Neredeyse iki ay oldu. Umarım iyisinizdir...
Okul, sınavlar, dersler derken ancak şimdi atabildim.
Yıldızı parlatmayı ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın lütfen...
İyi okumalar:)
Medya: Bir Hayli
***
"Kimsiniz?" İçimde garip bir his kendini gösterirken, karşımdaki kadın bana küçümseyerek baktı.
"Ben Egemen'in nişanlısıyım, hayatım. Asıl sen kimsin?"
"Eski nişanlısısın herhalde," diyerek derin bir nefes çektim içime. "Ben Egemen'in karısıyım." Kadının gözleri şokla açılırken bana inanmaz gibi bakıyordu.
"Ne? Nasıl yani?!" Ağzı açık kalmış, hayretle bir bana bir Aysima Anneye bakıyordu. "Benden sonra Egemen sana nasıl bakar? Bu mümkün değil."
"Sen kendini bulunmaz Hint kumaşı sanıyorsun herhalde. Neyim varmış benim?" Sakin kalmaya çalışsam da, sinirlerim gerilmişti.
"Canım, bir bana bak, bir de kendine. Sence biz denk miyiz?"
"Hah!" Diye güldüm. "Tabii ki de denk olamayız. Ben senin gibi çirkef miyim be!" Kızıl şeytanın gözleri irice açıldığında Aysima Anne korkuyla bizi izliyordu. Kızıl şeytan bana doğru bir adım attığında başımı dikleştirdim. Estetikli olduğu her halinden belli olan dudaklarını ısırdı.
"Ne diyorsun ya sen? Nasıl bir konuşma tarzı bu?!" Sinirlenmişti ancak ben daha sinirliydim.
"Canım, ben doğuştan çıtırım. Dön de bir aynaya bak! O kadar estetik yaptırmışsın ama bir işe yaramamış." Üstten bana bakarken kaşlarını çatmaya çalıştı ancak nafileydi. O kadar botoksa kaş mı dayanırdı?
"Ne biçim konuşuyorsun sen benimle?! Terbiyesiz! Şu paspal halinle bana laf mı yetiştiriyorsun?" Yok, ben bu kadını yolarım!
"Bana bak, seni varya!" Elim o kızıl saçlarını yakalamak için uzanmıştı ki, arkamızdan gelen sesle dondum.
"Özür dile!" Egemen'in burada ne işi vardı? Asıl soru, özür dile derken kimi kastetmişti?
"Ne?" Kızıl şeytanla aynı anda ona döndüğümüzde o, hızlı adımlarla yanıma geldi ve elimi tutuverdi.
Kızıl şeytan şokla ona bakarken Egemen ona döndü ve yüksek sesle tekrarladı. "Karımdan özür dile!" Bir şok dalgasıyla daha sarsılırken, Egemen'in elinin sıcaklığı bile beni gerçek dünyaya döndürmeye yetmeyecek gibiydi.
"Ne? Ne diyorsun Egemen?!" Kızıl şeytanın gözleri hızla dolduğunda bize doğru iki adım atıp Egemen'in önünde durdu. "Bu kadın bana hakaret etti! Beni dövmeye kalktı. Bir de özür mü dinleyeceğim?" Hayretle ona bakarken, araya girdim.
"Hop! Orada dur bakalım. Ben gayet medeni bir şekilde konuşuyordum seninle. Bana hakaret eden sensin!" Başını iki yana sallayarak inkar etmeye çalıştığında Egemen iyice sinirlenip bağırdı.
"Karımdan özür dile, dedim! Hemen şimdi ondan özür dileyeceksin." Kızıl şeytan geri adım atmayacak gibiydi.
"Bebeğim," diyerek elini Egemen'in yüzüne atmaya çalıştığında elini havada yakaladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLENELİM BARİ
General FictionBizi bir araya getiren şeylerin içinde duygular yoktu. Biz kendi çıkarlarımız uğruna evlenmiştik. O bürosunu büyütecek kendini kanıtlayacaktı, ben de abimin başımıza açtığı borçtan ve tefeci belasından kurtulacaktım. Ta ki, aşk denen duygu bir anda...