2. Bölüm: Sonunda!

122 12 1
                                    

Hoşgeldinizz💓 Yıldızı parlatmayı unutmayın🌟

İyi okumalar🍃

Medya: Fan

***

"Aksoy Hukuk Bürosundan arıyorum. Stajyer başvurunuz kabul edildi. Yarın başlayabilirsiniz."

"Ne?!" diyerek istemsizce bağırdım. "Gerçekten mi?"

Telefondaki adam bu soruma cevap vermeye tenezzül etmeden hızlıca konuştu.

"İyi günler." Telefon kapandığında sevinçten havalara uçuyordum.

"Allah be!" Telefonu yatağa fırlatıp halay çekmeye başladığımda abimin bembeyaz olmuş suratını gördüm.

"Anne!" diye bağırarak mutfağa doğru yürüdüğünde ekledi.

"Güneş kafayı üşüttü en sonunda."

"Anne, gel sen de çek halayı!" diye bağırdıktan sonra dolabımdan siyah bir tişört alıp mendil gibi sallamaya başladım. Turnayı gözünden vurmuştum. Şu anda Dünya'nın en mutlu insanı olabilirdim.

"Ayy, korkutma beni kızım!" diyerek yanıma gelen annemi de yanıma çekip halaya devam ederken neşeyle haykırdım.

"Aksoy Hukuk Bürosundan aradılar anne! Başvurum kabul edilmiş!" Aksoy Hukuk Bürosu bu şehirdeki en iyi büroydu ve orada staj yapan herkes tam tescilli bir avukata dönüşüyordu. Bundan daha iyi bir fırsatım olamazdı.

Annem sevinçle bana sarıldığında abimin kapı ağzında dikildiğini gördüm.

"Nasıl oldu da senin gibi işe yaramazı almışlar?" Beni kıskandığı apaçık ortadaydı.

"Kıskananlar çatlasın," diyerek ona kapak işareti yapmaya başladığımda annemden ayrıldım. Ondan ayrılır ayrılmaz Tayfun üzerime doğru gelmeye başladığında elimdeki kozu kullanarak onu anneme ispikledim.

"Anne, sen bu oğlunun sigara içtiğini biliyor muydun?" Annemin gözleri büyüdüğünde abime bıyık altından gülüyordum.

"Vallahi yalan söylüyor anne! Ne sigarası, ben bilmem öyle şeyleri!" İnkâr edeceğini adım gibi bildiğim için gardırobuma ilerledim ve sigara pakedini çıkardım.

"Bu suç aletini üç gün önce cebinde buldum."

"Yalan! Yalan söylüyor anne!" demesine kalmadan annem elini terliğine götürdü ve Tayfun'u tam on ikiden vurdu.

"Edepsiz. Sen akşam baban gelince görürsün bakalım, Anya'yı Konya'yı!" Diğer ayağındaki terliği de çıkarıp abimin kalçasına vurmaya başladığında, Tayfun hâlâ inkâr ediyordu.

"Ah! Anne vallahi yalan, ay acıdı ama!"

"Benim yerime de vur annem, ellerin dert görmesin," diyerek annemi daha çok gaza getirdiğimde Tayfun götüne fişek takılmışçasına odanın dışına fırladı. Annem de arkasından gittiğinde sinsice gülüp kapıyı kapattım ve az önce yatağımın üzerine fırlattığım telefonumu aldım. Bu güzel haberi ahiretliklerimle paylaşmam gerekiyordu.

Konferans konuşmasını başlatıp dördünü de aradıktan sonra pişmiş kelle gibi sırıtmaya başladım.

Her zamanki gibi, hepsinden önce Elçin aramayı yanıtladı.

"Naber lan, şeytan?" diyerek ilk o konuştuğunda güldüm.

"Aşırı iyiyim, sen nasılsın?" diye sorduğumda Asel de telefonunu açmıştı.

EVLENELİM BARİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin