nefret ediyorum."

Sözler kendineydi. Asla barışmadığı kendineydi.

Ne zaman her şey böyle boktan bir hâl almıştı? O hayatına girince mi? Onun için bir hiç olduğunu kabul edince mi? Yoksa hep mi böyleydi?

Hep böyleydi. Arda yanlış eve doğanlardandı, doğarken ölenlerdendi.

Gözleri sağ elindeki jilete döndü. "Sen olmadan nefes alamayacak mıyım ben? Bırak beni. Bırak." güçsüzdü sesi. Yalvarışları fısıltı gibiydi.

"Tanrım.. Eğer varsan, sana sesleniyorum." başını duvara yaslayıp birkaç defa hafifçe vurdu. "Ne zaman öleceğim? Ne zaman kurtaracaksın bu günahkâr kulunu?"

"Veya kulunu günaha sürükleyen o adamla kavuşturacak mısın? Onun yüzünden seninle inatlaşıyorum. Affedecek misin beni? Varsan.. Varsın, varsın bir yerlerde ama çocuklarını umursamıyorsun."

Ferdi'nin bakışları dolaştı aklında.

"Sikeyim Ferdi'yi."

Ferdi'nin onu büyüleyen kokusu..

"Hem onunla olamıyorum, hem onsuz yapamıyorum.. İzin vermiyor onu sevmeme."

Ferdi'nin sonu gelmeyen öpücükleri..

"Bu sikik dünyadaki tek tutunabileceğim insan günahlarımın sebebi olmak zorunda mı?"

Ferdi'nin asla yerinde durmayan elleri..

"Tanrım.. Sadece, sadece kurtar beni. Nefes almama yardım et. İzin ver. Diğerleri gibi derin nefesler almam için izin ver. Önemse aptal kulunu. Dünyayı yaratıp bize bırakmak ne kadar akıllıca?"

Bu lafların üstüne çalan kapıyla yerinden sıçradı çocuk. "Siktir, siktir, siktir!"

Kolundaki yeni yeni başlayan ufak kanamayı umursamadan sweatinin kollarını düzeltip jileti çekmecelerden birine attı. Aynadan kendine baktı. "İğrenç görünüyorsun Arda."

Kızarmış gözleri, kurumuş dudakları, dağılmış saçları ve sürekli çektiği kızarık burnuyla ona göre iğrençti.

Zaten Arda'ya göre kendi, Ferdi'nin yanına olduğu dakikalar dışında hep iğrençti. Ferdi ona bebeği gibi davranıyordu, öyle bakıyordu çünkü bir amacı vardı. Klasik, yatağa atacaktı. İkisi sadece bu yüzden bir araya geliyordu sonuçta. Amaç belliydi ve Ferdi amaçlarından kolay kolay vazgeçecek biri hiç olmamıştı.

Her birlikte olduklarında Ferdi'nin iltifatları hayatında duyduğu en güzel şeylerdi sanki. Ama biliyordu, hepsinin bir sebebi vardı. Yine bir amaç vardı. Ferdi iltifarlar ediyordu çünkü o an fazlasıyla iyi hissediyordu.

Hâlâ aynada kendine bakarken tekrar kapının çalmasıyla başını hayır anlamında salladı. "Açmayacağım."

Ya Ferdi geldiyse?

"Ferdi olsa bile açmayacağım."

Eğer kapıdaki Ferdi'yse illa ki açacaktı. Farkındaydı bunun.

Onu sadece kullanan adama fena vurulmuştu ve onu her şekilde, her zaman kabul ederdi.

Tekrar zilin çalmasıyla kapıya yöneldi. "Sadece kim olduğuna bakacağım."

leaving tonight | arfer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin