"Arda koş!"
"Arda uyan!"
Bedeninin sarsılmasiyla korkuyla gözlerini açtı Arda. Onu sarsan kişinin Erenay olduğu fark ettiğinde az önce olanları algılamaya çalıştı. Her şeyin bir rüyadan ibret oluşunu idrak ederken fazlasıyla zorlanıyordu Arda. Her şey bir kabustan ibaretti. Ve yalnız değildi. Karanlığın içinde yine Erenay eşlik ediyordu.
Arda daha olup biteni kavrayamadan hızlı nefesler almaya devam ederken telaşla bakan Erenay, gözyaşlarını silip alnına ufak bir öpücük bıraktı. Bir elini Arda'nın yanağına koyup yavaşça okşamaya başladı. Ben buradayım demekti bu. Ben buradayım ve seni asla bırakmayacağım. Tutulmaya müsait mi diye sormadan verilen sözler, izinsiz geçen zamanda tahmin edilemez yıkımlara yol açardı oysa.
Gözlerini açtığından beri daha hiç hareket etmediğini, öylece kaskatı kesildiğini yeni, Erenay'ın tenine değen teniyle fark etmişti Arda. Uyanmıştı saçma kabusundan.
"Seni dakikalardır uyandırmaya çalışıyorum, çok korktum Arda. Yardım edin diye mırıldandıyordun, adımı söyleyip yardım istiyordun benden."
Konuşmayı unutmuş gibi sessizce Erenay'a bakmaya devam ediyordu Arda. "Erenay.." diye bir mırıltı çıktı kuru dudaklarından.
"Söyle, söyle güzelim."
"İyi hissetmiyorum ben, korkuyorum. Çok korkuyorum, içimde bir şeylerin kopacağını biliyorum sanki. Erenay, bir şey yap! Ne olur kurtar beni bu histen, lütfen."
Erenay daha fazla dinlemeden Arda'nın dudaklarına yapışıp hafifçe öpmeye başladı. Karşısındaki çocuğa tezat bir şekilde sakindi öpücüğü. Bu da, ben buradayım demekti Erenay'ın dilinde. Ve Arda'nın dilinde, sakinleştiriciden farksızdı.
Geri çekilirken "Korkma, buradayım bak. Sen istediğin kadar buradayım. Bu şehir, bu sokaklar, bu caddeler.. Hiçbiri engel olamaz yanında olmama." diye fısıldadı Arda'nın kulağına. Çocuğun yüzüne yavaş öpücükler birakarak uzaklaştı Erenay. Yatağın başlığına sırtını dayayıp, ona alttan bakan Arda'nın rahatlamasını beklerken güven verici bir gülümsemeyle bakıyordu.
O an, durup sadece düşündü yeşil gözlü olan. Neydi Ferdi'yi Erenay yapan? Erenay'ın ona böylesine güzel bakmasını sağlayan ya da Erenay'ın ona sözler vermesini sağlayan neydi? Bir sürü sorusu vardı ancak hiçbirinin cevabını bulamıyordu. Belki de bulmaktan korkuyordu. Erenay'ın onu sevmesi ve bu yüzden değişmiş olduğu düşüncesini aklına getirmekten kaçınıyordu. Korkuyordu kaybetmekten. Karanlığın içinde Erenay'sız kalmaktan deli gibi korkuyordu.
"Erenay,"
"Söyle böceğim, ne oldu?"
Arda cevap vermeden uzandığı yerden dikleşerek birkaç saniye toprağına baktı.
"Bana kelebeklerin hikayesini anlatır mısın?"
Erenay aldığı soruyla kaşlarını çatıp duraksadı. Arda'ya hatırlamaz umuduyla sarhoşken anlattığı bir anı daha yüzüne çarpılmıştı. Arda'ya neden aşık olmak istemediğinden aşktan kaçtığından bahsederken, annesinin ona anlattığı hikayeyi anlatmasına karşın büyük bir pişmanlık içindeydi bu anda Erenay.
"Arda, bu hikayenin,"
Elini Erenay'ın dudaklarına götürüp kapatarak cümlesini böldü Arda. "İtiraz etme, sadece dinlemek istiyorum senin sesinden."
Erenay, Arda'nın gördüğü rüyadan bihaber olsa da rüyanın böceği üstündeki etkisini rahatlıkla anlayabiliyordu. Zaten kızarmaya hazır olan yanakları şimdi dudakları ile ayni renkti, avuç içlerinde sıkmaktan kızarıklıklar oluşmuştu, nefes almakta zorlanıyor olacak ki dudakları hafif aralıktı.. Kısacası, Arda darmadağındı ve Erenay ona kıyamaz, hayır diyemezdi. Anlatacağı hikaye canını yakacak bile olsa, böceğine yapamazdı bunu.
![](https://img.wattpad.com/cover/353589021-288-k72874.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leaving tonight | arfer
Randomi swear to god the voices wouldn't shut up, oh and i, i figured it all to be love but this isn't lovely